Hz. Osman’ın Radiyallahü Anh’ın Hikmetli Sözleri -1-
Hz. Osman’ın Radiyallahü Anh’ın Hikmetli Sözleri -1-
Meleklerin bile hayâ ettiği insan,
ilk Müslümanların dördüncüsü ve üçüncü İslâm Halifesi, ashab-ı kiramın öde
gelenlerinden Osman ibni Affân Radiyallahü Anh, Fil Vak’ası’ndan altı sene
sonra yani 574 yılında Mekke’de dünyaya gelmiştir. Soyu Abdi Menâf’ta
Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz’le birleşir.
Kureyş kabilesine mensup olup Emevî soyundandır. Annesi
Ervâ bint-i Küreyz, Allah Rasûlü’nün halası Beyzâ’nın kızıdır. Hz Osman Radiyallahü
Anh
Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in damadı
ve üçüncü İslâm Halifesi’dir.
001-
Eğer kalblerimiz tertemiz olsaydı
(yani tezkiye ve tasfiye sürecinden geçmiş olsaydık), Rabbimizin Kelâmı’na
doyamazdık. Ben, Mushaf’a bakmadığım bir günün geçmesini çok çirkin görürüm.
002-
Hz. Osman Radiyallahü Anh şehît
edildiğinde, yüzüne çok bakmaktan dolayı Mushaf’ı iyice yıpranmış, bazı yaprakları
ise delinmişti.[1]
003-
Kim geceleyin Âl-i İmran
Sûresi’nin sonunu okursa ona, geceyi sabaha kadar ibadetle ihya etmiş gibi
sevap yazılır.Hata! Köprü başvurusu geçerli değil. (Ali el-Müttakî, II,
304/4066)
004-
İçkiden sakının, çünkü o bütün
kötülük ve çirkinliklerin anasıdır… Aman içkiden uzak durun, vallahi îman ile
içki mübtelâsı olmak, asla bir arada bulunmaz. Pek yakında birinin diğerini
uzaklaştırmasından korkulur. (Nesâî, Eşribe, 44)
005-
Yâni içkiye mübtelâ olmak, tevbe
edilmediği takdirde kişinin kalbinden îmânı çıkarıp atar. Tevbe edildiğinde ise
îmân, içki içme hastalığını sahibinden uzaklaştırır.
006-
Çocukları para kazanmaya mecbur
etmeyin! Siz onları mal kazanmaya mecbur ettiğiniz takdirde hırsızlık yaparlar.
San’at sahibi olmayan câriyeleri de kazanca zorlamayın! Zira siz onları kazanca
zorladığınız takdirde iffetlerini zedeleyerek kazanmaya çalışırlar. Onların
getireceği paraya karşı istiğnâ gösterin ki, Allah da sizi müstağnî kılsın.
Size temiz olan yiyecekler yaraşır. (Muvatta’, İsti’zan 42)
007-
Resûlullah Efendimiz’e bey’at
ettikten sonra hiç şarkı söylemedim, yalan konuşmadım ve sağ elimle tenâsül
uzvuma dokunmadım. (İbn Mâce, Tahâret, 15)
008- Cuma günü imam hutbeye çıkınca susun ve hutbeyi dinleyin!
Susan kimse dinlemese de, dinleyen kadar sevap kazanır.
009- Namaz için kâmet getirilince safları düzeltin,
omuzlarınız bir hizaya gelsin. Zira safların düzgün tutulması namazı tamamlayan
bir unsurdur.
010-
Osman Radiyallahü Anh , safları
düzeltmek için vazifelendirdiği şahıslar gelip safların düzeltildiğini
bildirmeden tekbir almazdı. (Muvatta’, Cuma)
011-
Şüphesiz Allah Teâlâ, dünyayı,
ona meyletmemeniz ve onunla âhiret yurdunu talep etmeniz için yermiştir.
Muhakkak dünya fânî, âhiret ise bâkîdir. Fâni olan sizi şımartıp azdırmasın ve
bâki olandan alıkoymasın. Siz, bâkîyi fânî olana tercih ediniz! Dünya sonludur,
dönüş Allah’adır. Allah’tan korkunuz! (İbn Ebi’d-Dünyâ, Mevsû‘a, I, 77)
012-
Ey Âdemoğlu! Bilmiş ol ki eğer
sen kendi nefsinden gâfil olur ve kendin için hazırlık yapmazsan, elbette ki
başkası senin için hazırlık yapmaz.
013- Allah’ın huzuruna mutlaka varacağını aklından çıkarma ve
bunun için de nefsinin hazırlığını görüp onun için rızık temin et! Sakın bu işi
başkasına havale edeyim deme! Selam üzerinize olsun! (Dîneverî, el-Mücâlese ve
cevâhiru’l-ilm, II, 73; Ali el-Müttakî, no: 42790)
014- Cennet ile Cehennem arasında bulunsam da hangisine
gireceğimi bilmesem, bunu öğrenmeden evvel çürüyüp toprak olmayı isterdim. (Ebû
Nuaym, Hilye, I, 60)
015-
“Kulluk; haram helâl sınırlarını
muhâfaza etmek, ahdlere vefâ göstermek, mevcûda rızâ göstermek, olmayana da
sabretmektir.
016-
“Müttakî bir kulun alâmetlerinden
biri de, diğer insanları kurtulmuş, kendini ise helâk olmuş görmesidir.
017-
“En büyük kayıp, sâhibinin âhiret
seferi için azık hazırlayamadığı uzun bir ömürdür.
018-
“Kimin, dünya zindanı olursa, o
mü’min kabirde rahat eder.
019-
Beyhakî, Şuab, III, 509, el-Esmâ’
ve’s-Sıfât, s. 182; Ali el-Müttakî, II, 287/4022, 316/4110.
020- Allah nasip etmeyeceği şeyin hayalini kurdurmaz.
021- Ben terazi değilim ki yanılma ve hatadan uzak olayım.
022- Bir zorlukla karşılaştığında sabret Çünkü hiçbir güçlük
yoktur ki arkasından kolaylık gelmesin.
023- Dünyaya Allah’ın değer verdiği nispette değer veriniz.
024- Mezar dünya duraklarının sonu, ahiret duraklarının
ilkidir. Orada azap görenin ilerisi de kötü, iyilik görenin ilerisi de iyidir.
025- Dünya gurur üzerine dürülüp kurulmuştur.
026- Biliniz ki Allah kiminle beraberse o hiçbir şeyden kokmaz
Allah kime gazap etmişse onun affını isteyeceği başka kimse yoktur.
027- İyilere dost ol, kötülerden emin olursun.
028- En sonra varacağınız Hak’tan korkun ki, fitne ve fesada
düşmeyesiniz.
029- Güzel edep ve şüpheden sakınma o kadar güzeldir ki,
bunların bir üçüncüsü yoktur.
030- İnsanların en hayırlısı, günahsız olan ve Allah’ın kitabı
ile amel edendir.
031- Cennet mutluluğunu bilerek istirahat edene ve Allah’ı
bildiği halde başkasını zikredene hayret ederim.
032- Küçük çocukları kazanca zorlamayın, eğer onları kazanca
zorlarsanız hırsızlık yaparlar. Elinde bir sanatı olmayan cariyeleri de kazanca
zorlamayın, eğer onları kazanca zorlarsanız zina yaparak istediğiniz parayı
getirmeye mecbur olurlar.
033- Ecel erişmeden yapabileceğiniz hayırlı işler için acele
ediniz.
034- En akıllı insan; nefsini hesaba çeken, onu iyi idare
eden, ölümden sonrası için amel işleyen ve kabir karanlığı için Allah’ın
nurundan istifade edendir.
035- Cenâb-ı Hakk dünyayı nasıl yokluğa mahkûm ettiyse, siz de
onu bir tarafa atın.
036- Ya bela ve musibetlere sabredersin yahut nedamet edersin.
037- Ey insanlar! Kumar aletlerinden sakınınız. Kimsenin
görmediği, vakıf olamadığı işlerinizde Allah’a muhalefetten sakınınız.
038- Geçenlerden ibret alınız, gayretle çalışınız, gafil
olmayınız. Hiç bir hareketinize göz yumulmaz.
039- Mizahın başlangıcı ferahlık, sonu kederdir.
040- İlim en faziletli halef, ilimle amel etmek en mükemmel
şereftir.
041- Gözü haramdan korumak, ne güzel şehvet perdesidir.
042- Dünyayı terk eden Allah’ın sevgilisi olur.
043- Cenabı Haktan başka hakiki sığınak yoktur.
044- Kişi nefsini ihmal etse de, fakirlik canına tak dese de,
gönül tokluğu onu başkalarına muhtaç olmaktan vareste kılar kendisini de
güzelleştirir.
045- Dünyanın kasaveti kalbin zulmeti, ahiret tasası kalbin
nurudur.
046- Kul, gözleri gördüğü hâlde Allah’ın kendisini âmâ olarak
diriltmesinden korksun!
047- Adaletli sultan, şiddeti bol yağmurdan daha hayırlıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder