Günah Var mı Karıncayı Kırınca?
Günah Var mı Karıncayı Kırınca?
Uzun boylu genç bir adam arka bahçeye doğru
ilerliyordu. Bu kişi, Avrupa’yı titreten, koca Akdeniz’i hâkimiyet altına alan
Osmanlı Devleti’nin kudretli hükümdarı Kanunî Sultan Süleyman Kuddise Sirrûh’dan
başkası değildi. Devlet işlerinden vakit buldukça soluklanmak için arka bahçeye
çıkar, ağaçları, kuşları, denizi seyrederdi.
O gün deniz, ağaçlar bir başka güzeldi, yalnız
ağaçlardan birkaç tanesinin yapraklarının buruştuğunu fark etti. Hemen
yanlarına yaklaştı ve eliyle tutup incelemeye başladı. Biraz sonra ağaçların
neden buruştuklarını anlamıştı. Karıncalar sarmıştı o güzelim dallarını. Aklına
bir çözüm yolu geldi. Ağaçları ilaçlatacaktı.
Böylece ağaçlar karıncalardan kurtulacak ve rahat
bir nefes alacaklardı. Fakat birkaç dakika daha düşününce bu fikrin o kadar da
iyi olmadığını anladı. Karıncalar da can taşıyordu, ağaçları ilaçlatırsa onlar
ölebilirdi. İşin içinden çıkamayacağını anlayan Kanunî, bu konuyu danışmak için
hocası Ebussuud Efendi Kuddise Sirrûh’u aramaya koyuldu.
Hocasının odasına gitti. Ama hocası odada yoktu.
Hemen oracıkta bulduğu kâğıt parçasına kafasına takılan soruyu edebî bir
üslupla yazdı ve hocasının rahlesi üzerine bıraktı.
Birkaç saat sonra hocası odasına gelmiş ve rahlenin
üzerinde el yazısı le yazılmış kâğıdı görmüştü. Eline hat kalemini alan
Ebussuud Efendi, talebesinin soruyu yazdığı kâğıdın altına bir şeyler yazdı ve
kâğıdı rahleye bıraktı.
Kanunî bir ara tekrar hocasının odasına uğradı.
Hocası yine yerinde yoktu; ama rahlenin üzerine bırakmış olduğu kâğıdın üzerine
kendi yazısı dışında bir şeylerin daha yazılmış olduğunu gördü.
Merakla kâğıdı eline aldı ve okumaya başladı. Yazıyı
okuyunca yüzünde bir tebessüm belirdi. Kâğıdın üst kısmında Kanunî’nin hocasına
yazdığı sual vardı.
Kanunî şöyle diyordu hocasına:
“Meyve ağaçlarını sarınca karınca
Günah var mı karıncayı kırınca?”
Hocası Ebussuud Kuddise Sirrûh soruyu şöyle
cevaplıyordu:
“Yarın Hakk’ın divanına varınca
Süleyman’dan hakkın alır karınca...”
Yorumlar
Yorum Gönder