Ne Çare...
Hakikat şehrinde bir güzel gördüm,
Bir göreni göremedim ne çare...
Sevdayı aşkından yanıp kül oldum,
Bir bilen yok soramadım ne çare...
Bir zaman bekledim Leyla dağını,
Bir zaman bekledim gül budağını,
Bir zaman bekledim yâr otağını,
Vasılı yâr olamadım ne çare...
Andelibin işi ahu zar olur,
O nasıl güldür ki tezce har olur,
Bir gönül kul olur gah hünkar olur,
Ben bu sırra eremedim ne çare...
Bir gülün ki harı vardır yâr demem,
Kansız didelere ahu zar demem,
Yüzünü görmeden yârim var demem,
Ben bu yâri bulamadım ne çare...
Niceleri yâr der gönlü binada,
Niceleri yâr der gönlü zinada,
Nicesinin gönlü bey-ü şirada,
Bu yâr kimdir bilemedim ne çare...
Duydum ki yârimin yeri Kaf imiş,
Dillerde söylenen kuru laf imiş,
Aslını sorarsan nun-u kaf imiş
Pâyine yüz süremedim ne çare...
Meded Pir-i Sanî bir gör halimi,
Bu Salih’e çok ettiler zulümü,
Aç vuslat perdesin göster yüzünü,
Çok ağladım gülemedim ne çare...
Salih Baba Divânı’ndan
Yorumlar
Yorum Gönder