İnsan Öldükten Sonra Ruhu Nereye Gidiyor?
İnsan Öldükten Sonra Ruhu Nereye Gidiyor?
Mezarlıktan
geçerken selam vermek, ruhların orada olduğuna mı işarettir? Öldükten sonra
ruhların durumunu anlatır mısınız?
Değerli kardeşimiz,
Ölüm yokluk
değildir; daha güzel bir âlemin kapısıdır. Nasıl ki, toprak altına giren bir
çekirdek, görünüşte ölüyor, çürüyor ve yok oluyor. Fakat gerçekte daha güzel
bir hayata geçiş yapıyor. Çekirdek hayatından ağaçlık hayatına geçiyor.
Aynen bunun
gibi, ölen bir insan da görünüşte toprağa giriyor, çürüyor ama geçekte berzah
ve kabir âleminde daha mükemmel bir hayata kavuşuyor.
Beden ile ruh,
ampul ile elektrik gibidir. Ampul kırılınca elektrik yok olmuyor ve var olmaya
devam ediyor. Biz onu görmesek de inanıyoruz ki, elektrik hala mevcuttur. Aynen
bunun gibi, insan ölmekle ruh vücuttan çıkıyor; fakat var olmaya devam ediyor.
Cenab-ı Allah ruha münasip daha güzel bir elbise giydirerek, kabir aleminde
yaşamını devam ettiriyor.
Bu sebeple
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem:
“Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından
bir çukurdur.” (Tirmizi, Kıyame 26) buyurarak, kabir hayatının varlığını ve
nasıl olacağını bize haber veriyor.
İmanlı ölen ve
kabir azabı görmeyen insanların ruhları serbest dolaşır. Bu sebeple pek çok
yere gidip gelebilirler. Bir anda çok yerde bulunabilirler. Aramızda
dolaşmaları mümkündür. Hatta şehitlerin efendisi Hz. Hamza (ra) pek çok insana
yardım bile etmiş ve hala yardım ettiği insanlar vardır.
Ruhlar âleminden
anne karnına gelen insanlar, oradan dünyaya doğarlar. Burada buluşup görüşürler.
Aynen bunun gibi, bu dünyadaki insanlar da ölüm ile öbür tarafa doğarlar ve
orada dolaşırlar. Nasıl ki buradan öbür tarafa gideni uğurluyoruz. Kabir
tarafından da buradan gidenleri karşılayanlar var. İnşallah bizleri de başta
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem olmak üzere, bütün sevdiklerimiz orada
karşılarlar.
Yeni doğan
çocuğu burada karşıladığımız gibi, buradan öbür tarafa giden bizleri de
inşallah dostlarımız karşılayacaktır. Bunun şartı Allah’a iman, O’na ve
Peygamber'ine uymak ve iman ile ölmektir.
Resulullah Sallallahü
Aleyhi Vesellem, kabir ziyaret ederken ahireti hatırlamayı, meyyite dua ederek,
ona ihsanda bulunmayı, ona acımayı, istiğfar etmeyi emretmiştir. Bir kabri
ziyaret eden kimse, hem kendisine, hem de meyyite iyilik etmiş olmaktadır.
Müslim’in, Ebu Hüreyre’den bildirdiği hadiste:
"Kabirleri ziyaret ediniz! Kabir ziyareti, ölümü hatırlatır." (İbni Mâce, Cenâiz 47)
buyuruldu.
Abdullah ibni Abbas diyor ki, Resulullah Medine’de, kabristan yanından
geçiyordu. Kabirlere bakarak,
"Esselamü
aleyküm ya ehlel-kubur! Yagfirullahü lena ve leküm, entüm selefüna ve nahnü
bil-eser." buyurdu.
Bu nedenle
kabir ehline selam vermek sünnettir.
İman ehli
insanların ruhları serbest olduğundan verilen selamları alırlar. Ayrıca her
ruhun kabriyle de irtibatı vardır. Fakat bu durum onların topraktaki
cesedlerinde olduğu anlamına gelmez. O âlem tamamen farklı bir âlemdir. Nitekim
güneş çok yükseklerde olduğu halde ışığıyla, ısısıyla, renkleriyle sizin
yanınızdaki aynayla irtibatı vardır. Ama güneş aynanın içinde değildir. Aynaya
zarar verilse bile güneşe bir şey olmaz.
Kutlu ve iyi ruhlar ölünce göklere mi çıkıyor?
“Muhakkak!
Şüphesiz iyilerin kitabı “İlliyyûn” dadır. İliyyûn’un ne olduğunu sen nereden
bileceksin? O, yazılmış bir kitaptır.” (Mutaffifîn, 83/18-21)
Abdullah b.
Abbas, Kâb. B. Ahbar, Üsame b. Zeyd ve Mücahid’e göre, “İlliyun”, yedinci
göktür ve cennetlik olanların ruhları da oradadır. (bk. Taberî, İbn Kesir,
Râzî, ilgili ayetlerin tefsiri).
Demek ki,
herkesin kitabı ruhunun bulunduğu yerdedir. Oradaki mukarreb meleklere teslim
edilmiştir.
Yine Kâb ve
İbn Abbas’ta gelen diğer bir rivayete göre, müminlerin ruhu Arş'ın yanındadır.
Başka bir rivayette cennettedir.(age.).
Konuyla ilgili
Dahhak’ın görüşü şöyledir: Mümin kimsenin ruhu alındığında, onu alıp dünya
semasına götürürler, Her gökte bulunan Mukarrebin melekler, onu oradan alıp
sırayla ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci semaya
çıkarırlar, oradan da Sidretu’l-Muntahaya götürürler ve “Ya Rabb! Bu senin
filanca kulundur.” derler. Allah o kulunun kim ve nasıl biri olduğunu en iyi
bilen olarak, onu azaptan emin kıldığına dair mühürlü bir tezkereyi onlara
gönderir. "Muhakkak! Şüphesiz iyilerin kitabı “İlliyyûn” dadır. İliyyûn’un
ne olduğunu sen nereden bileceksin? O, yazılmış bir kitaptır.” ayetleri bu
gerçeğe işaret etmektedir.(age.)
Bazı âlimlere
göre, “yazılmış bir kitap”tan maksat kişinin amel defteridir. Hafaza melekleri
onları semada mukarreb meleklere teslim ederler. Mümin olan kitabın sahibi
güzel amellerini gördüğünde çok sevinecektir.(Razî, a.g.y).
Bir hadis
rivayetine göre Efendimiz(a.s.m) şöyle buyurmuştur:
“Melekler
Allah’ın kullarından bir kulun amellerini yukarıya çıkarırken, onu çok fazla
bulup överler. Nihayet Allah’ın dilediği yere vardıklarında, Allah onlara şu
mesajı gönderir;
‘Siz kulumun
amellerini muhafaza ettiniz, ben de onun içini kontrol ettim, bu kulumun
amelleri halis değildir (içinde Allah’ın rızası dışında başka maksatlar
vardır), bu sebeple onları alıp aşağıların aşağısına (Siccin) götürün.'
"Diğer
taraftan bir kulun amellerini yukarıya çıkarırken onu azımsar ve küçümserler.
Allah yine onlara şu mesajı gönderir:
‘Siz kulumun
amellerini muhafaza ettiniz, ben de onun içini kontrol ettim, bu kulumun
amelleri halisdir, onları en yüksek yere götürün.' ” (Zamahşeri, el-Keşşaf;
Suyutî, ed-Durru’l-Mensur, ilgili ayetlerin tefsiri).
Sahih bir
rivayete göre,
“Şehitlerin
ruhları Arş'a asılı kandillerdeki yeşil kuşların içinde olur ve istediği
şekilde cennet bahçelerinde dolaşırlar.”(Müslim, İmare, 33).
Selam ve dua
ile...
Sorularla
İslamiyet
Yorumlar
Yorum Gönder