Ne Güzel Öğretmensin Sen…
Ne Güzel Öğretmensin Sen…
"Üzmüşler çocuğu, diğer çocuklar.
"Senin baban çöpçü, sen de pis kokuyorsun!"
demişler.
Okul öncesi çocuklarında vicdan duygusu tam
gelişmemiştir. Zaman zaman böyle acımasız olabilirler. Sonuçta hepsi çocuk işte...
Kırmışlar yavrucağın kalbini. Çocukların güzel yanıdır gönülleri, kırılsa da
çok, hemen toparlanmaya meyillidir. Yetişkinlere benzemez, kin gütmezler.
Konuştum babayla. Çok üzüldü, çocuğunun
üzülmesine. Dağ gibi adam gözyaşlarını ilk kez ayırdı gözlerinden belki de.
"Üzülmek yetmez dedim, bir planım var.
Dâhil olur musun?"
Kabul etti seve seve.
"Pis ülke" oyunu oynattım çocuklara
bir gün.
Türetilmiş (uydurma) bir oyun. Ne bulduysak
attık yerlere. Bu arada "kötü koku spreyi" sıktık sınıfa,
çocuklar görmeden tabi. Birazdan sınıf dayanılmaz bir kokuya karıştı.
“Dedim niye böyle oldu?”
Dediler:
“Öğretmenim çöplerden, pislikten!”
“Durun dedim, bakın kapıya, biri gelecek, bizi bu
koku ve pislikten kurtaracak.”
“1,90 boyunda, heybetli mi heybetli çöpçümüz,
çöpçü elbiseleriyle kapıdan girdi. Büyülendiler sanki. Bak bak bitiremiyorlar.
Başlıyor hemen temizliğe. Ben de pencereleri
açıyorum hemen. Temiz hava nüfuz edince etkisini kaybediyor kötü koku spreyi.
Yardımcı öğretmenimiz Yasemin de kokulu oda spreyini sıkıyor birkaç kere...
Çocukların gözü bizi görmüyor zaten. Ama
içlerine doluyor mis gibi çiçek kokusu.
"Çöpçüyüm Ben!"
Sonra yarım ay düzeninde oturuyoruz çöpçünün
karşısına. Konuşuyor prova ettiğimiz gibi.
"Çöpçüyüm ben!" diyor. "Siz
sabahları uyurken daha, ya da gece yarısı mahallenizin çöplerini topluyorum.
Arkadaşlarım da var. Onlar da topluyor. Çöpler toplanmasa sokaklardan, her yer
bugün sınıfınızın koktuğu gibi kokar. Çöpçülük zordur çocuklar. Çok zor
iştir."
Anlatıyor uzatmadan; kısa, öz, keskin.
Anlattıkça daha da büyüyor adam.
Nasıl dinliyorlar anlatamam. Gözlerini hiç
ayırmadan... Hele oğlu. Gurur duyuyor babasıyla ve her sözünde hayran oluyor
ona. O bakışa ömür verilir inanın bana.
Sonra fotoğraf çektiriyoruz hepimiz
kahramanımızla. Alkışlarla ve aşkla uğurluyoruz çöpçümüzü. Bir baba, bir oğul...
Tedavi edilmiş iki yürek. İşimiz bu. Yüreğe dokunmak. Hanımlar, beyler! Bir
çocuğun alın teriyle para kazanan babasının mesleğinden utanmasına dayanamam.
Dayanırsam, öğretmen olamam.
Ertesi sabah soruyor birkaç veli. "Bizim
çocuk akşamdan beri büyüyünce çöpçü olacağım diyor. Siz ne öğretiyorsunuz bu
çocuklara; Allah aşkına diye soruyor?"
Gülümseyerek cevap veriyorum.
"İnsan olmayı öğretiyoruz…"
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder