Mevlidi Şerif

 Mevlidi Şerif

 

Mevlid Bahri

 

Mefhar-i Mevcudât, Hazret-i Fahr-i Alem

Muhammed Mustafâ’râ Salevât

 

Allâh adın zikredelim evvela

Vacib oldu cümle işte her kula

 

Allâh adın her kim ol evvel anâ

Her işi âsan eder Allâh anâ

 

Allâh adı olsa her işin önü

Hergiz ebter olmaya anın sonu

 

Bir kez Allâh dese şevkile lisan

Dökülür cümle günah misli hazan

 

İsm-i pâkin pâk olur zikreyleyen

Her murada erişir Allâh diyen

 

Aşk ile gel imdi Allâh diyelim

Dert ile göz yaş ile ah edelim

 

Ola kim rahmet kıla ol padişah

Ol Kerimü ol Rahimü ol ilâh

 

Birdir ol birliğine şek yokdürür

Gerçi yanlış söyleyenler çok dürür

 

Cümle alem yok iken ol var idi

Yaradılmıştan Gani Cebbâr idi

 

Var iken ol yok idi ins-ü melek

Arşü ferşü ayü güm hem nüh felek

 

Sün ile bunları, ol var eyledi

Birliğine cümle ikrar eyledi

 

Kudretin izhâr edüp hem ol Celil

Birliğine bunları kıldu delil

 

'Ol! ' dedi bir kere var oldu cihan

'Olma! ' derse, mahv olur ol dem hemân

 

Haşre dek ger denilirse bu kelâm

Nice haşr ola, bu olmaya temâm

 

Pes Muhammeddir bu varlığa sebeb

Sıdk ile ânın rızasına kıl taleb

 

Ey azizler işte başlarız söze

Bir vasiyet kılarız illa size

 

Ol vasiyyet kim derim hem tuta

Mis gibi kokusu canlarda tüte

 

Hakk Teala rahmet eyleye anâ

Kim beni ol bir dua ile anâ

 

Her kim diler bu duada buluna

Fatiha ihsan ede ben kuluna

 

(Mevlid-i Şerif-in müellifi Merhum Süleyman Çelebi Hazretleri´nin ruhu için ve bu satırları okuyan, dinleyen, okumasına sebep olanlardan yaşayanların ruhu makamlarına, ahirete göçmüş olanlarının da ruhlarına El-Fatiha.)

 

Hak Teala Bahri

 

Hak Teala çün yaratdı Ademi

Kıldı Ademle müzeyyen alemi

 

Ademe kıldı feriştehler sücud

Hem anâ çok kıldı ol lûtf issi cûd

 

Mustafa nurunu alnından kodu

'Bil habibim nurudur bû nur dedi'

 

Kıldı o nur anın alnında karar

Kaldı anın ile nice ruzigâr

 

Sonra Havva alnına nakletdi bil

Durdu anda dahi nice ayü yıl

 

Şit doğdu anâ nakletti bu nur

Anın alnında tecelli kıldı nur

 

Erdi İbrahimi İsmaile hem

Söz uzanûr eğer kalanın der isem

 

İşbu resm ile müselsel muttasıl

Ta olunca Mustafa´ya müntekil

 

Geldi çün ol rahmeten lil´alemin

Vardı nur anda karar etti hemin

 

'Ger dilersiz, bulasız oddan necât

Aşk ile, derd ile edin essalat'

 

Viladet Bahri

 

Şefiul´usati fi yevmil´arasat,

Hazreti-i Ahmedü Mahmudû Muhammed Mustafa râ Sâlevat

 

Amine hatun Muhammed annesi

Ol sadeften doğdu ol dür danesi

 

Çünki Abdullah´dan oldu hâmile

Vakt erişdi hefte vü eyyam ile

 

Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn

Çok alametler belirdi gelmedin

 

Ol Rebiul evvel ayı nicesi

On ikinci gice isneyn gecesi

 

Ol gice kim doğdu ol hayrûl beşer

Anesi anda neler gördü neler

 

Dedi gördüm ol Habibin ânesi

Bir acep nur kim güneş pervanesi

 

Berk urup çıktı evimden nagehan

Göklere dek nur ile doldu cihan

 

Gökler açıldı ve feth oldu zulem

Üç melek gördüm elinde üç alem

 

Biri meşrık biri mağribde anın

Biri damında dikildi Kâ´benin

 

Bildim anlardan kim ol halkın yeği

Kim yakin oldu cihana gelmeği

 

Bildim anlardan ki ol halkın beyi

Kim yakın oldu cihanâ gelmeyi

 

İndiler gökten melekler saf ü saf

Kabe gibi kıldılar evim tavaf

 

Hem hava üzre döşendi bir döşek

Adı Sündüs, döşeyen anı melek

 

Çün göründü bana bu işler ayân

Hayret içre kalmış idim ben hemân

 

Yarılıp çıktı divardan nagehan

Geldi üç huri banâ oldu ayan

 

Bazıları derler ki ol üç dilberin

Asiye´ydi biri ol meh-peykerin

 

Biri Meryem hatun idi aşikâr

Birisi hem hûrilerden bir nigâr

 

Geldiler lutf ile ol üç mehcebin

Verdiler bana selam ol dem hemin

 

Çevre yanıma gelip oturdular

Mustafayı birbirine muştular

 

Üç alem dahi dikildi üç yere

Her birisin edeyim nerden nere

 

Dediler oğlun gibi hiç bir oğul

Yaradılalı cihan gelmiş değil

 

Bu senin oğlun gibi kadri cemil

Bir anâya vermemiştir ol Celil

 

Ulu devlet buldun ey dildare sen

Doğuserdir senden ol hulki hasen

 

Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır

Bu gelen tehvid-i irfan kânıdır

 

Bu gelen aşkina devreyler felek

Yüzüne müştakdürür ins ü melek

 

Bu gice ol gicedir kim, ol şerif

Nur ile alemleri eyler latif

 

Bu gice şâdân olur erbâb- dil

Bu giceye can verir eshab-ı dil

 

Rahmeten lil´alemindir mustafa

Hem şefiu´l-muznibindir mustafa

 

Vasfını bu resme tertib etdiler

Ol mübarek nuru tergib ettiler

 

Amine eder çü vakt oldu tamam

Kim vücuda gele ol hayrül enam

 

Susadım gayet hararetten kati

Sundular bir cam dolusu şerbeti

 

Şerbeti karşımda tutdu hûriler

Bunu sana verdi Allah dediler

 

Kardan ak idi ve hem soğuk idi

Lezzeti dahi şekerde yok idi

 

İçtim anı oldu cismim nura gark

Edemedim kendimi nurdan fark

 

Geldi bir ak kuş kanâdiyle revan

Arkamı sıvadı kuvvetle heman

 

Doğdu ol saatte ol sultan-ı din

Nura gark oldu semavat ü zemin

 

Sallü aleyhi sellimü teslima

Hatta tenali cennetten ve naima

 

Essalatü vesselamü aleyke Ya Resulallah

Esselatü vesselamü aleyke Ya Habiballah

 

Essalatü vesselamü aleyke

Ya Seyyidel-evveline velâhirin.

 

Merhaba Bahri

 

Yaradılmış cümle oldu şadüman

Gam gidip alem yeniden buldu can

 

Cümle zerrat-i cihan edip seda

Çağrışuben dediler kim merhaba

 

Merhaba ey âl-i sultan merhaba

Merhaba ey kan-i irfan merhaba

 

Merhaba ey sırr-ı fürkan merhaba

Merhaba ey derde dermân merhaba

 

Merhaba ey bülbül-i bağ-ı Cemâl

Merhaba ey derde derman merhaba

 

Merhaba ey mah-ü hürşid-i Hüda

Merhaba ey Hakk´dan olmayan cüdâ

 

Merhaba ey asi ümmet melcei

Merhaba ey çaresizler eşfai

 

Merhaba ey can-ı bâki merhaba

Merhaba uşşaka saki merhaba

 

Merhaba ey kudreti ayn-ı Halil

Merhaba ey has-ı mahbub-u Celil

 

Merhaba ey rahmeten lil´alemin

Merhaba sensiz şefia´l müznibin

 

Merhaba ey Padişah-ı dû cihân

Senin için oldu kavnile mekan

 

Ey cemali gün yüzü bedr-i münir

Ey kamû düşmüşlere sen dest-gir

 

Dest-girisin kamu üftadenin

Hem penahı bende-vü azadenin

 

Ey gönüller derdinin dermanı sen

Ey yaradılmışların sultanı sen

 

Sensin ol sultan-ı cümle enbiya

Nur-i çeşm-i evliya vü asfiya

 

Ey risalet tahtının sen hatimi

Ey nübüvvet mührünün sen hatemi

 

Çünkü nurun ruşen etdi alemi

Gül cemalin gülşen etdi alemi

 

Oldu zail zulmet-i cehl-ü dalâl

Buldu bâğ-ı marifet ayn-i kemal

 

Ya Habiballah bize imdad kıl

Son nefes didarın ile şad kıl

 

Ger dilersiz, bulasız od-dan necât

Aşk ile, derd ile edin es-salat

 

Çünkü ol mahbub-i Rahman ü Rahim

Kıldı dünyayı cemalinden naim

 

Birbirine muştalayıp her melek

Raksa girdi şevk ü şadından felek

 

İşbu heybetten Amine hub rû

Bir zaman aklı gidüp geldi gerû

 

Gördü gitmiş huriler hiç kimse yok

Görmedi oğlun tazarru kıldı çok

 

Huriler aldı tasavvur kıldı ol

Hayret içre çok tefekkür kıldı ol

 

Çevre yanın isteyü kıldı nazar

Gördü kimbir köşede hayrü´l-beşer

 

Şöyle Beytullaha karşı ol Resul

Yüz yere vurmuş ve secde kılmış ol

 

Secdede başı dili tahmid eder

Hem kaldırmış parmağın tehvid eder

 

Debrenür dudakları söyler kelâm

Anlayamazdım ne derdi ol hümam

 

Kulağım ağzına verdim dinledim

Söylediği sözü ol dem anladım

 

Der ki ey Mevlâ yüzüm tuttum sanâ

Ya İlahi ümmetim ver- gil banâ

 

Ümmetim dedi sanâ çün Mustafa

Ver salavat sen de anâ bul safa

 

Miracı Hazreti Peygamber

Sahibü´l hullet-i vettaç, verakib´ül büraki fi leyleti´l mir´ac

Hazret-i Ahmed-i Mahmud-ü Muhammed Mustafa ya salevat

 

Gel beri ey aşk od´una yanıcı

Kendüyi maşuka aşık sanıcı

 

Dinle gel mir´acın ol şahın ayan

Aşık isen aşk oduna durma yan

 

Bir düşenbih gecesi tahkik haber

Leyle-i kadr idi o gece meğer

 

Ol hümayun bahtı ol kadri yüce

Ümmühanın evine vardı gece

 

Anda iken nagehan ol yüzü ak

Cennete var dedi Cebrail Hak

 

Bir murassa taç ve bir hulle kemer

Hem dahi al bir burak-ı muteber

 

Ol habibime ilet binsin anâ

Arşımı seyreylesin görsün beni

 

Cebrail çün cennette vardı revan

Gördü kimin kırk burak otlar heman

 

İçlerinden bir burak ağlar kati

Yemez, içmez, kalmamış hiç takati

 

Gözlerinden yaşı ceyhun eylemiş

Ciğerini dert ile hun eylemiş

 

Dedi Cebrail nedir ağladığın

Hüznile can ü ciğer dağladığın

 

Baki yoldaşın yeyip içip gezer

Sen inilersin, canın ne sezer?

 

Dedi bırk bin yıl durur kim ya emin

Aşk durur banâ yemek, içmek hemin

 

Nagehan bir ün işitti kulağım

Ol zamandan bilmezem sağu solum

 

Ya Muhammed deyuben çağırdılar

Bir seda birden yürekler deldiler

 

Ol zamandan bilmezem kim nolmuşam

Ol adın ismine aşık olmuşam

 

Yüreğim içinde eridi yağım

Aşık oldu görmeden bu kulağım

 

Cenneti başıma aşkı dar eder

İşimi veleyl-ü nehar üş zar eder

 

Gerçi zahir cennet içinde duraram

Ma´nide narın azabın görürem

 

Ger eremezsem visaline anın

Uruserem terkini can ü tenin

 

Cebrail eder buraka ey burak

Verdi Hak maksudunu kılma firak

 

Kimde kim aşkın nişanı vardurur

Akibet maşuka anı er görür

 

Gel beru maşukuna er göreyim

Yüreğin zahmine merhem urayım

 

Aldı cebrail burakı ol zaman

Ta Cenab-ı Ahmede geldi heman

 

Hak selam etti sanâ ey Mustafa

Kim mübarek hatırın bulsun safa

 

Dedi kim gelsin konuklarım anı

Arşımı seyreylesin, görsün beni

 

Bu gece zahir olur esrar-ı Hak

Gösteriserdir sanâ didar-ı Hak

 

Zemzem ile doldu kevn ile mekan

Arşa varır dediler Fahr-i Cihan

 

Hem sekiz cennet kapısı açtılar

Alemin üstüne rahmet saçtılar

 

Gel gidelim Hazrete ya Mustafa

Muntazırdır anda ashab-ı safa

 

Sanâ cennettten getirdim bir burak

Deveti Rahmandurur eyle yirak

 

Durdu yerinden hemanden Mustafa

Kodu tacı başına ol pür safa

 

Çekti ol demde burakı Cebrail

Önüne düştü anâ oldu delil

 

Tarfetül´ayn içre ol şahı harem

Geldi Kudse erdi vü bastı kadem

 

Enbiya ervahı karşı geldiler

Mustafaya izzet ikram kıldılar

 

Pes geçip Mihriba ol hayrü´l enam

Enbiya ervahına oldu imam

 

İki rekat kıldı Aksada namaz

Öyle emretmiş idi ol bi niyaz

 

Ol gece durmadı ceylan eyledi

Şöyle kim eflaki seyran eyledi

 

Her biirnden türlü hikmet gördü ol

Ta ki vardı Sidreye erişti ol

 

Cebrailin durağıdır ol makam

Nüh felek ta kim tutalıdan nizam

 

Kaldı Cebrail makamında hemin

Dedi anâ Rahmeten lil alemin

 

Bilmezem bu yollrı ben nideyim

Kim garibem bunda kande gideyim

 

Cebrail dedi Resule ey Habib

Sanmagil bu yerde sen garib

 

Senin için yaratıldı nüh felek

İns ü cinnü, hur ü cennet hem melek

 

Bundan hatmoldu benim seyrangahım

Maverasından dahi yok ââhım

 

Ban böyle emredübtür Zülcelal

Açmayam ben bundan öte perrü bâl

 

Eğer geçem bir zerre denlu ileru

Yanârım baştan aşağı ey ulu

 

Dedi Cebraile ol şah-ı cihan;

Pes makamında dur imdi sen heman

 

Rah-ı aşkta kim sakınır canını

Ol kaçan görse gerek canânını

 

Çün ezelden banâ aşk oldu delil

Yanâr isem yanâyım ben ey Halil

 

Rah-ı aşk sanma gafil serseri

Belki katmer nesnedir vermek seri

 

'Ger dilersiz, bulasız oddan necât

Aşk ile, derd ile edin essalat'

 

Söyleşirken Cebrail ile kelam

Geldi Refret önüne verdi selam

 

Aldı ol şah-ı cihanı ol zaman

Sidreye gitti vü getirdi heman

 

Gördü gök ehli ibadettre kamu

Her biri bir türlü taatte kamu

 

Kim tehlil ü kimi temcid okur

Kimi tesbih ü kimi tahmid okur

 

Kimi kıyamda kimi kılmış rükû

Kimi Hakka secde kılmış ba huşû

 

Kimisini aşk-ı Hak almış durur

Valehü hayran´ü mest kalmış durur

 

Hep gök ehli cümle karşı geldiler

Mustafaya izzet ikram kıldılar

 

Merhaba ya muhammed dediler

Ey şefaat kân-ı Ahmed dediler

 

Her biri kutladı mi´racını

Dediler giydin saadet tacını

 

Yürü kim meydan senindir bu gece

Sohbeti sultan senindir bu gece

 

Ermedi evvel gelen bu devlete

Kimse layık olmadı bu ri´fate

 

Çünkü kamusun görüp geçti öte

Vardı erişti ol ulu hazrete

 

Bi hurufu lafs-ı sazt ol padişah

Mustafaya söledi bî iştibah

 

Dedi kim mahbubu matlubun benem

Sevdiğin can ile mabudun benem

 

Gece gündüz durmayıp istediğin

Nola kim görsem cemalin dediğin

 

Gel Habibim sanâ aşık olmuşam

Cümle halkı sanâ bemde kılmışam

 

Ne muradın var ise kılam reva

Eyleyem bir derde bin türlü deva

 

Mustafa dedi ya rabbenalalemin

Ey hatabuşu atası çok kerim

 

Ol zaif ümmetlerin hali ne ola

Hazretine nice anlar yol bula

 

Gece gündüz işleri isyan kamu

Korkarım ki yerleri ola tamu

 

Ya İlahi hazretinden hacetim

Bu durur kim olan makbul ümmetim

 

Hak Tealadan erişti bir nida

Ya Muhammed ben sanâ kıldım ata

 

Ümmetini sanâ verdim ey Habib

Cennetimi anlara kıldım nasib

 

Ey habibim nedir ol kim diledin

Bir avuç toprağa minnet eyledin

 

Ben sanâ aşıkı olucak ey latif

Senin olmaz mı dü alem eş şerif

 

Zatıma mir´at edindiğim zatını

Bile yazdım adım ile adınıı

 

Hem dedi kim ya Muhammed ben seni

Bilürem göremeğe doymazsın beni

 

Liyk varıp davet et kullarımı

Ta gelüben göreler didarımı

 

Tarfet-ül ayn içere ol Fahri cihan

Ümmühanı evine geldi heman

 

Her ne vaki oldu ise serseter

Cümlesin ashabına verdi haber

 

Dediler ey kıble-i İslam-ı din

Kutlu olsun sanâ mir´ac-ı güzin

 

Biz kamumuz kullarız sen şahsın

Gönlümüz içinde ruşen mahsın

 

Ümmetin olduğumuz devlet yeter

Hizmet kıldığımız izzet yeter…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis