İmam-ı Azam'ın Muazzam Cevabı!
İmam-ı Azam'ın Muazzam Cevabı!
İmam-ı
Azam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh zamanında onu sevmeyen ve ona buğzeden
muhaliflerinden bir tanesi, talebelerinin ve sevenlerinin huzurunda onu
cevapsız bırakıp mahcup etmek için aldatıcı bir soru hazırladı. Ve büyük imamın
bulunduğu meclise gelip bu aldatıcı ve karmaşık soruyu sordu.
-Bir
adam var ki onun kâmil bir Müslüman olduğuna herkes şehadet eder, fakat bazı
sözleri var ki küfür kokuyor. Onun hakkındaki hükmünün ne olduğu öğrenmek
istiyorum. Bu kimse şunları söylüyor:
"Cenneti
ümid etmiyorum,
Cehennemden
ve Allah'tan korkmuyorum.
Ölü
etini severek yerim.
Rükûsuz
ve secdesiz namaz kılarım.
Hakka
buğzeder, fitneyi severim.
Yahudi
ve Hıristiyanları da tasdik ederim.
Görmeden
şahitlik ederim."
İşte
böyle bu kimse hakkındaki hükmünüz nedir?
İmamı
Azam Ebu Hanife hazretleri bunu soran kimseye;
"Peki,
bu kimse hakkında senin bir fikrin var mı?" deyince, o; "Ben ne
diyeyim, bunu sana soruyorum." dedi.
İmamı
Azam talebelerine döndü ve aynı soruyu onlara sordu. Talebeleri de;
"Bu
söylenenler küfür alameti olduğu için, söyleyen kimsenin küfrüne delalet
eder." diye cevap verdiler.
Bunun
üzerine İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri sözü aldı ve hafif bir tebessüm le bu
söylenenlerin ne manaya geldiğini tek tek şöyle açıkladı:
"Bu
adam gerçekten de kâmil bir mümindir. Zira onun söylediği bu sözler hep
mecazidir, tevili vardır. Şöyle ki: Bu kimse cenneti ümit etmiyor. Yani
Cennetin sahibi olan Hz. Allah'ı ümit ediyor.
Cehennemden
korkmuyor, Cehennemin sahibinden korkuyor.
'Allah'tan
korkmuyorum' derken, Allah'ın adaletle hükmedeceğini bildiği için, Allah'ın
kendisine zulmedeceğinden korkmuyor.
'Ölü
eti yerim' derken, söylemek istediği balıketidir.
'Rükûsuz
ve secdesiz namaz kılarım' demekle, cenaze namazını kastediyor.
'Hakka
buğz ederim' sözüyle kastettiği şey, ölümdür. Herkes için Hak (ölüm) vaki
olacak. Mevla Teâlâ’ya daha fazla kulluk yapabilmek için ölümü istemiyor.
'Fitneyi
severim' derken fitneden kastı ise evlatlarıdır. Çünkü Mevla Kur'an-ı Kerimde
Mal ve evladı fitne olarak zikredilmiştir. (Teğabun: 15)
Yahudi
ve Hıristiyanları tasdik etmesinden murat ise onların birbirleri hakkındaki
sözlerini tasdik etmesidir.
Görmeden
şehadet ettiği ise, Allah'a ve ahiret gününe iman etmesidir.
Bu
açıklamaları dinleyen adam İmam-ı Azam'a hayran kaldı. Kendi kendine:
"Bu
ne ilim, bu ne feraset, bu ne zekâ... Demek ben böyle bir dâhiye düşmanlık
ediyormuşum." diye düşündü. Hemen İmamı Azam'ın ellerine sarıldı. Ve bu
güne kadar kendisine yaptığı düşmanlıktan dolayı af etmesini istedi ve helallik
diledi.
Yorumlar
Yorum Gönder