Babalık Böyle Bir Şey!
Babalık Böyle Bir Şey!
Delikanlı
16 yaşında iken babası ile tartışmış ve evi terk etmişti.
Buna
çok öfkelenen baba, evde onun adı bile anılmayacak diye yasak koymuştu.
Anne
her gece evi terk eden oğlunun yatağına oturup yastığını koklayarak uyuyordu.
“-
Oğlumu özledim, ne olur gidip arayalım, bulup getirelim!” dese de, baba geri adım atmıyordu.
Aradan
iki yıl geçmişti. Oğlunun doğum günü o yıl Babalar günü ile aynı güne denk
gelmişti. Annenin ağlamaklı halini görünce dayanamadı baba
“-
Şu adrese git, oğlunu gör!” dedi. Ve ekledi,
“-
Adresi benim verdiğimi söyleme ama!”
Birkaç
şey daha söyledi ama anne duymuyordu bile, aklında bir tek adres kalmıştı. Anne
sevinçten uçuyordu. Hemen hazırlandı yola koyuldu. Büyük bir şehrin karşı
yakasındaydı babanın verdiği adres. Gittiği adres bir tamirhaneydi.
Oğlunu
tulum içinde gördü. Bir süre ıslak gözlerle dükkânın karşısından izledi ve
oğluna doğru yaklaşmaya başladı. İki yıl boyunca kendisini arayıp sormayan
ailesini unutan delikanlı aniden annesini karşısında görünce önce şaşırdı,
sonra koşup sarıldı annesine.
Babası
hariç herkesi soruyordu,
“-
O nasıl, bu nasıl?” diyerek. Ve sonunda;
“-
O adam nasıl, hala aksi ve anlayışsız mı?”
diye sordu annesine.
Anne
cevapsız bıraktı bu soruyu.
“-
Hadi oğlum gel eve gidelim!”
dedi.
“-
Hayır, anne, ben böyle iyiyim. O adamla tekrar aynı evde yaşayamam!” dedi ve dükkâna doğru yürümeye başladı. Arkasından bir süre
bakakalan anne hazırladığı pastayı oğluna vermek için seslendi. Delikanlı
pastayı alırken annesine;
“-
Anne ne olur ısrar etme, gelmeyeceğim. Bir gün bile merak edip arayıp sormayan
bir adamla aynı evde yaşayamam ben!”
dedi.
Anne
boynu bükük halde oğlunun yanından ayrılmaya hazırlanırken
“-
Peki, oğlum sen bilirsin. Anlaşılan çok kararlısın, gelmeyeceksin. Ama baban
dedi ki; son bir aydır arkadaşlık ettiği çocuktan uzak dursun, o çocuk sana
zarar verecektir. Önceki arkadaşıyla barışsın!”.
Bu
kez çocuk dona kalmıştı. Annesi eve dönmüştü. Babaya sitem etti,
“-
Madem biliyordun nerde olduğunu neden benden sakladın? O yüzden rahattın demek?
”
Hep
ters, aksi görünen baba yutkundu ve gözlerinden iki damla yaş akıverdi.
“-
O benim canımdır ya, canım!”
dedi.
“-
Ne zamandan beridir biliyordun? ”
diye sordu anne.
“-
Gittiği günden beridir biliyorum. Bazen öğlen molalarında ne yiyip ne içiyor
diye gider uzaktan izlerdim, Bazen akşamları geç gelirdim ya hani, sen beni
kahveden sanırdın, işte o zamanlarda da ne yapıyor kimlerle takılıyor diye
takip ederdim.”
Karı
koca bir birlerine sarılıp ağlarken kapı çalmıştı. Elleriyle gözlerini silerek
kapıyı açmaya gitti anne. Annesinin kendisine yaptığı pastadan daha büyük bir
pasta ve hediye paketi ile içeri girdi delikanlı. Koşarak babasına sarıldı.
“-
Babalar günün kutlu olsun babaaaa!”
Delikanlı
anlamıştı. Kendisine hiç bakmadığını düşündüğü babasının, aslında gözünü hiç
üzerinden ayırmadığını!
Babalar
kızar bağırır ama hep evlatların iyiliği içindir; evlatlar çocukken bunu
anlayamaz. Fakat bir gün onlar da Anne Baba olunca anlarlar Babanın kıymetini!
Yorumlar
Yorum Gönder