40 Hadis-i Şerif 9
40 Hadis-i
Şerif 9
اَدِّبُوا أولَادَكُمْ عَلَي ثَلَاثِ
خِصَالٍ: حُبِّ نَبِيِّكُمْ وحُبِّ أَهْلِ بَيْتِهِ وَقِرَائَةِ القُرْآنِ فَإنَّ
حَمَلَةَ القُرْآنِ فِي ظِلِّ اللهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إلاَّ ظِلُّهُ مَعَ
أنْبِيَائِهِ و اَصْفِيَائِهِ
1- Çocuklarınızı üç
haslet üzere terbiye ediniz;
a- Peygamberinizin
sevgisi,
b- Ehlibeytinin
sevgisi,
c- Kuran okuma sevgisi.
2- Çünkü kuran
hafızları hiç bir gölgenin olmayıp sadece Allah(CC)'ın arşının gölgesinin
olduğu o günde nebiler ve seçkin kimselerle beraber o gölgede
birliktedirler."
وَنُصِرْتُ عَلَى الْأَنْبِيَاءِ بِسِتٍّ أُعْطِيتُ
جَوَامِعَ الْكَلِمِ فُضِّلْتُ
بِالرُّعْبِ وَأُحِلَّتْ لِيَ الْغَنَائِمُ
وَجُعِلَتْ لِيَ الْأَرْضُ طَهُورًا وَمَسْجِدًا وَأُرْسِلْتُ
إِلَى الْخَلْقِ كَافَّةً وَخُتِمَ بِيَ
النَّبِيُّونَ
3- Diğer Peygamberlere
verilmeyen altı şey bana verilmek suretiyle üstün kılındım: Bana az sözle çok
mana ifade etme gücü verildi. (Düşmanlarımın kalbine) korku salmam hususunda
bana yardım edildi. Ganimetler bana helal kılındı. Yer (yüzü) bana bir temizlik
vasıtası ve bir mescit kılındı. Tüm insanlığa Peygamber gönderildim. Benimle
Peygamberler sona erdi
Sahih-i Müslim'deki
hadis numarası: 812
اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا لِمَنْ
يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ
وَعَامَّتِهِمْ
4- Allah Rasûlü Din
nasihattır samimiyettir buyurdu. Kime Yâ Rasûlallah? diye sorduk. O da Allaha,
Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara diye
cevap verdi.
[Müslim, İmân]
اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ
5- İslâm, güzel
ahlâktır.
[Kenzül Ummâl]
مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ
اللَّهُ
6- İnsanlara merhamet
etmeyene Allah merhamet etmez.
[Müslim - Tirmizî]
يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا
وَلاَ تُنَفِّرُوا
7- Kolaylaştırınız,
güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.
[Buhârî, Müslim]
إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ
النُّبُوَّةِ
إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ
8- İnsanların
Peygamberlerden öğrendikleri sözlerden biri de Utanmadıktan sonra dilediğini
yap! Sözüdür.
[Buhârî, EbuDâvûd]
اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ
9- Hayra vesile olan,
hayrı yapan gibidir.
[Tirmizî]
لاَ يُلْدَغُ اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَيْنِ
10- Mümin, bir delikten
iki defa sokulmaz.Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez.
[Buhârî, Müslim]
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ
السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ
11- Nerede olursan ol
Allaha karşı gelmekten sakın yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu
onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.
[Tirmizî]
إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ
أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ
12- Allah, sizden
birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.
[Taberânî, Mucemül Evsat, Beyhakî]
اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً
أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ
وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ
13- İman, yetmiş küsur derecedir.
En üstünü Lâ ilâhe illallah Allahtan başka ilah yoktur sözüdür, en düşük
derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.
[Buhârî, Müslim]
مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ
بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ
وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ
14- Kim kötü ve çirkin
bir iş görürse onu eliyle düzeltsin eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin
buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.
[Müslim - Ebû Dâvûd]
عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ عَيْنٌ
بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَعَيْنٌ
بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
15- İki göz vardır ki,
cehennem ateşi onlara dokunmaz Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini
Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.
[Tirmizî]
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ
16- Zarara zararla
karşılık vermek yoktur.
[İbn Mâce, Muvatta]
لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ
لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
17- Hiçbiriniz kendisi
için istediğini mümin kardeşi için istemedikçe iman etmiş olamaz.
[Buhârî, Müslim]
اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ
وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ
فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ
يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
18- Müslüman müslümanın
kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmanına teslim etmez. Kim, mümin kardeşinin
bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı
bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının
birinden kurtarır. Kim bir müslümanın kusurunu örterse, Allah da Kıyamet günü
onun kusurunu örter.
[Buhârî, Müslim]
لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا
وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا
19- İman etmedikçe
cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.
[Müslim, Tirmizî].
اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ
لِسَانِهِ وَيَدِهِ
20- Müslüman, insanların
elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir..
[Tirmizî, Nesâî]
لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ
تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا
وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ
أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ
21- Birbirinize buğuz etmeyin,
birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin ey Allahın kulları,
kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla din kardeşi ile dargın durması
helal olmaz..
[Buhârî]
إنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ
إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّةِ وَإنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ
عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَ إنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَى الْفُجُورِ وَ إنَّ الْفُجُورَ
يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُلَ لَيَـكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ
كَذَّابًا
22- Hiç şüphe yok ki
doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye
Allah katında sıddîk doğru sözlü diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür.
Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb
çok yalancı diye yazılır
[Buhârî, Müslim]
لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ
تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ
23- Mümin kardeşinle
münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine
getirmeyeceğin bir söz verme.
[Tirmizî]
تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ
وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ
فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ
عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ
24- Mümin kardeşine tebessüm
etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu
kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri
kaldırıp atman da senin için sadakadır.
[Tirmizî]
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ
وَأمْوَالِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأعْمَالِكُمْ
25- Allah sizin ne dış
görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize
bakar.
[Müslim - Ahmed b.
Hanbel]
رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ
الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ
26- Allahın rızası,
anne ve babanın rızasındadır.
Allahın öfkesi de anne
babanın öfkesindedir.
[Tirmizî].
ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ
لاَ شَكَّ فِيهِنَّ
دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ
، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ
27- Üç dua vardır ki,
bunlar şüphesiz kabul edilir:
Mazlumun duası,
misafirin duası ve babanın evladına duası.
[İbn Mâce]
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ
أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ
28- Hiçbir baba,
çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir
hediye veremez.
[Tirmizî]
خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ
29- Sizin en
hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.
[Tirmizî]
لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا
وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا
30- Küçüklerimize
merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı
göstermeyen bizden
değildir..
[Tirmizî - Ebû Dâvûd]
كَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أوْ لِغَيْرِهِ
أنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فيِ الْجَنَّةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى
31- Peygamberimiz
işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek Gerek kendisine ve gerekse
başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben,
cennette işte böyle yanyanayız buyurmuştur.
[Buhârî, Müslim]
اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ قَالُوا
يَا رَسُولَ للهِ وَمَا هُنَّ قَالَ اَلشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَ قَتْلُ النَّفْسِ
الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إلاَّ بِالْحَقِّ وَأكْلُ الرِّبَا وَأكْلُ مَالِ اْليَتِيمِ
وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ
32- İnsanı helâk eden
şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine
Allaha şirk koşmak, sihir, Allahın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim
malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada
bulunmak buyurdu..
[Buhâri, Müslim]
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ
الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ
فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ
خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ
33- Allaha ve ahiret
gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allaha ve ahiret gününe imân
eden misafirine ikramda bulunsun. Allaha ve ahiret gününe imân eden kimse, ya
hayır söylesin veya sussun.
[Buhârî, Müslim]
مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ
حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ
34- Cebrâil bana komşu
hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki ben Allah Teâlâ komşuyu komşuya
mirasçı kılacak zannettim.
[Buhârî, Müslim]
اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ
كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ
35- Dul ve fakirlere
yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri nafile oruç tutup,
gecelerini nafile ibadetle
geçiren kimse gibidir.
[Buhârî, Müslim]
كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ
التَّوَّابُونَ
36- Her insan hata
eder.Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
[Tirmizî - İbn Mâce]
عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ
كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ
شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا
لَهُ
37- Müminin başka hiç
kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır Onun her işi hayırdır. Eğer bir
genişliğe nimete kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir
darlığa musibete uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.
[Müslim]
مَنْ غَشَّـنَا فَلَيْس مِنَّا
38- Bizi aldatan bizden
değildir.
[Müslim]
لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ
39- Söz taşıyanlar
cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe
cennete giremezler..
[Müslim, Tirmizî]
أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ
عَرَقُهُ
40- İşçiye ücretini,
alnının teri kurumadan veriniz.
[İbn Mâce]
Yorumlar
Yorum Gönder