Örnek Bir Karı-Koca Diyaloğu
Örnek Bir
Karı-Koca Diyaloğu
Ali: Fatma Hanım, müsaadenizle size
bazı hususları hatırlatmak istiyorum; inşallah faydalı olur.
Fatma: Buyurun.
Ali: Her şeyden önce bir ayetle
başlamak istiyorum sözlerime. Kur'an-ı Kerim'in bir ayet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır,
Rabbimiz: "Erkekler kadınların üzerinde, sorumlu yöneticilerdir. Bu da
Allah'ın onların bazısını (yani erkekleri) bazısına (yani kadınlara) üstün
kıldığı içindir..." (Nisa, 34)
Fatma: Yani siz bu ayetle erkeklerin
kadınlardan her yönden üstün olduğunu mu ispatlamaya çalışıyorsunuz?
Ali: Öyle değil mi?
Fatma: Hayır ben buna katılmıyorum. Benim
bildiğim ve öğrendiğim kadarıyla bundan maksat şudur: (Rabbim herkesten daha
iyi bilir): Kadınlarda duygusallık yönünün güçlü, erkeklerde ise zayıf olması,
artı erkeklerde tedbir yönünün güçlü olması nedeniyle müşterek hayatta tedbir
ve yönetim yetkisi erkeklere verilmiştir. Yoksa her yönden bir erkeğin kadına
üstünlüğü demek değildir. Yani anlayacağın erkeklerin sorumluluğu daha
fazladır. Ama manevî yönden kadın ve erkeğin birbirine hiçbir üstünlüğü ve
ayrıcalığı yoktur. Hangisinin takvası ve
salih
amelleri daha fazla olursa, o daha üstündür.
Madem sen
bana ayet okudun, müsaadenle bir âyet de ben okuyayım sana.
Tahrim
suresinin 11. ayetinde buyuruyor ki:
"Allah
iman edenlere Firavun'un karısını örnek olarak verdi. Hani demişti ki;
"Rabbim, bana kendi katında, cennette bir ev yap, beni Firavun'dan ve onun
yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar."
Ali: Bu ayetle ne demek istiyorsun sen?
Fatma: Şunu demek istiyorum; Allah-u
Teâlâ bu ayette, mu'mine bir hanım olan Hz. Asiye'yi kadın erkek bütün
müminlere örnek olarak göstermektedir; ya!
Ali: Peki şu hadis-i şerife ne
diyeceksin bakalım? Allah Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
"Kadının boynunda en büyük hak sahibi olan kocasıdır; erkeğin boynunda en
büyük hak sahibi olan da annesidir." (Kenz-ül Ummâl, Had44771)
Fatma: Sen annelerin de bir kadın
olduğunu unuttun galiba! Müsaade et buna bir hadis de ben ekleyeyim:
"Adamın birisi Rasulullah Efendimize gelerek: "Ya Rasulallah
kime iyilik edeyim?” diye sorunca Allah Resulü "Annene"
buyurdu. Adam tekrar sordu: "Sonra kime?" Allah'ın
Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem yine "Annene" cevabını
verdi. Üçüncü kere sordu; Allah Resulü yine "Annene" buyurdu.
Dördüncü kere sorunca bu sefer "Babana" diye cevap
verdi Resul-i Kibriya Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem. (El-Kâfi C.2, S.159)
Yine
"Cennet annelerin ayaklarının altındadır" hadisini de mutlaka
biliyorsundur!
Ali: Efendimiz'in şu hadisi de kulağına
küpe olsun Fatma Hanım!
"Yazıklar
olsun o kadın'a ki kocasını öfkelendirsin ve ne mutlu o kadına ki kocası ondan
razı olsun." (Bihâr-ül Envâr) C. 103, S.246)
Buna ne
diyeceksin Fatma Hanım!
Fatma: Ne diyebilirim ki, Efendimizin
buyruğudur ve emri başımızın üstüne!
Ancak senin
de şu hadisi bilmeni isterim Ali Bey:
Şöyle
buyurmuştur Allah'ın Habibi Sallallahü Aleyhi Vesellem:
"Sizin
en iyiniz hanımına karşı en iyi olanınızdır. Hanımlarına karşı en iyi olanınız
da benim." (El-Vâfi, C.3, S.117)
Yine şöyle
buyurmuştur. İmanı en kâmil olan mümin, ahlakı en güzel olan ve ailesine en
yumuşak davranandır; sizin en iyiniz hanımlarına karşı en iyi
olanlarınızdır." (Bihâr-ül Envâr, C.100, S. 224)
Yine
buyurmuştur: "Mu'min bir kimse Allah'a karşı olan takvadan sonra , sâliha
bir eşten daha hayırlı bir şey elde edemez." (Kenz-ül Ummâl, Had 44410)
Yine
buyurmuştur: "Saliha bir eş, erkeğin saadetindendir." (El-Kâfi, C.5,
S.327)
Devam
edeyim mi Ali Bey?
Ali: Dur sıra bende! Şu hadislere
dikkatini çekerim Fatma Hanım; sonra bilmiyordum deme!
Buyuruyor
ki Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: "Lanetlidir, lanetlidir o kadın
ki kocasına eziyet edip üzsün; saadetlidir, saadetlidir o kadın ki kocasına
saygılı olup ona eziyet etmesin ve bütün durumlarda ona itaat etsin."
(Bihâr-ül Envâr, C.103, S.253)
Yine
buyuruyor ki Sallallahü Aleyhi Vesellem: "Eğer bir kimsenin bir hanımı
olur da, o hanım kendisine eziyet ederse, Allah onun namazını ve hiçbir iyi
amelini kabul etmez. Ona yardım edip onu kendinden razı kılıncaya kadar; bütün
ömrünü oruç ve gecelerini ibadetle geçirse ve mallarını Allah yolunda infak
etse dahi ve böyle bir kadın ateşe ilk girenlerden olur." (Vesail, C.14,
S.116)
Fatma: Evet amenna, ama hadisin devamını
da okusana!
Ali: Devamı da mı var? Nereden
biliyorsun?
Fatma: Evet; bunları sadece siz mi
biliyorsunuz sandın? Hamdolsun Allah'a
Artık
mümine kadınlar da her gün geçtikçe daha bir bilinçlenmeğe ve Allah'ın dinini
en güzel şekilde öğrenmeğe gayret gösteriyorlar!
Ali: Allah bilginizi artırsın.
Fatma: Âmin! Cümlemizin.
Ali: Peki nedir hadisin devamı?
Fatma: Devamı şöyledir: "Erkek de
hanımına eziyet ve zulüm ederse, onun için de aynı vebal ve azap söz
konusudur..." (Vesâil, C.14, S.116)
Ali: Şu hadise karşılık verebilecek
misin acaba, onu merak ediyorum? Şöyle buyuruyor: "(Âlemde) en kötü şey,
kötü kadındır." (Müstedrek-ül Vesâil, C.2,
S.533)
Fatma: Dinle o zaman: "Saliha bir
kadın, bin tane salih olmayan erkekten daha hayırlı ve üstündür"
buyurmaktadır Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem. (Vesâil, C.14, S.123)
Bu meyanda
az önce verdiğim ayeti de unutmamışsındır herhalde.
Ali: Subhanallah! Neyse burayı geçelim!
Fatma: Geç bakalım!
Ali: Yeri gelmişken bilmiyorsan eğer,
şu hadisi de bilmeni isterim doğrusu.
Fatma: Tabi ki, niye olmasın!
Vazifelerimizi ne kadar iyi öğrenirsek, Allah'ın izniyle o kadar daha iyi
onları yerine getirmeğe gayret gösteririz. Seni dinliyorum.
Ali: Evet, okuduğum bir hadis-i
şerifte: "Bir kimsenin bir hanımı olur da onunla anlaşmaz, Allah'ın
verdiği rızka kani olmaz ve kocasına zorluk çıkararak onu güç yetiremediği bir
şeye mecbur ederse; Allah o kadının, kendisini cehennem azabından koruyacağı
hiçbir iyi amelini kabul etmez ve bu huyuna devam ettiği müddetçe Allah ona
gazap eder." (Vesâil, C.14, S.116)
Fatma: Evet güzel bir hadistir; İnşallah
Rabb'im beni ve bütün sâliha kadınları ona amel etmeğe muvaffak kılar. Ancak
sana da bazı hadisleri hatırlatmada yarar görüyorum Ali Bey. Efendimiz
Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor: "Kadınlara ancak değerli kimse
saygı gösterir ve onları ancak adi kimseler aşağılar." (Nehc-ül Fesâha,
S.318, Had 1520) Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyuruyor: Yine buyurmuştur:
"En iyi erkeklerinizden olanlar, takvalı, (içi ve dışı) temiz, eli açık,
hain gözlere sahip olmayan, anne babasına iyilik eden ve ailesini başkalarının
umuduna bırakmayan kimselerdir. En kötü erkeklerinizden olanlar ise yalancı,
cimri, küfürbaz, (kazandığını) yalnız başına yiyen, misafiri reddeden, eşini ve
hizmetçisini döven, ailesini başkalarının umuduna bırakan ve anne babasına
haksızlık edenlerdir." (Vesâil C.14, S.18)
Bir hadisi
de ekleyip sözü tekrar sana bırakacağım; buyuruyor ki: "Herhangi bir erkek
hanımına (haksız yere) bir tokat atarsa, Allah azap meleği olan Malik'e
cehennemde ona yetmiş tokat atmasını emreder..." (Tabi ki bunların hepsi
tevbe etmeyip de helâllik almayan kimseler içindir.) (Müstedrek-ül Vesâil, C.2,
S.55)
Ali: Peki Fatma Hanım, sen bir kocanın
eşinin üzerinde olan haklarını biliyor musun?
Fatma: Anlatırsan sevinirim.
Ali: Benim başım gözüm üstüne; yeter ki
sen böyle şeyleri anlatmayı benden iste! Bak Efendimiz Sallallahü Aleyhi
Vesellem bu hususta şöyle buyurmaktadır: "Erkeğin, hanımının üzerindeki
hakkı, ışığı yakması (eskiden bunun külfetli bir iş olduğu
Malumdur),
yemek yapması, eşi eve geldiğinde kapı ağzında onu karşılayıp ona "Hoş
geldin" demesi, abdest aldığında ona kap ve kurulayıcı mendil-havlu takdim
etmesi ve mazereti olmadan onun isteğini reddetmemesi." (Mekârim-ül
Ahlak,
S.246)
Bir diğer
hadiste şöyle buyuruyor Allah'ın Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem:
"…Sizin hanımlarınızın üzerinde birtakım haklarınız vardır, onların da
sizin üzerinizde. Sizin bazı haklarınız "Yabancı kimselerle gayri meşru
ilişkilerde bulunmamaları, iyi şeylerde size itaatsizlik etmemeleridir. Bunlara
dikkat ettiklerinde güzel bir şekilde onların rızkını ve giyeceklerini temin
etmeniz gerekir. Ayrıca onları dövmeyin de." (Bihâr-ül Envâr, C.100,
S.245)
İşte bunlar
söz konusu haklardan bazı önemli olanları.
Fatma: Allah razı olsun. Fakat bir
hatırlatma olarak sizin de şu hadisi şerifleri dikkate almanızı isterim. Şöyle
buyuruyor: "Kadının kocasının üzerindeki hakkı, onun karnını doyurması,
onu giyindirmesi ve ona surat asmamasıdır." (Bih1âar-ül Envâr, C.103,
S.254)
Diğer bir
hadiste, kadının kocasının boynundaki hakkı sorulduğunda şöyle buyurmuştur:
"Karnını doyurması, onu giyindirmesi (yani ihtiyaçlarını gidermesi) ve bir
hata yaptığında onu affetmesidir." (El-kâfi, C.5, S.510)
Bir diğer
hadiste ise bir erkeğin evinde ve ailesine karşı sahip olması gereken hasletler
şöyle sıralanmıştır; "Güzel bir davranış, ölçülü bir şekilde onlara karşı
geçim imkânlarını sağlaması ve onları manevi tehlikelerden koruyacak bir
hamiyet." (Tuhef-ul Ukul, S.322)
Hz. Ali
Radiyallahü Anh da şöyle nakledilmiştir: "Kadınlara karşı her halükarda
müdara edin, onlarla güzel bir şekilde konuşun ki onlar da davranışlarını size
karşı güzelleştirsinler." (Bihar-ul Envar, C.100, S.223)
Bir hadiste
de şöyle buyurmaktadır: "Kim kendi ailesine iyi davranır, onlara iyilikte
bulunursa, Allah ömrünü uzatır." (El-Hisal, S.88)
Ali: Peki Fatma Hanım sen şu hadisleri
duydun mu hiç?
"Bir
kadın yedi gün kocasına (Allah rızası için) hizmet ederse, Allah onun yüzüne
cehennemin yedi kapısını kapatır ve cennetin sekiz kapısını açar ki hangisinden
isterse içeriye girsin." (Vesail, C.14, S.123
"Bir
kadın kocasına bir içim su verirse, onun için gündüzleri oruç ve geceleri
ibadetle geçen bir yılın ibadetinden daha hayırlı olur. Ayrıca verdiği her
suyun karşılığında Allah onun için cennette bir şehir kurar ve altmış hatasını
bağışlar."
(Vesail,
C.14, S.123) Hz. Ali Radiyallahü Anh da şöyle buyurmaktadır: "Kadının
cihadı, eşine karşı vazifelerini en güzel şekilde yerine getirmesidir."
(Bihâr-ül Envâr, C.100, S.252) Ümm-ü Seleme annemiz Radiyallahü Anha da
Resulullah'a Sallallahü Aleyhi Vesellem kadınların eşlerine ettikleri hizmete
karşılık alacakları fazilet ve sevabı sorunca, şöyle buyurdular: "Bir
kadın, eşinin evinde sırf ıslah niyetiyle bir şeyi bir yerden bir yere kaldırıp
koyarsa, Allah ona (rahmet gözüyle) bakar ve Allah (rahmet gözüyle) baktığı
kimseyi azap etmez!" (Bihâr-ül Envâr, C.103, S.251) Evet Fatma Hanım,
artık ona göre!
Fatma: Ne güzel! Yeter ki Rabb'im bu
mükâfatlara bizi layık kılsın. Ben de seni mutlu etmek için şu hadisleri takdim
etmek istiyorum huzur-u âlinize Ali Bey!
Şöyle
buyuruyor Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: "Ancak sıddık veya şehit
ya da Allah'ın kendisi için dünya ve âhiret hayrını dilediği erkek ailesine
hizmet eder." (Bihâr-ül Envâr, C.14, S.123) Yine şöyle buyurmuştur:
"Hiç şüphesiz bir erkek hanımının ağzına verdiği bir lokmadan ötürü (dahi)
mükâfatlandırılır." (El-Meheccet-ül Beyza, C.3, S.70 Bir başka hadiste:
"Erkek eşine verdiği bir içim suya karşılık (dahi) mükafatlandırılır"
buyuruyor. (Kenz-ül Ummâl, Had 44435)
Ve bilahâre
şöyle buyurmaktadır: "Aileye hizmet etmek kebire (büyük) günahların
keffareti sayılır ve Allah'ın gazabını söndürür." (Cami-ül Ahbar S.276)
Ali: Şunu da biliyor musun ki?
"Ailesinin geçimini (helâlden) sağlamak için çalışan, zahmet çeken kimse
Allah yolunda cihad eden gibidir" buyrulmaktadır hadiste. (Vesâil, C.12,
S.43)
Fatma: Evet çok şükür biliyorum ve şunu
da biliyorum ki Allah Resulü Sallallahü Aleyhi Vesellem Ümm-ü Seleme anamıza
buyurmuştur ki, "Bir kadın hamile kalıp (bunun zorluklarına sabrettiğinde)
canıyla, malıyla Allah yolunda cihad eden kimsenin sevabına hak kazanır; doğum
yaptığında ise ona şöyle denilir: "Günahların bağışlandı, artık amellerine
yeniden başla". Çocuğuna süt vermeğe başladığında, her defa verdiği süt
için İsmail oğullarından bir köle azat etmenin sevabını kazanır."
(Bihar-ül Envar, C.103, S.251)
Zaten
yukarıda senin verdiğin bir hadiste bunu ifade ediyordu: "Kadının cihadı,
eşine karşı vazifelerini en güzel şekilde yerine getirmesidir."
Ali: Neyse söz uzadı! Son bir şeyi de
hatırlatıp bitirmek istiyorum sözümü; fakat buna bir karşılık verebileceğini
sanmıyorum Fatma hanım!
Fatma: Buyur, söyle bakalım; göreceğiz!
Ali: Yine Efendimiz'in güzel bir-iki
sözüdür bunlar; şöyle buyuruyor: "Kim hanımının kötü ahlakına sabrederse
ve bunu sırf Allah rızası için yaparsa, Allah ona sabrettiği her gece ve
gündüze karşılık Hz. Eyyub'a (sabrına karşılık) verdiği sevabı verir. O kötü
huylu kadına da her gece ve gündüze karşılık kumların sayısı kadar vizr-u vebal
yazılır." (Sevab-ul A'mal, S.339)
Yine şöyle
buyuruyor: "Kim kötü ahlaklı hanımının huyuna sabrederse ve bunu ilahi
mükâfat niyetiyle yaparsa, Allah ona şükredenlerin sevabını verir."
(Kısâr-ül Cümel, C.1, S.289)
Hadi
bakalım, buna karşılık bir söyleyecek bir sözün var mı?
Fatma: Yoksa olmadığını mı zannediyorsun?
Bu din adalet dinidir. Elhamdulillah. Hiçbir kimsenin hakkını zayi etmez.
Evvela az önce söylemiş olduğun hadisten dolayı Allah'a sığınırım. Rabb'im bana
ve bütün mû'mine hanımlara, öyle durumlara düşmemek ve o korkunç veballeri hak
etmemek için yardımcı olsun. Eşlerine karşı vazifelerini en güzel şekilde
yerine getiren ve İslamî ahlâkı bütün boyutlarıyla kendine prensip edinen
saadetli kadınlardan eylesin. Karşılık dediğin şeye gelince madem istedin, o
halde dinle, bak ne buyuruyor Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: "Kim
kocasının kötü ahlakına sabrederse, Allah ona Hz. Asiye bint-i Müzahim'in
sevabını verecektir (Firavun'un kötü ahlakına sabrettiği için)." (Bihar-ül
Envar, C.103, S.247)
Evet, bu da
senin son cevabın. İnşaallah Allah ne seni öyle bir sabra mecbur eder, ne de
beni böyle bir sabra. Rabb'im sonumuzu hayırlı kılsın.
Ali: Âmin!
Yorumlar
Yorum Gönder