Allah’ü Teâlâ’ın Kulunu Sevdiğinin 5 İşareti
Allah’ü Teâlâ’ın Kulunu Sevdiğinin 5 İşareti
Allah’ü Teâlâ’ın sevgisi yalnızca O’nun birkaç salih kulunun
erişebileceği ağır ve ciddi bir mesele. Allah’ü Teâlâ sevgisi “Salihlerin
çabaladığı ve yarıştığı seviye...”
Kalplerin ve ruhların gıdası… Gözlerin nuru… Derin karanlıklarda
kaybedilen ışık… Ölüye hayat, hastaya şifa...
Üzüntü ve acıdan yoksun hayatların neşesi...
Yokluğu ruhsuz vücut gibi… İnancın ve ibadetlerin ruhu… Allah’ü
Teâlâ’ya yaklaşma aracı...
Kapının anahtarları gibi Allah’ü Teâlâ sevgisinin de sebepleri
ve işaretleri var. Aşağıdakiler bunlardan birkaçıdır.
1- Peygamber Efendimiz (sallAllah’ü Teâlâu aleyhi ve sellem)’i
kılavuz edinmek.
“De ki ‘Allah’ü Teâlâ’ı seviyorsanız bana uyun. Allah’ü Teâlâ da
sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah’ü Teâlâ affeder ve merhamet
eder’.” (3,31)
2- İnananlara karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı sert olmak, Allah’ü
Teâlâ rızası için cihada devam etmek ve O’nun haricinde hiçbir şeyden korkmamak
Allah’ü
Teâlâ bu özelliklerden tek bir ayette bahsediyor.
“Ey iman edenler, içinizden kim dininden dönerse, duysun Allah’ü
Teâlâ onların yerine, kendisinin sevdiği, onların da kendisini seveceği,
mü’minlere karşı boyunları aşağıda, kâfirlere karşı başları yukarıda, Allah’ü
Teâlâ yolunda savaşan, dil uzatanın kınamasından korkmayan bir kavim getirir.
İşte o, Allah’ü Teâlâ’ın bir lütfudur ki, onu dilediğine verir. Allah’ü Teâlâ,
ihsanı bol, Her şeyi bilendir.”(5,54).
Bu ayette Allah’ü Teâlâ sevdiği kullarının özelliklerini
tanımlıyor. İlki, alçak gönüllülük ve Müslümanlara karşı kibirli olmamak ve
kâfirlere karşı sert olmak, onların önünde kendini alçaltmamaktır. Allah’ü
Teâlâ’ın sevdiği kullar şeytana karşı O’nun rızası için çabalarlar. Dinlerinin
emirlerini takip ettikleri sürece hiçbir suçlayıcının suçlamasından korkmaz ve
alay edenleri umursamazlar.
3- Nafile ibadet etmek.
Kudsi bir hadise göre Allah’ü Teâlâ buyuruyor ki;
“Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda
sevgime erer” (Buhârî, Rikak 38.)
Nafile ibadetler, sadaka, teheccüd namazı, kuşluk namazı, diğer
nafile namazlar veya oruç gibi olabilir
4- Birbirini sevip ziyaret etmek, birbirine yardım etmek (maddi
yönden) ve birisine Allah’ü Teâlâ rızası için samimi nasihat etmek.
Bu
özellikler Peygamberimiz (sallAllah’ü Teâlâu aleyhi ve sellem) tarafından tek
bir hadiste bahsediliyor.
“Benim rızam için birbirini sevenlere, Benim rızam için oturup
sohbet edenlere, Benim rızam için birbirlerini ziyaret edenlere ve birbirlerine
harcamada bulunanlara muhabbetim haktır.” (İmam Malik, İbn Hıbban)
“Benim rızam için birbirini ziyaret eden”den kastedilenler
yalnızca Allah’ü Teâlâ’nın rızası için, bir diğerini severek O’nun
memnuniyetini gözetme duygusuyla O’nun yolunda bir araya gelenlerdir.
5- İmtihan edilmek.
Musibetler
ve felaketler bir insan için birer imtihandır ve Allah’ü Teâlâ’nın onu
sevdiğinin işaretidir. Çünkü bu ilaç gibidir, tadı acı da olsa ilacı
sevdiğinize sunarsınız ve dozu en yüksek olan sevgi de Allah’ü Teâlâ’nın
sevgisidir.
Sahih bir
hadise göre:
“Şüphesiz, büyük mükâfat büyük belalardadır. Allah’ü Teâlâ bir
topluluğu severse onları sıkıntılarla imtihan eder. Rıza gösteren rıza bulur.
Hoşnutsuzluk gösteren de hoşnutsuzluk bulur”. (Tirmizi)
Müminin başına gelen musibetler ahirette onu bekleyen cezalardan
daha iyidir. Başka türlü nasıl derecesini yükseltebilir ve kötü amelleri
silinebilirdi Peygamberimiz diyor ki:
“Allah’ü Teâlâ, iyiliğini dilediği kulunun cezasını dünyada
verir. Fenalığını dilediği kulunun cezasını da:
Ey Allah’ım!
Bizi sevdiklerinin arasına kat.
Eğer Allah’ü Teâlâ seni severse, elde edeceğin mükâfatı veya
kazanacağın iyiliği hesap etme... Allah’ü Teâlâ’nın sevdiği olduğunu bilmen
yeterli... Allah’ü Teâlâ sevgisinin meyveleri ise aşağıdaki gibidir.
1-İnsanlar da onu sevecek ve yeryüzünde hoş görülecek.
Buhari’den
rivayet edilen hadiste belirtildiği gibi,
Allah’ü
Teâlâ bir kulunu sevdiği zaman, Cibril’i çağırıp “Ben falan kulumu
seviyorum, Sen de onu sev!” der. Cibril de onu sever ve sonra gökyüzünde
şöyle seslenir “Allah’ü Teâlâ, falan kimseyi seviyor, Siz de onu
sevin!” Bundan sonra göklerdeki bütün melekler onu sever. Sonra o kul
yeryüzünde de herkes tarafından sevilip kabul görür.”
Allah’ü Teâlâ Teâla Hazretleri şöyle ferman buyurdu “Kim benim
veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana
yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım (aynî veya
kifaye) şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam
eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı,
gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı (aklettiği kalbi, konuştuğu dili) olurum.
Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme
alır, korurum. Ben yapacağım bir şeyde, mü’min kulumun ruhunu kabzetmedeki
tereddüdüm kadar hiç tereddüte düşmedim O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği
şeyi sevmem.”(Buhârî, Rikak 38.)
Bu hadis Allah’ü Teâlâ’nın kuluna olan sevgisinin birkaç
faydasından bahsediyor.
Kıyamet günü günahını yüklenip gelsin diye, dünyada vermez.”
(Tirmizî, Zühd)
Âlimler bunu musibetler ve belalardan uzak olanları münafıklar
olarak açıklamışlardır çünkü Allah’ü Teâlâ cezalarını bu dünyada vermez ve
hesap gününde tüm günahlarıyla karşısına getirir.
1) İşittiği kulağı olurum. Allah’ü Teâlâ’nın sevmediği hiçbir
şeyi dinlemez.
2) Gördüğü gözü olurum. Allah’ü Teâlâ’nın sevmediği hiçbir şeye
bakmaz.
3) Tuttuğu eli olurum. Allah’ü Teâlâ’nın sevmediği hiçbir şeyi
eliyle yapmaz.
4) Yürüdüğü ayağı olurum. Allah’ü Teâlâ’nın sevmediği hiçbir
yere gitmez.
5) Benden bir şey isteyince ona veririm. Dua etse duaları
duyulur ve istekleri kabul olunur.
6) Benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. Her
şeyden Allah’ü Teâlâ tarafından korunur.
Allah’ü Teâlâ’dan O’nu hoşnut edebilmek için yardımını
istiyoruz.
Kaynak: idealmuslimah.com sitesinden Suffagâh ekibi tarafından
çevrilmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder