Halk Ne Der, Hak Ne Der?
Halk Ne Der, Hak Ne Der?
Akıllı
ve şuurlu bir Müslüman: “Kişisel menfaatlerim ne der!”, “Halk ne
der!” değil; “Hak ne der! Huzuru Mahşerde bunun hesabını nasıl veririm?” kaygısı
taşır. Allah’ü Teâlâ’nın da devamlı
suretle o iş ve ameli gördüğünü ve sağ ve sol omuzundaki yazıcı meleklerin
kayıt altına aldığını hatırından çıkarmaz. Bundan dolayı sadece ve sadece: Beni
kimse ilgilendirmez! "Allah’ü Teâlâ ne der?" Ben ona bakarım! kaygısı taşır.
Her işinde, her davranışında, her nefesinde; aklıyla, zihniyle,
basiretiyle, her şeyiyle, ezeli ve ebedi kuşatan bir ilmin sahibi Allah’ü
Teâlâ’ya vereceği hesabı düşünür.
"Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi
ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah’ü Teâlâ çoğunu
affeder." (Şûra, 30)
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını
kazanmak için kendini feda eder. Allah, kullarına çok şefkatlidir. Bakara 207
Size apaçık deliller geldikten sonra, eğer yine de
yan çizerseniz, bilin ki Allah, gerçekten mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet
sahibidir. Bakara 209
“Kıyâmet gününü gördüklerinde, (dünyada) sadece bir
akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.” (en-Nâziât, 46)
Hâlbuki “Allah'ın Rızası her şeyin üstündedir (büyüktür).” (Tevbe suresi,
72)
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların
yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı
severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve
onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının
kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine
verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” (Maide suresi, 54)
“… “Vay hâlimize! Derler, bu
nasıl (dehşetli) bir kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın
(işlediklerimizin) hepsini sayıp dökmüş!”…” (Kehf, 49)
Kullarım, beni senden
sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua
edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için
benim davetime uysunlar, bana iman etsinler. (Bakara-186)
Kullarım, beni senden
sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua
edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için
benim davetime uysunlar, bana iman etsinler. (Bakara-186)
"Allah'a tövbe eden,
kullukta bulunan, O'nu öven, O'nun uğrunda gezen (cihad ve hicret eden,
rızasını arayıp duran), rükû yapan, secde eden, iyiliği emreden, kötülükten
alıkoyan ve Allah'ın sınırlarını koruyan mü'minleri müjdele." (Tevbe,
9/112)
Allah’ü Teâla’nın yüce
emirlerinden sadece birkaç tanesi…
Yorumlar
Yorum Gönder