Hakk’a Kurban Olan Genç
Hakk’a
Kurban Olan Genç
Cenâb-ı
Hak buyuruyor:
“(Rasûlum!)
Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.
Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.” (Kevser, 1,2,3)
Rasûlullah
Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:
“Âdemoğlunun,
Kurban Bayramı’nın birinci günü yaptığı işlerin Allah’a en sevimli olanı,
(kurban) kanı akıtmaktır. Kıyamet günü o kurban, boynuzları, tırnakları ve
kıllarıyla gelir. Kurbanın kanı da, henüz yere düşmeden Allah’ın rızasına nail olur
ve kabul edilir. O halde, kurbanlarınızı gönül hoşnutluğu ile kesin!” (İbn-i
Mâce, Edâhî, 3; Tirmizî, Edâhî, 1/1493)
Kurban
denince aklımıza ilk gelen hiç şüphesiz Hazreti İbrahim ve İsmail’in hayat
hikâyesidir. İbrahim’i İbrahim yapan önce candan geçmesi, ateşe atılırken hiç
tereddüt etmeyip tam bir teslimiyetle “Allah bana yeter, O ne güzel vekildir”
diyebilmesi, sonra da ciğerparesi oğlu İsmail’den geçebilmesiydi.
Hazreti
İbrahim; birçok mücadeleden, imtihandan başarıyla çıkmış, Allah yolunda babasından
ayrılmayı, kavmiyle ters düşmeyi, canını kurban etmeyi göze almış örnek
peygamber.
Hazreti
İsmail ise; İbrahim’in yıllar sonra doğmuş, kendisiyle aynı dini paylaşan
itaatkâr oğlu. Yani her ana-babanın “gözümün nûru, sana kurban olurum” diyeceği
bir evlattı.
O
biliyordu ki, kurban olacaksa sadece Allah’a olmalıydı. Evlada, eşe,
ana-babaya, paraya, makama kısacası dünyaya kurban olmak ateş demekti.
Onun
için emreden Allah ise “ babacığım emr
olunduğun şeyi yap” demeyi vazife bilen bir evlattı.
Hz.
İbrahim Aleyhisselâm’ın şahsında şekillenen ve Muhammed Ümmetine görev ve
hatırlatma olan bu hadise hepimizin hayatında her an yenilenmektedir. Kurban
oluyorsak ne için oluyoruz, kurban ediyorsak neyi kurban ediyoruz? Bizim
İsmail’imiz ne? Allah’a teslimiyet ve yakınlaşma imtihanını verebiliyor muyuz?
İşte ilahi uyarı:
“Onlara
de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız,
akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından
korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden
ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar
bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez.” (Tevbe, 24)
Kurbanlarımız
aşkımız, sevgimiz, bağlığımız ve teslimiyetimizin simgesidir. Böylece Sevgiliye
yaklaşır, aradaki bağları kuvvetlendiririz. Seven sevilene kurban olurmuş.
Kurban olmakta aşkın ilk adımı sayılır. Âşık, işin başında kendini feda etmeli,
nefsini kurban edebilmeli ve kendinden vazgeçebilmeli ki âşıklık iddiasında
bulunsun. Aşk yolunda ilerleyebilsin. (Medet Bala, Altınoluk Dergisi,
2009-Kasım)
Her
Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Vâcid:
Zengin olan, her muradına erişen, dilediğini, dilediği zaman bulabilen, hiçbir
şeye ihtiyacı olmayan, her şeyi vücuda getiren demektir.
Kısa
Günün Kârı
Kurban
Bayramınızı Tebrik Ederiz. Rabbimiz bizleri Kurban Bayramı’nı hakkıyla idrak
edenlerden eylesin.
Lügatçe
nâil:
Muradına eren, nâil olan, ele geçiren. Erişmiş.
Yorumlar
Yorum Gönder