Hz. Ebubekir Radıyallahu Anh’dan Hikmetli Sözler (1)


Hz. Ebubekir Radıyallahu Anh’dan Hikmetli Sözler (1)

01- Buyurdu ki: Takva akıllıca yapılan işlerin en güzelidir. Hakka asi olmak ahmakça yapılan işlerin en çirkinidir.
02- Verilen emâneti yerine getirmek en üstün doğruluk sayılır. Hıyânet olarak da, en önde yalan gelir,
03- Bir defasında bilmeden şüpheli birşey yiyip hemen anlayınca zorla istifra edip, midesini boşalttı ve sonra şöyle duâ etti: Allahım, bilmeden yaptım. Çıkarabildiğim kadarını çıkardım. Beni bundan ve damarlarımda kalanlardan sorguya çekme!
04- Birine nasîhat veriyordu. Sonunda şöyle buyurdu: Ey kardeşim, sana yaptığım tavsiyeyi aklında tut ve kaybolmamasına dikkat et! Ölümü özüne sevdir. Nasıl olsa gelecek.
05- Çok kerre dilini parmağıyla tutar ve: Başıma gelen herşey bunun yüzündendir derdi.
06- Binekte iken devesinin yuları düşse, verin demez, deveyi çöktürür alırdı. Sebebini sordular, Resûlullah bana, insanlardan bir şey isteme diye emretti buyurdu.
07- Allah sevgisini hâlis olarak tadanı, bu sevgi, dünyâyı istemekten alıkoyar ve bütün insanlardan uzaklaşır, kesilir.
08- Ömrünü faydasız, boş şeylerle geçiren, tarlaya tohum ekme vaktini kaçırmış olur. Vaktinde tohum ekmeyen ise, hasat zamanında pişman olur.
09- Ne söyleyeceğine ve ne zaman söyleyeceğine dikkat et!
10- Ordu kumandanlarını bir yere gönderdiği zaman, onlara: Kadınları öldürmeyiniz, çocuklara dokunmayınız, ihtiyarlara tecavüz etmeyiniz, meyvalı ağacı kesmeyiniz, ma’mur yerleri tahrip etmeyiniz, haddi tecâvüz etmeyiniz, korkmayınız ve gıdadan başka bir maksatla koyun ve deve kesmeyiniz ve manastırlarına çekilmiş insanlara zarar vermeyiniz diye emirler ve nasîhatler verdi.
11- Bir hutbesinde buyurdu ki: Ey insanlar! Allah’tan af ve afiyet isteyiniz. Çünkü mü’mine, İslâm’dan sonra af ve afiyetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir.
12- Müslümanlardan hiçbiri, diğerini hakir görmesin! Zira müslümanların küçüğü, Allah yanında büyüktür. Allahü teâlâdan, kendisini, kıyâmet gününde cehennem ateşiden korumasını isteyen bir kimse, mü’minlere karşı çok merhametli ve ince kalbli davransın!
13- Oğlu Abdurrahman’ı, komşusu ile münâkaşa ederken gördü ve oğluna gücenerek: Oğlum, komşu ile dedikodu yapma! Şu gördüğün insanlar dağılır gider ve sen yine komşunla baş başa kalırsın dedi.
14- Yine bir hutbesinde: Ey insanlar! Allahü teâlânın Ey imân edenler, siz kendinize bakınız, siz doğru yolda bulundukça, yoldan çıkanların size zararı olmaz (Mâide sûresi 105) âyet-i celîlesini okuyorsunuz, fakat onu yerine koymuyor, başka mânâda kullanıyorsunuz. Zira ben, Resûl-ı Ekrem’den şöyle buyurduğunu işittim: İnsanlar kötülüğü görüp mani olmadıkları zaman, Allahü teâlânın, onların hepsini azâba uğratmasından korkulur dedi.
15- Bir gün Eshâb-ı kirâma hitaben buyurdu ki: Allahü teâlâ size dünyâyı fethettirecek, kapılarını açacaktır. Siz, ihtiyacınızdan fazlasını almayınız!
16- Bilmiş ol ki, sabah namazını kılan kimse, Allah’ın himayesindedir. Allah’ın hakkını küçümseme, zira yüzüstü seni Cehenneme atar.
17- Allahü teâlâya olan hâlis sevginin zevkine varan, dünyâlıktan vazgeçer ve bütün insanlardan yüz çevirir.
18- Hz. Ömer’e şöyle tavsiye buyurdu: Hak ağırdır. Ağır olduğu kadar da acıdır. Ve aynı zamanda faydalıdır. Bâtıl ise hafif ve aynı zamanda belâlı ve zararlıdır. Eğer tavsiyeme uyarsan, henüz erişemediğin ve mutlak surette sana ulaşacak olan ölümden sevimli bir şey senin için olamaz. Vasiyetime uymazsan da gaybda olan ölümden daha çok buğz ettiğin bir şey olmaz. Hâlbuki onu önlemeğe gücün yetmez.
19- Kişinin kelâmı, aklının beyânı, fazîletinin tercümanıdır.
20- Yine bir hutbesinde buyurdu ki: Bütün hamd ve senalar Allahü teâlâya mahsustur. O’na hamd eder. O’ndan yardım dilerim. O’ndan af niyaz eder, O’na inanır, O’na güvenirim. Hidayeti Allah’tan bekler, sapıklık düşüklük, şüphe ve körlükten O’na sığınırım.
21- Allah’ın dürüst yürümeyi nasip ettiği kişi dosdoğru yol alır, onun saptırdığı ise ne bir dost, ne de bir mürşid bulabilir..
22- Bütün varlığımla inanırım ki, Allah’tan başka ilâh yoktur. O tektir ve şeriki yoktur. Mülk ve saltanat O’nundur, hamd O’nadır. Dirilten de öldüren de O’dur. Ve O, hiç ölmeyen diridir. Dilediğini yüceltir, dilediğini alçaltır. Bütün hayırlar O’nun elindedir, O, her şeye gücü yetendir.
23- Bütün varağımla inanırım ki, Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi VesellemO’nun kulu ve Peygamberidir. O’nu hak ve hakikat olan dîni tebliğ vazifesiyle göndermiştir ki, Hak din diğer dinlere galip gelsin. Putperestler beğenmeseler de bu böyledir. (Tevbe 33). O’nu bütün insanlığa bir rahmet ve bütün insanlık için bir dayanak ve delil olarak göndermiştir. O gönderildiği zaman insanlar, olabilecekleri hallerin en kötüsü içindeydiler. Bilgisizlik karanlıklarına gömülmüş durumdaydılar. Dinleri uydurma, davetleri yalan ve sahte idi.
24- Allahü teâlâ hakikat dînini Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm ile azîz kıldı.
25- Ey mü’minler, Allah sizin gönüllerinizi birbirinize ısındırdı. O’nun nimeti sayesinde sizler kardeş haline geldiniz. Daha önceleri bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz. Sizi oradan çıkaran O oldu. İşte, Allah size işaretlerini böyle apaçık gösterir ki, doğru yola kavuşabilirsiniz.
26- O halde ey îmân edenler! Allah’a ve O’nun Resûlüne tam uyun! Allahü teâlâ: Resûle uyan, Allah’a uymuş demektir. Eğer yüz çevirirlerse ey Peygamberim, bu onların bileceği bir şeydir. Biz seni onların başına bekçi göndermedik. buyurmaktadır. (Nisa, 80).
27- Ey îmân edenler! Size her işte, her durumda Allahü teâlâdan korkmanızı nasîhat ederim.
28- Hoşunuza giden işler kadar, size zor gelen durumlarda da hakikate sarılın.
29- Şunu bilin ki, doğru söz dışında hiçbir kelâm hayır ve yarar getirmez. Yalan söyleyen, yaradılış hikmetini saptırmış, bunu yapan ise, helâk olmuştur.
30- Ey insanlar! Büyüklenmekten sakının. Topraktan yaratılıp, yine toprağa dönecek olan bir varlığın kibirlenmesi de, ne demek oluyor? Bugün var, yarın yok olan bir varlığın kendini beğenmesi ne kadar anlamsız!..
31- Ey insanlar! Çalışın ve nefislerinizi, içinde yer alacakları ölüm ötesi için hazırlayın. Önünüzde çözümü zorlaşan şeyleri Allah’ın ilmine havale edin.
32- Öbür âleme geçmeden önce bir şey hazırlayın ki, oraya vardığınızda karşınıza çıksın. Çünkü Allahü teâlâ, Mahşer gününde herkes, dünyâda hayır ve kötülük olarak yaptığı her şeyi hazır bulacak ve isteyecek ki, kötülüklerle arasında uzak bir mesafe bulunsun.
33- Allah size kendinden korkmanızı emreder. Allah kullarını çok esirgeyicidir. (Al-i İmrân-30). O halde, Allah’tan korkun, O’nun emir ve yasaklarına iyice kulak verin.
34- Sizden önce gelip geçenlerden de ibret alın. Ve unutmayın ki, Rabbinizin huzuruna mutlaka çıkarılacak ve küçük-büyük bütün davranışlarınızın karşılığını bulacaksınız. Bununla beraber Allah dilediğini bağışlayabilir. O bağışlayıcı ve affedicidir.
35- Kendinizi iyi tanıyın, sadece kendi noksanlarınızla meşgul olun. Yardım istenilecek tek kudret sahibi Allahü teâlâdır. O’nun dışında hiçbir güç, ne yapabilir, ne bozabilir. Muhakkak Allah ve melekler, sürekli olarak O Yüce Peygamber’e salât ve selâm getirirler.
36- Ey îmân edenler! Siz de o Yüce Peygamber’e salât ve selâm edin. (Ahzâb, 56)
37- Allah’ım! Kulun ve Peygamberin Muhammed Mustafa’ya Sallallahü Aleyhi Vesellemsalât ve selâmların en seçkiniyle salât ve selâm et!
38- Bizleri de o âlemlerin Efendisine salât ve selâm etmekle şereflendir, yücelt! Bizleri, ona gönül verenler arasında haşr et! Bizleri onun havzından su içen bahtiyarlardan kıl!
39- Allah’ım, sana boyun eğmemiz hususunda bize yardımcı ol! Bizleri düşmanlarımız karşısında muzaffer kıl!..  
Kaynak: Evliyalar ansiklopedisi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)