Ayyaşı Koruma
Ayyaşı Koruma
Mansur’un emriyle, Beytülmalın kasasını açmışlardı ve herkese
oradan, bir miktar veriyorlardı. Şakrani de Beytülmaldan payını almak için
gelenlerden biriydi. Fakat kimse onu tanıyamadığı için, kendisine bir pay
almaya, vesilesi yoktu. Cedlerinden birinin köle olup Resul-i Ekrem Salllallahü
Aleyhi vessellem’in onu azat etmiş olması itibariyle bu azatlık unvanı ister
istemez Şakrani’ye de, oradan miras kalmıştı ve onun için kendisine, ‘Mevla
Resulallah’ yani Resulullah’ın azatlısı diyorlardı. Kendisine gelen bu unvan,
Şakrani için, bir nevi intisab ve iftihar sayılıyordu. Bu yüzden o da
kendisini, risalet hanedanına mensup sayıyordu.
Bu arada, Şakrani’nin meraklı ve endişeli gözleri, Beytülmaldan
kendisi için payını alacak bir, vesile aramaktaydı ki, İmam Sadık Kuddise
Sirruh’u gördü. Yanına giderek hacetini söyledi. İmam gitti uzun sürmedi.
Şakrani için bir pay alıp bizzat getirdi onu Şakrani’nin eline verdiği zaman
yumuşak bir dille ona, şu cümleyi söyledi: ‘İyi bir iş kimin tarafından
yapılırsa yapılsın, iyidir fakat senin tarafından ve risalet hanedanına bağlı
olduğun için daha iyi ve daha güzeldir. Kötü bir işe gelince, oda her kimse
tarafından yapılırsa yapılsın, kötüdür fakat aynı intisabından dolayı, senin
tarafından yapılırsa, daha çok kötü ve daha çok çirkindir.
İmam Sadık Kuddise Sirruh bu cümleyi buyurunca, İmam’ın onun
sırrından yani, ayyaşlığından haberdar olduğunu anladı. İmam onun, ayyaş
olduğunu bildiği halde, kendisine sevgi gösterdi ve sevgisinin arasında,
kusurunu da söyledi. Şakrani bundan çok utandı ve kendisini kınadı.
El-Envarü’l- Behiyye
Yorumlar
Yorum Gönder