Herkese İyilik Etmeli
Herkese İyilik Etmeli
Sual: İyilik ettiğin
kimsenin şerrinden sakın! buyuruluyor. Dinimiz ise, herkese iyilik etmeyi
emrediyor. Bu hadis-i şerifin açıklaması nasıldır?
Cevap: Genel olarak kötü
kimseler, kadirşinas değildir, nankördür. Nitekim Kur’an-ı kerimde mealen,
(Allah ve Resulü kendi lütuflarından onları [kötüleri] zenginleştirdiği için öç
almaya kalkıştılar) buyuruluyor. (Tevbe 74) Demek ki kötü kimselerin,
kendilerine iyilik edenlere zararları dokunabilir.
Bunun için atalarımız şöyle demişlerdir:
“İyilikten maraz doğar!”
“İyilik et kele, duyursun seni ele!”
İyiliğe iyilik olsaydı, kara öküze bıçak
çalmazlardı!
Bu sözler, iyiliğin mutlaka zararlı olduğunu
göstermiyor. Bazı kötü kimselere iyilik edince onlardan bazı uygunsuz
hareketlerin, zararların gelebileceğini gösteriyor. En hafif ve leziz kuş
etinin bile bazı hastalara dokunması gibidir. Bu anlamda hadis-i şerifler hatta
âyet-i kerime bile vardır. Hazret-i Ali, (Kötü kimse, kendisine iyilik
yapılınca katılaşır, iyilik edene bir zarar verebilir) buyuruyor. Yine büyük
bir zat, (Kötüye iyilik edince, ahmaka acıyınca, onlardan gelecek kötülükten
sakının!) buyuruyor.
Demek ki birisine iyilik ettik, ondan kötülük
gelirse, o kimsenin kötü birisi olduğu anlaşılıyor. Mesela bayramlaşmaya gelen
bir şeker hastasına, onun hastalığını bilmeden baklava versek, onun hastalığı
artar. Kabahat baklavada ve baklava ikram edende değildir. Kötü kimse de
iyiliğe tepki olarak kötülük yapıyorsa, kabahat iyilikte değildir. Kötü
kimseler, mürüvvetsizdir, kadirşinas değildir, nankördür.
Allahü teâlânın, (Kendisine iyilik edene kötülük
eden, benim nimetime nankörlük etmiş olur, kendisine kötülük edene iyilik eden
de, bana şükretmiş olur) buyurduğu bildirilmiştir. Bir menfaat elde etmek için
seninle arkadaşlık edenin şerrinden sakın! Çünkü beklediği şey kesilince; özür
kabul etmez. (Şu’âb-ül-iman)
Yine genel olarak bir kimse, hiçbir menfaat
beklemeden Allah rızası için, kötü birine de iyilik ederse, ondan zarar gelmez.
Eğer, bir menfaat karşılığı iyilik ediyorsa, iyilik ettiği kimseden zarar
gelebilir. Hiçbir menfaat beklemeden, sırf Allah rızası için iyilik etmekten
korkmamalıdır. Kötü kimse, buna zarar vermeye kalksa da, fazla başarılı olamaz.
İyilik eden, kendine iyilik etmiş olur. Onun için atalarımız, (İyilikten kötülük
gelmez), (İyilik eden iyilik bulur), (İyilik et, denize at, balık bilmezse
Hâlık bilir) demişlerdir. Demek ki, iyilik balık için değil, Hâlık için, yani
Allah rızası için yapılırsa zararı olmaz.
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
İhsan eden, iyilik eden sevilir. Hadis-i şerifte,
(İhsan sahibi kimseyi sevmek, insanların yaratılışında vardır) buyuruldu.
(Deylemi)
İnsan, ihsanın, iyiliğin kölesidir. Gönül, kendine
iyilik edeni sever, kötülük edenden nefret eder. İnsan, ister istemez iyilik
edene karşı sevgi duyar. Bunun için Peygamber efendimiz şöyle dua ederdi:
(Ya Rabbi, kötü birinin, bana iyilik etmesini nasip
etme!) [Deylemi]
Allahü teâlânın kullarına hizmet etmekle, dünya ve
ahirette çeşitli nimetlere kavuşulur. İnsanlara iyilik etmek, onların işlerini
güler yüzle ve tatlı dille ve kolaylıkla yapmak, insanı Allah sevgisine
kavuşturur. Ahiret azaplarından kurtulmaya ve Cennet nimetlerinin artmasına
sebep olur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın en çok sevdiği kulu, Onun
nimetlerinin, kullarına ulaşmasına vasıta olandır.) [Deylemi]
(Her iyilik sadakadır.) [Tirmizi]
(İnsanların iyisi, insanlara iyilik eden kimsedir.)
[İ. Ahmed]
(Arkadaşın iyisi, arkadaşına, komşunun iyisi ise
komşusuna iyilik eden kimsedir.) [Tirmizi]
(En iyiniz, kendisinden hep iyilik beklenilen ve
şerrinden emin olunandır. En kötünüz, kendisinden iyilik beklenilmeyen ve
şerrinden emin olunmayandır.) [Tirmizi]
(Layık olana da, olmayana da iyilik et! İyilik
ettiğin kimse, buna layıksa ne iyi. Layık değilse, sen iyilik ehlinden
olursun.) [İbni Neccar]
(İnsan, kendine iyilik edene sevgi, kötülük edene de
nefret duyacak şekilde yaratılmıştır.) [Ebu Nuaym]
(İyilikler fenalıkları giderir.) [Ebu Nuaym]
(İyilik zâyi olmaz, kötülük unutulmaz, herkes
ettiğini bulur.) [Beyheki]
O halde, maddi bir menfaat beklemeden herkese iyilik
etmeye çalışmalıdır.
Allah için ömründe bir kere olsun iyilik eden mahrum
kalmaz. Bir Müslüman, bir İslam âliminin veya evliyanın ruhuna, ömründe bir
kere, bir Fatiha okuyup hediye etse, o zat, bu iyiliğin altında kalmaz. Mutlaka
o kimseye şefaat eder. İki hadis-i şerif meali:
(Allahü teâlâ, zerre kadar hayır işleyeni rezil
etmez.) [İ. Adiy]
(Ömründe hiç hayır yapmayan bir Müslümanın, [başka
Müslümanlara zarar vermesin diye] bir dikeni yoldan kaldırması, Allah indinde
makbul görülerek Cennete gitmesine sebep oldu.) [Ebu Davud]
Bir hadis-i kudsi de şu mealdedir:
(Ya Musa, ömründe bir kere isar edene, isar ahlakı
ile bana kavuşana hesap sormaktan haya ederim.) [Şir’a – şerh-i Hutab]
İsar, muhtaç olduğu bir şeyi kendi kullanmayıp,
muhtaç olana vermek, mümin kardeşlerinin işlerini bitirmek demektir. Kendi
muhtaç olduğu malın hepsini, muhtaç olanlara verip, yokluğuna kendisi sabr
etmektir. İyi huyların çok kıymetlisidir. Âyet-i kerimeler ile övülmüştür.
Yorumlar
Yorum Gönder