İbadeti Artarsa Rızkı Da Artar
İbadeti Artarsa Rızkı Da Artar
Abid bîr zat, evden karısına işe gidiyorum diyerek ayrılır, fakat doğru tekkeye çekilerek ibadete başlardı. Akşam eve geldiği zaman karısı, “yiyecek yok, bir şey getirmedin mi?” dediğinde de, “çalıştığım zat çok cömert bir kimse... Ondan para istemeye utanıyorum. On gün sonra ücretimin tamamını, toptan verecek” derdi.
Onuncu gün gene evinden ayrılmıştı, işe gidiyorum diye. Doğruca Savmaya (tekke) gitti, ibadetine başladı. Akşam üzeri yine evine dönecekti... Hanıma ne demeli, on gün doldu Diye düşünüyor ve mahzun mahzun yoluna devam ediyordu. Evine yaklaştı... Evden sıcak ve leziz yemek kokusu duydu. Şaşırmıştı. Acaba karısı yiyeceği nereden almıştı. Eve geldiğinde karısı dervişi kapıda karşıladı, neşeliydi. Kocasına olanları şöyle anlattı:
— Çalıştığın adam hakikaten cömert bir kimse imiş... Öğle vakti idi, nur yüzlü iki kişi gelerek bana: “Bunlar kocanın iş ücretidir. Eğer bundan sonra da işine devam eder ve daha fazla çalışırsa, daha fazla ücret verilecektir.” dediler ve taze kesilmiş koyun eti, bir kısım giyecek ve bir kese de altın verdiler. Allah razı olsun o kimseden... Çünkü açlıktan artık tahammülümüz kalmamıştı.”
Karısından bu sözleri dinleyen derviş Allah'a şükredip, ibadetine devam etti. Çünkü o yiyecek ona Allah tarafından gönderilmişti. Allah Celle Celâlüh neye kadir değil ki! (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder