Hakim-ül Harameyn Değil, Hadimül Harameyn
Hakim-ül Harameyn Değil,
Hadimül Harameyn
Yavuz Sultan Selim, Mısır'ı
fethetmiş ve hilâfet 1516 yılında Abbasilerden Osmanlılara geçmişti. Bir cuma
günü Ümeyye Camünde cuma namazı kılınacaktı. Yavuz Sultan Selim de, camide idi.
Şam valisi hükümdarın namaz kılacağı yere yeşil atlastan bir seccade sererek
namaz kılınacak yeri ayırmıştı. Yavuz, namaz kılacağı yerde diğer cemaattan
ayrı olarak serilmiş bu seccadeleri görünce hiddetlenerek:
— Burası ibadet yeridir, padişah
sarayı değildir, dedi ve atlas seccadelerin kaldırılmasını emretti.
Kendisi de, cemaatla
beraber camide namaz kılmaya başladı.
Sıra Cuma hutbesine
gelmişti ki, imam çıkarak hutbeyi okumaya başladı. Hutbenin mukaddimesinde halifelerin
ismi zikredilirken imam efendi Yavuz Sultan Selim'i kastederek:
— Hakimül harameyniş şerifeyn
(Mekke ve Medine'nin hükümdarı) dedi.
İmam efendinin bu
sözlerini duyan Koca Yavuz hemen oturduğu yerden ayağa kalkarak:
— İmam efendi! Okuduğunuz
hutbedeki Hakimül harameyn lâfzını, hadimül harameyn olarak değiştir. Zira ben,
Hakimül Harameyn değil; olsa olsa, o mübarek beldelerin hizmetçisi olabilirim, dedi.
(Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder