Mutluluk Akarsuyu
Mutluluk Akarsuyu
Ne güzel
şeydir mutluluk. Mutluluğu hissetmek bu duyguyu yaşıyor olmak ne güzeldir kim
bilir? Elbette mutlu olanlar bilir bunu.
Gerçekten mutlu olmak ama…
Gülmek,
içinden gelerek gülebilmek... Çok değerli bir nimettir. Şahsen ben, dünyanın tüm mücevherlerine
değişmem gülmeyi ve mutlu olmayı. Tabii sizleri bilemem.
Yaşamım
süresince çok acılar çektim. Burada bunları sizlere bir bir anlatacak değilim
ancak nasıl mutlu olunur bilemedim, çünkü bu duyguyu gerçekten hiç yaşayamadım.
Hep yalnızdım. Ben ve benim gibiler. Biz hep beraber, birlikte yalnızlığı
yaşadık, buradaki birlikte büyüdüğümüz, hayatı paylaştığımız kardeşlerimle.
Kimimiz ailesi olduğu halde buraya bırakılmış, benim gibi. Kimimizin ailesi yaşamını yitirmiş, kimsesiz
kalmışlar. Kimsesizlikten gelmişler, buraya, Kimsesizler yurduna. Onların aileleri yaşıyor olsaydı, severlerdi
kardeşlerimi, atmazlardı buraya. Ancak en kötüsü de ailesi varken yalnız
kalması, istememesi evladını ve onu sokağa atması. Sevmediler bizi. Benim ailem de sevmedi beni,
erkek olmadığım için vermiş babam. Tabii
daha zor durumda olan kardeşlerimiz de vardı. Onlar ailesini hiç bilmeyenler.
Yaşadıklarından bile haberi olmayan, anne babalarının kim olduğunu bilmeyen
kardeşlerimiz. Ne acı değil mi?
Çok yalnız ve
mutsuz bırakıldık ama şundan emin olabilir siniz, biz sizlerden, hepinizden çok
daha güçlüyüz. Hayata karşı kendi başımıza mücadele ediyoruz. Biz birlikte çok
güçlüyüz işte. Sevgimiz çok büyük, biz küçük kardeşlerimizin elinden tutarız
hep, onlar bizim çektiğimiz acıları çekmesinler diye. Onlara ablalık, abilik
yaparız. Biz burada büyük ve güçlü bir aileyiz.
Bizim tek
dileğimiz mutlu olmak, bir gün öğretmenlerimizden başka, bizi de sevenlerin
olabileceğini hayal etmekten kurtulmak. Bizler acılarımızı içimizde yaşarız.
Ancak bir gün buradan ayrılacağız. İşte bu korkutuyor. Lütfen sevin bizi. Acır gözlerle bakmayın,
korkmayın bizden, çocuklarınızın bizlerle arkadaşlık kurmasını engellemeyin,
bizleri de kucaklayın, biz kötü değiliz. Sadece sevgi ve mutluluk özlemi
içindeyiz. Ancak böyle davranırsanız, içimizdeki bu eziklik duygusunu
unutabiliriz belki.
Bir gün
buradan ayrılırsak, nasıl yaşam kuracağımızı bilemiyoruz. Korkuyoruz, ancak
dedim ya çok güçlüyüz diye. Dayanırız. Biz ne acılar çektik, Bundan
sonrakilerde vız gelir.
Çok fazla
sıktım canınızı. Bir şey duyduk çok heyecanlandık. Acaba gerçek midir dedi bazı
arkadaşlarımız. Ben hiç bunu düşünmedim. İnandım. Gerçek olduğuna inandım.
İnanmak istedim çünkü.
Geçen gün
ablalarımızdan biri okul gezisine katılmıştı. Orada anlatmışlar. O da bize
anlattı. Dediğine göre gerçekmiş. Bir yer varmış. Bir akarsu, hem de Türkiye
de. O akarsuya girmek için bazı kurallar varmış, uymak gerekiyormuş. Hepimiz
bunu duyunca çok heyecanlandık ve çok etkilendik. Neyse o akarsuyun dizlere
kadar olan kısmına giriyormuşuz. Derin olan ya da dizlerden aşağı olan yere
değil sadece dizlere kadar olan kısmına. Ayakta kalmayın oralarda kayalar var
onlara oturun ve gözlerinizi kapatın demişler. Uyanıkken rüya görüyormuş sunuz,
gözünüzü açtığınızda her şey bitiyor, kapattığınız da kaldığınız yerden devam
ediyorsunuz. Ancak on beş dakikadan fazla kalmayın. Sonra uyuyup sulara kapılıp
gidiyormuşsunuz ya da rüyanın etkisiyle ayağa kalkıp derinlere yürüyormuşsunuz...
İşte en
önemlisi bu rüyalarda insan, çok mutlu oluyormuş. Yaşamı süresince olmadığı
kadar mutlu oluyor, mutluluğu hissediyormuş.
Bu bizi çok heyecanlandırdı. Biz karar verdik bu yere gideceğiz,
Oralarda oturanlar mutluluk akarsuyu derlermiş. Çok mutlu olabilmek en azından mutluluğun
sıcaklığını hissedebilmek için GİDECEĞİZ.
Biz buna çok
inandık. Hepimizde inandık. Acaba siz ne dersiniz? Gerçek midir? Sizce var
mıdır böyle bir yer? Vardır değil mi? Vardır, vardır.
Ne güzel
şeydir mutluluk. (Alıntı)
Yorumlar
Yorum Gönder