Çanakkale Destanı

Çanakkale Destanı


Çanakkale harbi yaşanırken öyle bir yaralı geliyormuş ki zamanın doktoru Doktor Tarık bakmakta zorluk çekiyormuş. Hemşirelerde yetiştiremiyormuş.
Doktor Tarık demiş ki;
“Bütün yaralılara bakamıyoruz hiç olmazsa ağır yaralıları ayırın, ayaktaki yaralıları hemen tedavi edelim, ağır yaralılara zaman ayırmış oluruz. Sonra bekleyen diğer ağır yaralıları da tedavi ederiz.”
Yaralılara bakarken önüne ağır yaralı asker getirmişler.
Doktor;
“Ben ağır yaralı getirmeyin demedim mi siz yine ağır yaralı getirdiniz!”
Hemşire demiş ki;
“Bu asker sizin oğlunuz.”
“Tamam!” demiş Doktor Tarık;
“Onu şu ağacın gölgesine bırakın! Buradaki acil yaralılardan sonra fırsat olunca bakarım.”
Bir süre sonra bakmaya fırsatı olmuş ama gittiğinde oğlu orada çoktan vefat etmiş.
Böyle şuurlu doktorlar baş tacımız. Şimdiki doktorlarımız bu şuurla görev yapsalar, Allah korkusundan namazlarını kılsalar, hastalara daha yakın olsalar, hemşireler de samimi davransalar güzel Türkiye’miz daha güzel olur.
Seyit Onbaşının 270 kg mermiyi annesinden öğrendiği dua ile “La havle velâ kuvvete”, dedikten sonra ellerini yere vurarak kaldırıp topa mermiyi sürmesi, istila ettiği memleketin üzüm bağından kopardığı üzümün parasını üzüm dalına asan askerin inancın eksiksiz olması ne kadar şerefli olduklarını gösterir. Böyle asker böyle doktor böyle hemşire günümüzde olsa daha mutlu daha güzel bir Türkiye olurdu.
İşte böyle askere böyle doktora böyle vazifesini hakkıyla yerine getiren herkese Selam Olsun! Yüce Rabbimiz onların sayısını artırsın İnşallah! Kurtuluşumuz her alanda böyle kahramanların yetişmesi ve çoğalması ile olacak!
Abdulkadir Özcan KAYSERİ


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Uzun Ömür İçin Dua

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)