Kayıtlar

Soykırımcı Siyonist İsrail’i Durdurmak…

Soykırımcı Siyonist İsrail’i Durdurmak…   Trump, “İsrail’e dur demek çok zor!” demiş. Nasıl olsa masrafları zavallı ABD halkı ve sömürülen dünya halkı ödüyor. Niçin? Sırf İsrail daha çok soykırım yapsın, daha çok toprak kazansın diye… Dünyanın çeşitli devletlerini yöneten; Siyonistleştirilen kukla yöneticiler dünyanın her yerinden Soykırımcı Siyonist İsrail’e destek veriyor, para aktarıyor…             Egemen bir devlet İran’a, “Nükleer silah yapma!” diye bomba yağdırılıyor.             Masum sivil Filistin halkına; çoluk-çocuk-yaşlı-sivil demeden soykırım yapılıyor.             “O zaman sen neden nükleer silah yaptın? Haydi imha et!” diyorsun.             “Yok!” diyor… “Sadece benim herkesi öldürme hakkım var! Ben efendiyim, sen Goim’sin! Ben Siyonist Yahudi’yim...

Ölümden Önceki Hastalığın Güzelliği

Ölümden Önceki Hastalığın Güzelliği   Allah Teâlâ’nın peygamberlerin bedenlerine âdetâ bir emâneti teslim ediyormuş gibi çeşitli hastalık ve sıkıntılar vermesinin, vefât edecekleri sırada onlara üstüste acı ve ıstıraplar çektirmesinin bir hikmeti de, bu sıkıntıların onların rûhi güçlerini zayıflatması, böylece ruhlarının bedenlerinden kolayca ayrılması, can çekişme hâlinin sıkıntısız olması içindir   Hastalık çekmeden ansızın gelen ölümler ise böyle kolay değildir, ölmek üzere olan kimsenin hâline bakınca ona ölümün sert mi, yumuşak mı, zor mu. kolay mı geldiği anlaşılır. Nitekim Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:   “Mümin, bir demet ekin gibi yumuşak ve dayanıklıdır; rüzgâr onu kâh o tarafa, kâh bu tarafa yatırır.“ (Buhari, Merda 1, nr.5643,5644)   Ebû Hüreyre Radıyallahu Anhın rivayetine göre ise Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;   “Mümin bir demet ekine benzer; ekin yumuşak ve dayanıklı olduğu için rüzgâr onu es...

Tefrikadan Sakının

Tefrikadan Sakının   Memleket üstüne yazı yazanlar, Sakın kalemleri eğri tutmayın, Vatan benim, diye yazan ozanlar, Sakın kalemleri ele satmayın!   Tefrika girerse memleket gider, Düşman lokma lokma hepimizi yer.   O bizim canımız, bizim kanımız, Huzurlu yaşasın tüm insanımız, Yok, başka gidecek bir vatanımız, Çok çalışın ama sakın yatmayın!   Uyuyan milletler hüsrana gider, Hainler pusuda hepimizi yer.   İpotek altında gelecek nesil, Söylediğim gerçek, nasihat değil, Artık şu vatanın derdine eğil, Yapanla yutanı eşit tutmayın!   Yutarsan vatanı el âlem ne der? Çoluğun çocuğun nereye gider?   Ele peşkeş çekme vatan senindir, Ayrılık çanları çalan haindir, Her kim yapıyorsa hinoğlu hindir, Sakın Milletimi nara atmayın!   Yakarsan vatanı el âlem ne der? Çoluğun çocuğun nereye gider?   Kimse askerime kurşun sıkmasın, Menfaat uğruna vatan yıkmasın, Bizi bölmek için yola çıkma...

İsrailli Gazeteci Eyal Berkovic’ten Alçak Sözler

Resim
İsrailli Gazeteci Eyal Berkovic’ten Alçak Sözler   İsrail medyasından Kanal 13'e konuşan, alçak gazeteci Eyal Berkovic: ‘Hamas'la çeyrek final, İran'la yarın final oynadık ve yendik, final Türkiye ile olacak’ sözleriyle İsrail'in İran'dan sonra Türkiye'ye saldıracağını söyledi. Ama zavallı şunu bilmiyor: Türkiye ne Filistin, ne de İran? O’nu ancak Osmanlı Tokatı’nı yiyince anlarsın!

Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair

Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair   ``Telgrafın tellerini kurşunlamalı’’ Öyle değildi bu türkü bilirim Bir de içime -Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyenBir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen Haberler bilirim mektuplar bilirim. Gamdan dağlar kurmalıyım Kayaları kelimeler olan Kırk ikindi saymalıyım Kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarıma Saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından Baştan ayağa ıslanmalıyım Gam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım. İçimde kaynayan bir mahşer var Bu mahşer birde annelerinin kalbinde kaynar Çünkü onlar yün örerken pencere önlerinde Ya da çamaşır sererken bahçelerinde Birden alıverirler kara haberini Okul dönüşü bir trafik kazasında Can veren oğullarının. Bir de gencecik aşıkların yüreklerini bilirim Bir dolmuşta yorgun şoförler için bestelenmiş Bir şarkıdan bir kelime düşüverince içlerine Karanlık sokaklarına dalarak şehirlerin ...

Türkiye-İsrail savaşı İsrail-İran Savaşından Çok Daha Yıkıcı Olacak!

Resim
Türkiye-İsrail savaşı İsrail-İran Savaşından Çok Daha Yıkıcı Olacak!   Bu Savaş, Türkiye-İsrail Savaşının Provası   Eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin, İsrail-İran savaşının patlak vermesinin ardından kaleme aldığı bir yazıda bu savaşın Türkiye-İsrail savaşının provası olacağını söyledi.   İsrail'in İran'a yönelik geniş çaplı operasyonun ardından İran'ın Tel Aviv ve Hayfa'ya füzeler ateşlemesiyle Ortadoğu'da gerilim bir kez daha yükseldi. İsrail-İran arasındaki çatışmalar endişe verici seviyelere ulaşırken ABD'den savaşa ilişkin dikkat çeken bir değerlendirme geldi. Türkiye ve İslam düşmanlığıyla bilinen eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin, Türkiye'ye akılalamaz ithamlarda bulunarak patlak veren İsrail-İran savaşının gelecekti Türkiye-İsrail savaşının provası olabileceğini söyledi.   Türkiye'ye İran Rejimi Benzetmesi Natıonal Security Journal'da bir yazı kaleme alan Michael Rubin, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik ...

Çalabım Bir Şâr Yaratmış

Çalabım Bir Şâr Yaratmış   Çalabım bir şâr yaratmış  iki cihân âresinde, Bakıcak dîdâr görünür ol şârın kenâresinde…   Nâgehân ol şâra vardım ol şârı yapılır gördüm, Ben dahî bile yapıldım taş ü toprak âresinde…   Ol şârdan oklar atılır gelir ciğere batılır, Ârifler sözü satılır ol şârın bazâresinde…   Şâkirdleri taş yonarlar yonup üstâda sunarlar, Çalabın ismin anarlar ol taşın her pâresinde…   Ol şâr dediğim gönüldür ne âlimdir ne câhildir, Âşıklar kanı sebîldir ol şârın kanâresinde…   Bu sözü ârifler anlar câhiller bilmeyip tânlar, Hacı Bayrâm kendi bânlar ol şârın minâresinde…   (Hacı Bayrâm Velî Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî)

Yeniden İnşa İçin İlme Sarılmak

Yeniden İnşa İçin İlme Sarılmak Köklü geçmişten aydınlık ve güçlü geleceğe Zamanın çehresi değişti. Bilgi çağındayız artık. Milyonlarca veri saniyeler içinde üretiliyor, yapay zekâ en karmaşık sorulara anında cevap veriyor ve fakat bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı bu çağda, hakikate varmak her zamankinden daha zor; çünkü bilgi çoğaldıkça, anlam kayboluyor, insanın iç âlemi ise boşlukla sarsılıyor. Sayılar artıyor, teoriler çoğalıyor ama hakikati arayan gönüllere ışık tutamıyor. Modern insanın trajedisi tam da burada başlıyor: Malumatı bol ama marifeti yok, zekâsı keskin ama irfanı eksik, aklı kalbiyle bağ kuramıyor. MODERN BİLGİ ANLAYIŞININ ÇIKMAZI Bugün modern dünyanın bilgi anlayışıyla kadim medeniyetimizin ilim tasavvuru arasında büyük bir uçurum var. Batı düşüncesi, bilgiyi yalnızca deney ve gözleme indirgemiş, vahyi dışlamış, insanı parçalara bölerek çözmeye çalışmıştır. İnsanı akıl ve beden boyutuyla ele almış; ancak ruhu ve vicdanı dışlayan indirgemeci bir anlayış benimsem...