Kayıtlar

Ahiret Yolcularına Vasiyetler

Ahiret Yolcularına Vasiyetler   İmâm Birgivi Rahmetullahi Aleyh der ki: ·      Evlâdıma, dostlarıma, bütün din kardeşlerime vasiyetim odur ki; Allâh’ü Teâlâ’nın emrettiği farz ve vâcib, her ne varsa tamamını yerine getirmeye azmetsinler. ·      Kazâya kalmış olan namazlarını edâ etsinler. Namaz farz olduğu gibi namazı kendi vaktinde edâ etmek de farzdır. Kazaya kalmış namazları edâ ederken evvelâ bir ezan okuyup ondan sonra hangi vaktin kazasını edâ edecekse o vakte niyetlenerek namazlarını kılmalıdır. (Bir seferde birden fazla namaz kaza edilecekse tek ezan yeterlidir.) ·      Önceden üzerlerinde kalmış olan zekât borçlarını ödesinler. Kazaya kalmış olan oruçlarını edâ etsinler. ·      Hac farizasını edâ edemediyse ya da Allâh Celle Celâlüh muhafaza etsin küfre düşüp evvelki haccını iptal etti ise hac borcunu edâ etsinler. ·      İlmihâl bilgilerini öğrensinler. · ...

Hikmetler 2

  Hikmetler 2   ·       İyiliği sayarak değil saçarak yapın ·       Her sıkıntının, her başarısızlığın, her derdin ilacı namaz ve istiğfardır. Allahü Teâlâ günah işleyen bir kulunu muvaffak etmez. ·       Allahü Teâlâ günah işlemeyenlerden ve günah işlenmeyen yerlerden razıdır. Siz, günah işlememeye ve arkadaşlarınızı günahtan korumaya çalışın. ·       Allahü Teâlâ’ya sığınan hıfz-ı eman-ı ilahide olur. ·       İhlâs, muhabbet ve itaat, üçü ayrılmazsa feyz gelir. Ayrılırsa, büyük zat feyz vermek istese de, feyz gelmez. ·       Allahü Teâlâ bir kulundan razı olursa, ona, her şeyi vermiş demektir. ·       Her şeyin, her işin bir gayesi, kıblesi vardır. Esas gaye imanla ölmek, Allah demektir. Allah’ı unutarak iş yapan, Cehennem ateşini talep etmektedir. Samimiyet varsa, iyilikle, tatlı dille ...

Ömür, Ezanla Namaz Arası Kadardır!

Ömür, Ezanla Namaz Arası Kadardır!   Torunu, dedesine merakla soruyor: “- Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?” Dede tatlı bir gülücükle: “- Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum.” Deyince torun: “- Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?” der. Dede: “- Evet yavrum. Ömür, ‘namazsız ezan’ la, ‘ezansız namaz’ arası kadardır.” diye cevap verir. Torun yeniden sorar: “- ‘Namazsız ezan’ ve ‘ezansız namaz’ sözlerinden ne kastettiğini anlamadım dedeciğim. Bu ne demek, açıklar mısın?” Dede şefkatle ellerinden tuttuğu torununa: “- Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu. O çocuğun kulağına ezan okundu değil mi? işte o ezanın namazı kılındı mı? “- Kılınmadı.” “- O ezan 'namazsız ezan' dı. İnsan öldüğü zaman kılınan cenaze namazının da ezanı yoktur. O da 'Ezansız namaz' dır. Aslında o namazın ezanı insan doğunca okunmuştu kulağına…” “- Bak ey insan! Doğdun, ama öleceksin, ömür çabuk biter, hayatını iyi değerlendir. Boşa vakit harcama! İkazın...

Muzaffer Ozak Rahmetullahi Aleyh’ten Nasihatler

Muzaffer Ozak Rahmetullahi Aleyh’ten Nasihatler   ·      Hepiniz Allah Teâlâ'ya koşun. (Zâriyât Sûresi, 50) ·      Allah Teâlâ'ya muhtaç olduğun kadar ibadet et! Ateşe dayanabileceğin kadar günah işle! ·      Cahiller helâk oldu, bilenler kurtuldular. Bilenler helâk oldu, yapanlar kurtuldular. Yapanlar helâk oldu muhlisler kurtuldular. ·      Oku! Okumakla kalma anla! Anlamakla kalma! Amil ol, yap! Yapmakla da kalma! İhlâs ile yap! ·      İki şeyi sakın unutma! Bunları unutursan helâk olursun: Biri Allah Teâlâ'yı biri ölümünü! ·      Günahlarına ağla! Ağlayamıyorsan niye ağlayamıyorum diye ağla! ·      Hesaba çekilmeden önce ‘KENDİNİZİ’ hesaba çekin! ·      Kendine kabir hazırlama, kendini kabre hazırla! ·      Medine’de gömülmeye çalışma, Medine’ye lâyık olmaya çalış! ·  ...

Benim Yüzümden Cehennem’e Giderse…

Benim Yüzümden Cehennem’e Giderse…   Adamın biri Muhyiddîn-i Arabî Kuddise Sirrûh Hazretlerine yemek ikram etmişti. Mübarek sabaha kadar yemeğe dokunmadı. Sonra sabah olunca yemekten yemeye başladı. Adam telâşla sordu.             “- Efendim akşamdan beri yemeğe hiç dokunmadınız, şimdi yemenizin hikmeti neydi?” Buyurdu ki: “- Bana düşman olan biri vardı, günde bin defa “Allah Teâlâ Muhyiddin'e lânet etsin!” diye beddua ederdi. O dün gece vefat etti, onun ruhuna hatim indirdim!” buyurdu. “- Efendim o size düşman olmuşken ve size günde bin defa lânet okuyorken siz ise ona hatim gönderiyorsunuz, bunun hikmeti nedir?” Buyurdu ki: “- Yarın mahşer gününde bu kimse bize düşmanlığından dolayı Cehennem’e düştüğünde ve ben Allah Teâlâ Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem’in yanındayken Efendimiz: ‘Ümmetimden bu kişi senden dolayı Cehennem’e gitti!’ derse, ben Efendimize Sallallahü Aleyhi Vesellem’e ne cevap verebilirim? Düşünce...

Pisboğaz Destanı

Pisboğaz Destanı   Bu zalim nefise yetmez kuvvetim, Beni boğaz öldürecek Doktur Bey... On yumurta sucuk sabah kahvaltım, Beni boğaz öldürecek Doktur Bey...   Bir kazan yoğurttan yapıyom ayran, Yanına kırıyom on tane soğan, Beş ekmek de yiyom katıksız yavan, Beni boğaz öldürecek Doktur Bey...   Çökeleği bazlamaya dürünce, Çöreklere tereyağı sürünce, Bayılırım uzatıp da verince, Beni boğaz öldürecek Doktur Bey...   Pirzola biftekler giriyor düşe, Acılı köfteyi takıyom şişe, Makarna mantıyı saklamam kışa, Beni boğaz öldürecek Doktur Bey...   Midem hiç durmadan çalıyor marşı, Koşuyom mutfağa ekmeğe karşı, Buğün öğlen yedim beş sahan turşu, Beni boğaz öldürecek Doktur Bey...   Bizim evde şu bamıya pişince, Beş ekmekle yiyip karnım şişince, Uyku tutmaz lor aklıma düşünce, Beni boğaz öldürecek Doktur Bey...   Karım çağırıyor elinde gülle, Ağzından bal akan o tatlı dille, Bugün yedim iki kazan...

Hani Nerdeler?

Resim
  Hani Nerdeler?   Aklıma geldi de eski adamlar, Çekilip gittiler hani nerdeler? Evim barkım deyip ocak yakanlar, Söndürüp gittiler hani nerdeler?   Kış gecelerinde saya gezenler, Onlara yağ salça bulgur verenler, Kapının önünde oyun dökenler, Güldürüp gittiler hani nerdeler?   Örme çorap çarık saku giyenler, Kışı geçirip yaylaya göçenler, Peynirimiz yağlı olsun diyenler, Dürüm alıp gittiler hani nerdeler?   Her sabah tandırda ekmek edenler, İşli çöreğe sade yağ sürenler, Tandırda sobada, kömbe çekenler. Eşinip gittiler hani nerdeler?   Bahar gelince nevale dikenler, Su sulamak için kavga edenler, Gizlice Merro’ya cığara verenler, İçirip gittiler hani nerdeler?   Çıkınca biberi taze hıyarı, İşte o zaman gör bizim diyarı, Tongü’yü bağlayıp tırpana ayarı, Verip te gittiler hani nerdeler?   Günlerce sap çekip döven sürenler, Deneyi samanı yele verenler, Akşam yorgun argın eve gelenle...

Şahidim Arz-ı Semadır

Şahidim Arz-ı Semadır   Şâhidim arz u semâdır bütün ecrâmi ile Âşıkım sıdk ile ben Hazreti şâh-ı rusüle Yaksa da âh-ı derûnum beni bu hasretile Tâkatı yok dilimin hâlimi takrire bile.   Ey bâd-ı sabâ uğrarsa yolun semt-i harameyne Tâ’zimimi arzeyle rasülüs-sakaleyne.   Hâkine sürmek içün ne yüzüm ne de imkânım var Tahsis-i şefâat kebâir ehline imânım var. Ancak beni kurtaracak bir ulu sultânım var, Aman ey kân-i şefâat pek büyük isyânım var.   Ey bâd-ı sabâ uğrarsa yolun semt-i harameyne Tâ’zimimi arzeyle rasülüs-sakaleyne.   Bu günahkâr gidişin son demi bilmem nolacak, Geleek bir gün ecel, kâse-i ömrün dolacak. “Yevma lâ yenfeu” da her kişi râhm bulacak, Aman ey kân-i kerem yok elimden tutacak.   Ey bâd-ı sabâ uğrarsa yolun semt-i harameyne Tâ’zimimi arzeyle rasülüs-sakaleyne.