Kayıtlar

Uykudan Kalkınca Okunacak Dua

Resim
 

Ebu Akil Radıyallahu Anh’ın İmanı

Ebu Akil Radıyallahu Anh’ın İmanı   Ebu Akil Radıyallahu Anh Rasûlullah Aleyhisselatu vesselamın zamanında fakir yaşamış bir sahabe efendimiz... Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vesselam efendimiz sadaka ile alakalı ayeti kerimeleri getirince, sırtına odun yüklenmiş, 3-5 lira kazanmış, gelmiş bunu ayeti kerimenin gereğini yaşamak adına infak etmiş bir sahabe efendimizdir Ebu Akil Radıyallahu Anh…   Lütfen iyi okuyun ve bu olayı gözünüzün önüne getirmeye gayret edin... Çünkü; Yermûk harbinde, İbni Ömer Radıyallahu Anh, onun hakkında şöyle bir nakilde bulunuyor: Yermûk harbi çok şiddetli bir harp idi. Ve o harbin kahramanlarından bir tanesi de Ebu Akil Radıyallahu Anh idi... Biz onu savaş meydanında ölmüştür diyerek onu çadıra çekip aldık. Üzerinde sayısız ok yarası, sayısız kılıç yarası vardı. Ama henüz son nefesini vermemişti. Onu böyle yatağa uzattık ve başında son görevlerimizi yapıyorduk. Su isterse su veriyorduk, bir derdi varsa dinleyecektik, ki başından aşağı ölümün

Âhiret Rüsvâlığı

Resim
  Âhiret Rüsvâlığı   Müjdeci ve uyarıcı olan Sevgili Peygamberimiz, Sallallahü Aleyhi Vesellem vefâtlarından önce mü’minlere son defâ hitâb ediyor ve onlara son hatırlatmalarda bulunuyordu. Bir ara sözü kul hakkına getirerek: “- Ey insanlar! Kimin üzerine geçmiş bir hak varsa onu hemen ödesin, dünyada rezil rüsvâ olurum diye düşünmesin! İyi biliniz ki dünya rüsvâlığı âhirettekinin yanında pek hafiftir.” buyurdu. (İbn-i Esîr, el-Kâmil, II, 319) Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in bu sözü üzerine insanlardan bir kısmı önceden yapmış oldukları bazı haksızlık ve hatâları îtirâf ederek Allâh Rasûlü’nden duâ ve istiğfâr talebinde bulunmaya başladılar. Bir müddet sonra bir kimse de ayağa kalkıp: “- Vallâhi yâ Rasûlallâh, ben de çok yalancıyım hem de münâfığım. Benim işlemediğim hiçbir kötülük yoktur!” dedi. Hz. Ömer Radiyallahü Anh ona: “- Be adam, kendini rezil ve rüsvâ ettin!” dedi. Sevgili Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “-Ey İbn-i Hattâb! Dünya rüsvâlığ

Cennete Girdiren 30 Sebep

Cennete Girdiren 30 Sebep   Bismillahirrahmanirrahim   “Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"   01- İman Kâmil iman sahibi olmak. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.” (Bakara Sûresi, 3) “Rablerinin âyetlerine inananlar; Rablerine ortak tanımayanlar; Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar…”(Bakara Sûresi, 82) “İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır.” (Mu’minun Sûresi, 58,60) “İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da cennetliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.” (Fetih Sûresi, 4)   02- Salih Ameller İşlemek Kur’an’ı Kerim’de iman, Allah Teâlâ’nın izniyle cennete ulaştıran sebeplerin en mühimi olarak gelmiştir. Bununla beraber o daima salih amele bi

Son Bahar

  Son Bahar   Ne çabuk geçti o güzelim yıllar. Daha yolun başındayız dediğimiz yaşlar. Kısacıkmış uzun sandığımız o yollar. Kışa yakın bir bahardayız, Kim bilir belki de bu son BAHAR.   (Alıntı)

Kardeş

  Kardeş   Bu dünyaya geldin madem, Kabul ettin oldun Âdem, Ansızın dolacak vâden, Hazır ol, o güne kardeş…   Ömür kısa ecel yakın, Şöyle etrafına bakın, Gafil olmayasın sakın, Sahip ol, ömrüne kardeş…   Azrail'i gördüğünde, Şehadet olsun dilinde, Dağlar gibi amelinle, Teslim et, ruhunu kardeş…   Dar kabire girdiğinde, Münker Nekir geldiğinde, “Rabbin kimdir?” dendiğinde, Versen cevabını kardeş…   Kardeş ömür çabuk geçer, Ansızın bu hayat biter, Yolun sonunda bir zafer, Nasip olsun sana kardeş…   Adem AKARSU

Kurban Bayramı Tebriği

Kurban Bayramı Tebriği Receb, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, mübarek aylar rüya gibi geldi geçti. Derken Zilhicce ayı geldi… Arefe ve Mübarek Kurban Bayramı’na kavuştuk… Ne mutlu bu bayrama kavuşan ve kıymetini bilenlere… Ömrünüz Ramazan, ahiretiniz bayram olsun efendim! Allah’ü Teâlâ’ya hamdü senalar, iki cihan güneşi efendimiz Muhammed Aleyhisselâm’a salâtü selâm olsun! Hoşça kalınız, dostça kalınız… Allah Teâlâ’ya emanet olunuz…

Bir Cuma Hikâyesi...

Bir Cuma Hikâyesi...   Fakih Rahmetullahi Aleyh anlatıyor: Babam bana şöyle anlattı: “- Salih Meri Rahmetullahi Aleyh, cuma gecesi, cuma namazını kılmak üzere mescide gitmek için yola çıkıyor. Kabristana uğruyor. Kendi kendine şöyle diyor:” “- Tan yeri ağarıncaya kadar kalayım.” Kabristanın içine giriyor. İki rekât namaz kılıyor. Bir kabre dayanıyor. Gözlerine uyku geliyor. Şöyle bir rüya görüyor: Kabirde yatanlar kabirlerinden çıkmışlar, halka halka olup oturmuş, konuşuyorlar. Bir de bakıyor ki, onlardan ayrı, kirli elbiseli bir genç, bir köşede, üzüntülü bir halde oturuyor. Onu yanlarına oturtmuyorlar. Oradakilerin hepsine tepsi tepsi, üzeri mendillerle örtülü hediyeler gelip dağılıyor. Herkes kendi tabağını alıyor; sonra kabrine giriyor. En sonuna bu genç kalıyor. O da üzüntülü bir halde, kalkıyor; kabre girmek istiyor. Hemen ona soruyor: “- Hey Allah'ın kulu, sende gördüğüm bu üzüntü neden? Sonra gördüğüm bu hâl nedir?” O da şöyle diyor: “-  Ey Salih Meri, sen o tepsileri gördü