Kayıtlar

Türkoğlu Türk'üm Ben...

  Türkoğlu Türk'üm Ben...   Ceddim belli atam belli, Toprak belli vatan belli, Şehit olup yatan belli, Türkoğlu Türküm ben...   Bir sabah ağarınca tan, Ergenekon’da yazıldı destan, Bu topraklar sanma ki bostan, Türkoğlu Türküm ben...   Altaylardan çıkıp geldim, Malazgirt’te ne canlar verdim, Koskoca bir orduyu yendim, Türkoğlu Türküm ben...   Tarihler boyu hep coştum, Fatih önde İstanbul’a koştum, Çağ kapattım çağ açtım, Türkoğlu Türküm ben...   Düşman sürüsüne karşı Mehmed’im, Çanakkale’de 253 bin şehidim, Destanlar yazdım tarih şahidim, Türkoğlu Türküm ben...   İstiklal için ölümü aldım göze, Düşmanların topunu getirdim dize, Cümlesini kovdum döktüm denize, Türkoğlu Türküm ben...   Ezan oldum dinmedim, Bayrak oldum inmedim, Şehit oldum ölmedim, Türkoğlu Türküm ben...   Namertle yoldaş olmadım, Dokuz yandım sönmedim, Asla yolumdan dönmedim, Türkoğlu Türküm ben......

Öyle Bir Zaman Gelecek ki…

  Öyle Bir Zaman Gelecek ki…   Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:   “Öyle bir zaman gelecek ki o zaman şu üç şeyden daha kıymetli bir şey olmayacaktır: Helal para, can-u gönülden arkadaşlık yapılacak bir kardeş ve kendisiyle amel edilecek bir sünnet.” (Heysemî, I, 172)   “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helâlden mi haramdan mı kazandığına aldırmayacak!” (Buharî, Büyû; 7)   “Aranızda öyle bir grup ortaya çıkacaktır ki, namazınızı onların namazları, oruçlarınızı onların oruçları ve diğer amellerinizi de onların amelleri yanında az göreceksiniz. Onlar Kur’ân okurlar, fakat okudukları boğazlarından aşağı geçmez. onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar…” (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 36) İbadetler şekilde kalarak rûhânî tarafı zayıflayacak, nefis tezkiyesi ve kalp tasfiyesi yapılmayacak… Rasûlullah Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:   “Öyle bir zaman gelecek ki okumaya meraklı kurrâ çoğalacak; fa...

Cehennemin Yedi Kapısı Ve Bu Kapılardan Girmeye Sebep Olan Yedi Uzuv

  Cehennemin Yedi Kapısı Ve Bu Kapılardan Girmeye Sebep Olan Yedi Uzuv   Nefsin en çok etkili olduğu ve kolaylıkla kötülüğe kaydırabildiği uzuvlar yedi tanedir. Bunlar: Göz, kulak, dil, mide, ferç, el ve ayaktır. Günahların çoğu bu yedi uzuvla işlendiği için, cehennemin yedi kapısı bu yedi uzva göre bölünmüştür. O halde, bu uzuv kapılarından cehenneme gitmemek için onları haramlardan korumak ve her birini kendi vazifesinde kullanmak lazımdır. Gözün Vazifesi: Yaratanı daha iyi tanımak ve O’nu daha yakın hissetmek için her biri diğerinden daha acayip olan yaratıkları müşahede etmek, uymak ve yapmak için hayır işlerine bakmak, ilim ve marifet kazanmak için Kur’an, hadis ve dini kitapları mütalaa edip okumaktır. Dilin Vazifesi: Zikretmek, doğruları söylemek, irşat görevi yapmak, gerekli uyarılarda bulunmak, hayrı yaymak ve dargınları barıştırmaktır. Müminin konuşması zikretmek, bakması ibret almak, susması tefekkür etmek içindir. Midenin Vazifesi: Nimetin tadını duyunc...

Kardeşane Nasihatler

  Kardeşane Nasihatler   1- Mübah işlerinizi Besmele-i Şerif ile yapın. 2- Çocuğunuz konuşmaya başladığı zaman Kelime-i Tevhid ile iyi sözler belletin. 3- Çocuğunuza manasız isim değil, geçmişine layık manalı isim koyun. 4- Evladınızı sadece dünya bilgileriyle değil, ahiret bilgileriyle de techiz edin. 5- Evladınızı yaşadığınız zamana göre değil, yaşayacağı zamana göre yetiştirin. 6- Evladınıza ne iş yaparsa yapsın demeyin, Rabbimizin razı olduğu bir işte çalıştırın. 7- Sünnet ve düğün merasimlerinizi içkiyle (ve haram olan şeylerle) değil, pilav, zerde döküp (Kur’ân-ı Kerîm, sohbet, salavat ve) Mevlid ile yapın. 8- Sol elle hiçbir şey yemeyin, içmeyin, vermeyin ve almayın. Bütün bu işleri kesinlikle sağ elle yapın. 9- Saatinizi sol kolunuza bağlamayın, sağ kolunuza bağlayın. 10- Elbise ve çamaşırlarınızı giymeye sağ tarafınızdan başlayın, çıkarırken de sol tarafınızdan başlayın. 11- Kıbleye karşı çorap, çamaşır vb. giymeyin. Sağa veya sola dönerek giyini...

Annem Çok Sevmelerin Kadınıydı...

  Annem Çok Sevmelerin Kadınıydı...   Annem çok sevmelerin kadınıydı... Daldaki kirazları, Yazmasındaki oyaları, Fistanındaki çiçekleri, Asmadaki üzümleri, Evin kedisini, Sokağın delisini... Babamın gömleğini... Beni, bizi, mahalleyi... Bildiğim her şeyi severdi... Bana da sevmeyi öğretti... Öyle az buz değil “çok sev” derdi…   Annem gibiyim artık... Az sevme bilmiyorum ben... Çok sevdiğimdendir Bu kadar incinmem... Ah annecim... Senin sütün ak, yüreğin pak... Ama inan şimdilerde; Senin bildiğin gibi değil hayat!   Didem Madak

Dervişe Sormuşlar

  Dervişe Sormuşlar   Sormuşlar dervişe; Hayat nicedir? Demiş ki; “Hayat bilmecedir… Attığın her adım bir hece… Çözene gündüz, çözemeyene gecedir…”   Dervişe sormuşlar: “En zor olan nedir?” “Sözdür” demiş. “Anlatması da zor, anlaması da…”   Dervişe sormuşlar; “İnsanın başına gelecek en güzel nasip nedir?” Derviş demiş ki; “Herkesin bir şeyler anlatmak istediği şu yalan dünyada, seni dinlemek isteyen birine rastlamaktır…”   Dervişe sordular “Nasıl olalım?” Derviş dedi ki; “Musibet karşısında; Metanetli Cehalet karşısında; Marifetli Husumet karşısında; Mağfiretli Kötülük karşısında; Hayır sahibi Kabalık karşısında; Letafetli ol ki Yaradan seni sabrından ötürü sevsin…”   Dervişe sormuşlar; “Evlilikte 50 yılı nasıl devirdiniz” diye; Cevaplamış derviş: “O deli olduğu zaman ben veli oldum, ben deli olduğum zaman o veli oldu…”   Dervişe sormuşlar; “Nasıl insan oluruz?” diye… Derviş “Üç adım atmakla” di...