İlâhi Armağan Kitabından 34. Meclis
Abdulkadir Geylani Rahmetullahi
Aleyh İlâhi Armağan Kitabından 34. Meclis
Bu konuşmanın
tarihi yoktur; bundan önceki meclisin devamı olabilir.
O gün hayli
konuştu; sonra şöyle devam etti:
Allah yoluna
can koyanlar, varlıklarını dağıtırlar. İşleri, halka huzur getirmektir. Ganimet
toplar, halka dağıtırlar. Onların aldığı ganimet, Allah'ın fazlıdır. Onu alır,
ihtiyaç sahiplerine karşılıksız verirler. Darda kalmışları sıkıntıdan
kurtarırlar. Borcunu ödemekten çaresiz kalanlara yardımda bulunurlar;
borçlarını öderler. Onlar şahlardır; lâkin dünya şahı değil.
Dünya şahları
ganimet toplar; fakat kimseye vermez. Hâlbuki Allah yoluna baş koyan cemaat,
mevcut olanı başkalarına dağıtır, henüz ellerinde olmayanı da dağıtmak için
beklerler. Bir şey alacakları zaman, Hak ve hakikat eli ile alırlar.
Halkın onlara
karıştığı yoktur. Zaten kendileri halka iyilik yapmaya çalışır; ayrıca onlardan
yardım almaya tenezzül ederler mi? Onlar, dış varlıkları ile halka; iç
varlıkları ile de Hakk'a ko-şarlar. Boş şeyler ve uygunsuz duygular, onlara
tesir etmez. Nefsin garazı onları tesiri altına alamaz.
Övülmek,
onları yoldan alıkoyamaz.
Kibri at; ne
kullara, ne de Hakk'a karşı büyüklük sat. Kibir azgın kişilerin hâlidir. Allah
onları yüzüstü cehenneme atacaktır, ilâhî öfkenin önüne duran olamaz.
O bir defa
darıldı mı, her şey yerle bir olur. Sen hangi hâlinle O'na büyüklük tavrı takınıyorsun?
O'na karşı yaptığın büyüklük birçok yollardan gelir.
Ezan okunduğu
zaman yerinden sıçramıyorsan Hakk'a büyüklük satıyorsun. Kullara yaptığın
zulümle Hakk'a büyüklük satıyorsun.
Tevbe et.
İhlâs sahibi ol. Seni en küçük yaratığı ile öldürür. Nemrud'u küçük sinekle
öldürdü. Birçoklarını aynı şekilde öldürmüştür. Allah, kibir ehlini, dilerse
göze gözükmeyen yaratıkları ile de helak eder. Dünyalık sahiplerini Allah,
büyüklük sattıkları için çok kere zelil etti. Her şeye sahip iken bir pula
muhtaç kıldı. Nimet içinde yüzdükleri hâlde en çaresiz kişi oldular. Dipdiri
yaşarken ölüp gittiler. Nasıl öldüklerine kimsenin aklı ermedi.
Muttaki
olunuz. Şirk ehli olmayınız, içinizi dışınızı temizleyiniz. Dıştan putlara
taparak iç âleminizle Hakk'a şirk koşmayınız. Halkı yaratıcı bilip Hakk'ın
ortağı tanımayınız. İnsanlara dayanmayınız. İyiliği ve kötülüğü onlardan
beklemeyiniz. Sizin elinizde bir şey olmadığı gibi onlarda da bir şey yoktur.
İnsanlar
arasında öyle kimseler vardır ki, elinde dünyalık olduğu hâlde kalbi sevmez.
Dünyalığı hizmetçi yapar. Fakat kendisi hizmetçi olmaz. Dünyalığı parça parça
eder, dağıtır. Fakat kendisi parçalanmaz. Dünyalığı kendine mal eder. Ona mal
olmaz. Dünyalığı ardından koşturur; fakat kendisi onun ardına düşmez.
Dünyayı
takdirle anma. O kimse gibi ol ki, dünyayı tasarrufunda tutar; fakat hiçbir
zaman onun tasarrufu altına girmez. Peygamber (s.a.v) Efendimiz’den iki hadîs-i
şerif rivayet edilmiştir.
Biri şudur:
“İyi insan
için, temiz mal ne hoştur.”
Öbürü de
şudur:
“Dünya
malında hayır yoktur. Ancak malını alıp şu, şurada yapılacak hayır içindir, şu
da şurada yapılacak iyi işler içindir, diyebilen hariç.”
Dünyalığı
elinizde saklayınız. Kulların iyiliği için harcayınız. Ama onu kalbinize
koymayınız. Şüphesiz böyle olan mal hayırlıdır. Zarar vermez. Dünya nimeti sizi
aldatmasın. Onun sözüne kanmayın. Yakında dünyadan taşınacaksınız, peşinizden
de o nimetler...
Ey evlat!
Kendine güven vermekle yetinme, batarsın. Kendi görüşü ile yetinen batar. Zelil
olur. Düz yolda ayağı kayar. Kendi görüşünü beğenen, hidayetten mahrum olur.
Kimse seni himaye etmez. Çünkü sen kimsenin reyini almadın. Ve hiç kimsenin
fikrini dinlemedin.
“Bilgi
sahiplerinin bilgisi beni ilgilendirmez” diyorsun. İlim iddiasında
bulunmaktasın. Hani amel? Boş davanın ne tesiri olabilir? Hani bu davanın
tasdiki? Yapmakta olduğun davanın sıhhati, gereğini yapmakla anlaşılır. Amel
etmelisin; ihlâs sahibi olmalısın. Âlim olduğunu bunlarla ispat edebilirsin.
Belâ geldiği
zaman sabırlı olmak, ilmin faziletini belirtir. Bir darlık anında yüzün bile
buruşmamalı. Hakk'ı halka kesme. Tam ilim sahibi olsan dediklerimi yaparsın.
Gözlerin görmüyor; basiret iddiasında bulunuyorsun? Senin anlayışın kıt; neden
anlayıştan dem vuruyorsun? Bu yalancı dâvalardan vazgeç. Allah'a yalvar. Sen
başkasını bırak, O'na dön. Her şeyin karşılığını O'ndan bekle. Cümle şeyin
Yaratan'ını ara.
Nefsin
özelliklerini anla. Tatmin olman ve Yaratan'ı bilmen, onu bilmenle kabil olur.
Nefsi anladıktan sonra başkalarını görebilirsin. Allah'ın dilediği geniş yoldan
yürü. Dünya ve âhirette O’nunla olmayı dile.
Takva sahibi
ol. Zat âlemine geçebilmek için sıfat illetinden sıyrıl. Nefsini, yalnız emir
ve yasakları yaparken tanı. Aslında nefsine sebat kuvveti veren yine O'dur.
Ey erkekler ve kadınlar, içinizden kimde ki zerre miktar ihlâs var, takvaya o kadar sahip olur. Kimde ki, zerre kadar sabır var, şükür yolunu o kadar tutuyor demektir ve kurtulacak kişi odur. Dikkat ediniz; sizi iflâs halinde görmekteyim…
Yorumlar
Yorum Gönder