Kayıtlar

Yegâne Güç ve Kudret Sahibi: Allah Celle Celâlüh

Yegâne Güç ve Kudret Sahibi: Allah Celle Celâlüh   İnsanoğlu kendi organları üzerinde düşünmüş olsa, değil kâinata, kendi kendisine bile hâkim olamadığını anlayacaktır. Mesela insanın bazı organları kendi iradesi dışında çalışır. Kalp, insan istese de istemese de uyurken de uyanıkken de çalışır, onu kontrol edemez. Durduğu zaman da onu çalıştırmaya insanın gücü yetmez. Çalışırken de durduramaz. Bu konuda insanın iradesi geçerli değildir. İnsanın midesi, ciğerleri, bağırsakları, böbrekleri vs. bütün organları insanın iradesi dışında çalışırlar ve insan onların çalıştıklarının farkına dahi varmaz. Röntgen ışınlarıyla bu organların çalıştıklarını ekranda izlediği an kendisi bile daima çalıştıkları halde nasıl olup da onların farkına varmadığını idrak edemez. İnsanın iradesinin geçerli olduğu organları ise yine Allâh Celle Celâlüh tarafından insana hizmet etmeleri için boyun eğdirilmişlerdir. Meselâ ayaklar insanın iradesi ile yürür. Yürürken kasların kimisi gevşer, kimisi ka...

Hercümenc

Hercümenc   Öyle bir devir ki: Göz alıcı insanlar çoğaldı, Gönül alıcı insanlar azaldı. Meydan okuyucu insanlar çoğaldı, Gönül okuyucu insanlar azaldı. Sözleri inciten insanlar çoğaldı, Özleri inciden insanlar azaldı. Her şeyi bilen insanlar çoğaldı. Haddini bilen insanlar azaldı…

Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti

Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti Mustafa Yürekli   Aziz Mahmud Hüdai Vakfı, Misafir Öğrenciler Birimi’nin Özel Sahrayıcedit Yükseköğrenim Erkek Öğrenci Yurdu’nda düzenlediği Tarih ve Medeniyet Kampı’nda İslâm ülkelerinden üniversite, yani lisans öğrencileriyle buluştuk. Değerli alim Ebu’l-Hasen Ali El-Hüseyin En-Nedvî’nin ‘Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti’ kitabı hakkında sohbet imkanı bulduk.   En Nedvi’ye göre Müslümanların önce gerileyip sonra dünya liderliğinden uzaklaşmaları ve en sonunda da hayat ve aksiyon sahasından çekilmeleri, tarihte eşi görülmemiş dikkat çekici bir hadisedir. Bu tarihi olay, uzun yıllar içerisinde tedrici olarak meydana gelmiştir. Tesir alanı geniş, yası tutulması gereken beşerî bir felakettir (s.63). Dolayısıyla İslâm aleminin bugünlere nasıl geldiği meselesi, üzerinde durulması gereken önemli bir meseledir.   Kitap ele aldığı cahiliye meselesini şu beş başlıkta incelemektedir: 1.Birinci Bölüm: Ca...

Gel Ey Sôfî Visâl İste

Gel Ey Sôfî Visâl İste   Gel ey sôfî visâl iste, bugün gayri hevâdan geç! Hemân rûy-ı cemâl iste, yeter hubb-ı sivâdan geç!   Gönül mülkün musaffâ kıl, gider hâr ile hâşâkı… Hulûs üzre 'ibâdet kıl, gel 'ucb ile riyâdan geç!   Bilirsin bu fenâ mülkü değildir, kimseye bâkî… Bekâ-yı lâ-yezâl iste, bu mülk-i bî-vefâdan geç!   Sakın âline aldanma, seni sayd etmesin dünyâ… Nukûş u rengine bakma, ko tâc ile kabâdan geç!   Bilirsin kim her iş takdir, elinden işlenir Zâtî… Ki herkes hilkatin icrâ eder, gel mâcerâdan geç!   (Süleyman Zâtî Efendi Kuddise Sirruh)

Deli Kime Derler Bilir misin?

Deli Kime Derler Bilir misin?   Ebû Saîd-i Harrâz Rahmetullahi Aleyh hazretleri, en büyük ihsân sâhibi olan Allah’ü Teâlâ’ya şükretmek gerektiğini söylerdi. Peygamber efendimiz Aleyhisselâm’ın; "Kendilerine ihsanda bulunanları sevmek, kalplerin yaratılışında mevcuttur." hadîs-i şerîfiyle ilgili olarak buyurdu ki: "Bir kimse, bir şahsa iyilik yaparsa, muhakkak sûrette o şahıs iyiliğe bedel olarak o kimseyi sever!" Ebû Saîd-i Harrâz Rahmetullahi Aleyh hazretleri bir gün sokağa çıktığında bir kalabalığı gördü. İnsanlar bir delinin başında toplanmışlardı. Deli kaçıyor, onlar peşinden koşuyorlardı. Deli onlara doğru dönünce kaçıyorlar, sonra deli peşlerine düşüyordu. Ebû Saîd-i Harrâz Rahmetullahi Aleyh hazretleri; “- Dur ey deli!" diye seslendi. Bunu duyan deli dönüp baktı ve: “- Deli kime derler bilir misin?" dedi. Ebû Saîd-i Harrâz Rahmetullahi Aleyh hazretleri: “- Hayır, bilmiyorum!" deyince deli dedi ki: “- Deli ona derler ki,...

6 Şey Seni Daima Mutlu Eder

6 Şey Seni Daima Mutlu Eder   1.        Sırrını iki kimseden başkası kimse bilmesin! “Sen ve Rabbin” 2.        Dünyada iki kişinin rızasını almakta hırslı ol! “Annen ve Baban” 3.        Sıkıntı ve musibetlere karşı iki şey ile Rabbine sığın! “Sabır ve Namaz” 4.        İki şeyden hiç korkma! “Rızk ve Ecel” Çünkü rızkın da ecelin de Allah Teâlâ'ya emanet! 5.        İki şeyi hiç hatırlama! “Başkasına yaptığın iyilik ve başkasından gördüğün kötülük” 6.        İki şeyi ise hiç unutma! “Rabbini ve ahireti…”.

Yerden göğe ne çıkıyor ki…

Yerden göğe ne çıkıyor ki …   Allah Teâlâ'yı bulan her şeyi bulur. Allah Teâlâ'yı kaybeden her şeyi kaybeder. Allah Teâlâ yaşantıya bakar… Rabbim hepimize sevdiği bir yaşantı nasip etsin! İstikametten ayırmasın! Bizleri seçtiği ve sevdiği kullarından eylesin! Hepimize iman selâmeti versin! Son yılların en sıcak ve kurak mevsimi diyorlar. İman, edep, hayâ kalmadı. Yerden göğe ne çıkıyor ki, gökten yere o yağsın? Yüceler yücesi Rabbimiz bizleri uyarıyor: "Yaklaşan kıyâmet iyice yaklaştı." (Necm Sûresi, 57) Rabbim iman, edep hayâ akıl ve fikir versin!

Şehidimizin Vasiyeti!

Resim
Şehidimizin Vasiyeti! 6 Temmuz 2025 tarihinde, Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde gerçekleştirilen arama-tarama faaliyeti sırasında, bölücü terör örgütü tarafından kullanılan bir mağarada metan gazına maruz kalan 12 asker şehit oldu. Şehitler arasında yer alan 29 yaşındaki Ordulu Uzman Çavuş Kani Obi’nin vasiyeti, Türkiye'yi derinden etkiledi. "Ben şehit olursam fotoğraflarımı sosyal medya sayfalarında, haber kanallarında paylaşın!" Devremin vasiyeti vardı; fazla resim çekilmezdi, bir yerde paylaşırsınız diye ama "Şehit olursam sosyal medya sayfaları, haber kanalları gibi her yerde paylaşsınlar!" demişti. Bize şehidimizin vasiyetini yerine getirmek düşüyor! Ruhun şâd, Mekânın Cennet olsun şehidim!

Ya Rabbi!

Ya Rabbi!   Servet verdiğinde, saadet de ver! Kuvvet verdiğinde, akıl da ver! Tevazu verdiğinde, izzet de ver! İktidar verdiğinde, basiret de ver! Bela verdiğinde, iman da ver! Nimet verdiğinde, şükür de ver! Güzellik verdiğinde, iffet de ver! Cesaret verdiğinde, insaf da ver! Zorluk verdiğinde sabır da ver! (Alıntı)

Ey nefsim!

Ey nefsim! Dünya yaratılalıdan bu tarafa, milyarlarca insan; doğdu yaşadı ve öldü. Sen de doğdun, yaşıyorsun ve öleceksin! “Ben niçin yaratıldım?” “Ben neden yaşıyorum?” “Ben nereye gideceğim?” Sorularını kendine sormadan; Seni ve her şeyi yoktan yaratan Allah’ü Teâlâ’yı tanıyıp iman etmeden; Allah’ü Teâlâ’nın istediği gibi bir kul olmadan; yarattığı mahlûkata hizmet yapmadan… Allah’ü Teâlâ’nın rızasını kazanmadan; Cemalûllah’ı ve Cenneti hak etmeden ölürsen sana yazıklar olsun! Hem de sonsuz kere yazıklar olsun!

Uyanın Ey Dünya Halkları…

Uyanın Ey Dünya Halkları…   Uyanın Ey ABD’liler, Avrupalılar, Asyalılar, Afrikalılar, Müslümanlar, Hristiyanlar, Siyonist olmayan Yahudiler, Putperestler, dinli dinsiz herkes… Siyonist Yahudiler anadan doğma Yahudi olmayan hiç kimseyi; insan kabul etmiyor “Goim” diyorlar yani insana benzer hayvan demek. Kutsal Tevrat Hahamlar tarafından tahrif edilmiş, “Vadedilmiş Topraklar” ve “Goim” yalanı uydurulmuştur. Bugün Filistin’i sonra tüm dünyayı yutacak Goim’i ister öldürürüm ister hizmetimde kullanırım diyor… On binlerce masum Filistinli; Siyonist Yahudiler tarafından katlediliyor, soykırıma uğratılıyor. ABD ve Haçlı AB ülkeleri de destekliyor… Bu katliam durdurulmaz, hesabı sorulmazsa sıra; AB, Asya, Afrika, diğer dünya ülkelerine sonra ABD halklarına da gelecek. Hatta Siyonist olmayan Yahudiler de katledilecek. Katledilmese bile dünya halkı uyandığı zaman en büyük zararı Siyonist olmayan Yahudiler görecek…

Son Nefeste İmanlı Ölebilmenin Bir Formülü Var mı?

Son Nefeste İmanlı Ölebilmenin Bir Formülü Var mı?   Sınavda olan bir öğrenci düşünün. Sınav kâğıdına yazdığı cevabı tam kâğıdını vermeden önce silerek değiştiriyor, başka cevabı yazıyor / işaretliyor. Hangisi dikkate alınır? Sınav boyunca kâğıdında olan mı yoksa son anında kâğıdında işaretli olan mı? Elbette son olarak işaretlediği dikkate alınır. Aynen bunun gibi, bir kimsenin âhiretteki durumu konusunda da son anı dikkate alınır. İşte onun için Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem “Ameller sonlarına göre değerlendirilir!” (Buharî, “Kader”, 4; Tirmizî, “Kader”, 4) buyuruyor.   Tekrar baştaki soruya dönelim. Acaba son nefeste imanlı ölebilmenin bir formülü var mı?   Rabbimiz bir ayette “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten hakkıyla sakının ve ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmran Sûresi, 102) buyuruyor. Allah Teâlâ böyle emir buyurduğuna göre Müslüman olarak can vermenin formülünü de göstermiş olmalı.   Bir başka âyet yolumuzu ayd...

Gençler Neyin Derdine Düşmeli?

Gençler Neyin Derdine Düşmeli?   Gençler neyin derdine düşmeli? Bu fâni âlemde gaye ne olmalı? Bahçıvan ektiği tohumun derdinde olur ise tohum bereket verir. Bigâne kalırsa tavuklara veya tarla farelerine gıda hazırlamış olur. Kısaca râm olmadan hâkim ve sâhip olmak mümkün değildir. İnsanın bu imtihan dünyasında en büyük derdi yâni istikbâl endişesi, “Son Nefes” olmalıdır. Zîrâ son nefes, buğusuz, pürüzsüz ve lekesiz bir ayna gibidir. Her insan bu aynada, güzellikleri ve çirkinlikleriyle bütün ömrünü net bir şekilde seyredecektir. O son nefes ânında, gözlere ve kulaklara hiçbir îtiraz ve gaflet perdesi inmez. Bilâkis bütün perdeler kalkar ve her türlü îtiraf; aklı ve vicdânı pişmanlık iklîmine sokar. Sakın!.. Hayâtımızı pişmanlıkla seyrettiğimiz ayna, son nefes olmasın!.. Büyük bir îkâz-ı ilâhî olarak Rabbimiz: “Ey îmân edenler! Allâh’tan, O’na yaraşır şekilde korkun, hakîkî muttaki olun ve ancak Müslümanlar olarak can verin!” (Âl-i İmrân, 102) buyuruyor. Hayatın gâyesi...