Kayıtlar

Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem'in ve Ashabının Şakaları ve Latifeleri

Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem'in ve Ashabının Şakaları ve Latifeleri Hz. Enes, Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem’in hanımlarıyla beraber olduğu zaman insanların en hoşu ve en şakacısı olduğunu aktarmıştır. Peygamber Efendimiz ile ashabının hayatını hep büyük olaylar ve önemli dinî meseleler etrafında okuyageldik. Siyer denildiği zaman ciddiyet sınırlarının üst düzeye taşındığı, gündelik hayatın, “küçük” hadiselerin neredeyse tamamen göz ardı edildiği bir hakikat anlatısı canlandı(rıldı) zihinlerimizde. Oysaki gündelik hayatın, küçük hikâyelerin de hakikatli sahneleri vardı “Siyer”de. Mesela O’nun hayatına doğru yapacağımız bir yolculukta, beşer-peygamber olarak Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem’in ashabıyla şakalaştığını, sık sık tebessüm edip/ettirdiğini de görebiliriz. Şakalaşmanın fıkhî hükmü etrafındaki tartışmalar bir kenara, ölçülü ve yerinde olan şakayı Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem de tasvip etmiştir. Müslümanların biricik örn...

Mirâc Kandili

Mirâc Kandili 26 Receb’i 27 Receb’e bağlayan gecedir. Cenabı-ı Allah’ın emriyle Sevgili Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem “Burak” adı verilen semâvî bir binek ile bu gecede Mescit-i Harâm’dan, Mescid-i Aksâ’ya gitmiştir. Yolculuğun başlangıcını, Resûl-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz şöyle anlatmışlardır: “Ben Kâ‘be’de, Hicr-i İsmâîl’de, uyku ile uyanıklık arasında bulunduğum bir sırada, bir de baktım; Cibrîl Aleyhisselâm bana Burak’ı getirdi.” Böylece başlayan yolculuk bir gece içinde tamam olmuştur. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Mescid-i Aksâ’da iki rekât namaz kılmıştır. “Bana peygamberler gösterildi; onlara, imam olarak namaz kıldırdım” diyerek Mescit-i Aksâ’daki namazı tarif etmişlerdir. Sonra yine Cebrâil Aleyhisselâm ile birlikte semaya yükselerek “Sidretü’l-müntehâ” denilen kısma geldiği zaman Cebrâil Aleyhisselâm, Sevgili Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’e: “Ya Resûlallâh! Artık ben ileri gidemem. Eğer bir parmak ileri gidersem y...

Ah, Su! Su! Diye İnledi…

Ah, Su! Su! Diye İnledi… Yermuk savaşında meydana gelen bir olay isar'ın (Diğergamlığın) en güzel bir örneğidir. Hz. Huzeyfe Radiyallahü Anh şöyle anlatıyor: "Yermuk harbinde, yaralılar arasında kalan amcamın oğlunu aramak üzere savaş alanında geziyordum. Yanımda biraz su vardı. Hava da çok sıcaktı. Amcamın oğlunu yaralı halde buldum. Su isteyip istemediğini sordum. Başıyla “İsterim!” , dedi. Tam suyu içireceğim sırada öteden başka bir yaralı; "Ah su!" , diye inledi. Amcazâdem gitmemi ve suyu ona içirmemi işaret etti. Gittim, baktım ki Âsım'ın oğlu Hişâm. Tam ona su vereceğim sırada; Başka bir yaralı; "Su!" diye inledi. Hişam da suyu içmedi ve beni ona gönderdi. Arayıp buldum, fakat kendisine suyu ulaştırıncaya kadar o şehit olmuştu. Hemen Hişâm'ın yanına koştum, o da şehit olmuştu. Bari suyu amcamın oğluna içireyim diye onun yanına gittim, fakat o da şehit olmuştu. Nihayet su elimde kaldı. Allah’ü Teâlâ hepsine rahmet...

Bu Gece Bu Adamı Kim Misafir Edecek?

Bu Gece Bu Adamı Kim Misafir Edecek? Ebu Hüreyre Radiyallahü Anh'dan gelen bir rivâyete göre: Bir gün Hz. Peygamber'in huzuruna bir adam geldi ve açlıktan takatinin kesildiğini söyledi. Rasûlullah, hanımlarına bu adama bir şeyler vermeleri için haber gönderdi. Hanımları evlerinde sudan başka bir yiyecek bulunmadığını söyleyince Rasûl-i Ekrem: "-Bu gece bu adamı kim misafir edecek?" dedi. Bunun üzerine Ensâr'dan biri: (Ebu Talha olduğu rivâyet edilmektedir) “-Ya Rasûlallah, ben misafir ederim!” , dedi. Onu evine götürdü. Evde hanımına yiyecek bir şey bulunup bulunmadığını sordu. Karısı da yalnız çocukların yiyeceği kadar bir şey bulunduğunu söyledi. O da: "-Öyleyse onları bir şeyle avut, sofraya gelmek isterlerse uyut. Misafirimiz eve gelince lambayı söndür, ona kendimizi de yiyormuş gibi gösterelim," dedi. Sofraya oturdular. Misafir karnını doyurdu. Kendileri karanlıkta yiyormuş gibi davrandılar ve aç yattılar. Sabah olunca ev sah...

Gönenli Mehmet Efendi Kuddise Sirrûh Hazretlerinin Tavsiyeleri ve Sözleri

Resim
Gönenli Mehmet Efendi Kuddise Sirrûh Hazretlerinin Tavsiyeleri ve Sözleri ·      Âhireti kaybetmekten korkmalıyız. İnsanlar hastanelere acılardan, belâlardan kurtulmak için varını yoğunu veriyor. Asıl, âhiret için varımızı yoğumuzu vermeliyiz. ·      İnsanlara iyilik yaptınız mı, kaçın yanından, utanmasın. Sana teşekkür etmesin. Yaptığın iyilikten dolayı, senin yanında küçülmesin. ·      Hürmetle Kur’an dinleyen bir insana, cehennemlik dahi olsa, Kur’ân şefaat edecek. ·      Senin etrafında, sana çile çektirenleri, Allah Celle Celâlüh sana dünyada çile çeksin de âhirette azap görmesin diye veriyor. ·       İnsanın Hak katında derecesi arttıkça, insanlara merhameti artar. ·      Dinimizde ölçü: Kendin için istediğini başkasına da isteyeceksin. Kendin için istemediğini başkasına da istemeyeceksin. ·       Nasıl ki, boş vakit bulu...

Cuma Duası

Cuma Duası لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ، يَا حَنَّانُ يَا مَنَّانُ، يَا بَدِيعَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ، يَا ذَا الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ Okunuşu: Lâ ilâhe illâ ente yâ Hannân, yâ Mennân, yâ Bedias semâvâti vel ardı yâ Zel celâli vel ikrâm. Anlamı: Ey celâl ve ikram sahibi, ey yedi kat gökleri yaratan, ey nimet ve ihsanı bol, ey rahmeti ve merhameti bol olan Allah'ım! Senden başka (ibadet edilecek) hiç bir ilâh yoktur” Fazileti: Cuma günü her hangi bir vakitte bu dua okunursa; maşrıkla mağrip arasında ne istenilirse istenilsin dua kabul olunur.

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Şeytan İle Konuşması

Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in Şeytan İle Konuşması Bir gün Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz Hz. Eyyüb El-Ensarî’nin evinde ashabı ile sohbet ederlerken, dışarıdan: - Ya Rasülullah! Görülecek, halledilecek bir işim var. Halli için içeriye girmeme müsaade buyurur musunuz? Diye bir ses geldi. Bu sesi işiten Rasulüllah Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz ashaba dönerek: - Bu sesin sahibinin kim olduğunu biliyor musunuz? - Allah ve Rasülü en iyi bilendir. Sesin sahibinin kim olduğunu bilmiyoruz ya Rasûlullah! Dediler. Efendimiz: - O, melûn İblis’tir Allah’ın laneti O’nun üzerine olsun, buyurunca Hz. Ömer Radiyallahü Anh hemen yerinden fırlayarak: Ya Rasûlullah! İzin veriniz. O’nu hemen öldüreyim, dedi. - Dur ya Ömer! Bilmez misin ki: O’na belli hır vakte kadar mühlet verilmiştir. Buna kimse muktedir değildir. Öldürmeyi aklından çıkar, dedikten sonra şöyle buyurdu: - Kapıyı açın, gelsin. O, buraya gelmek için emir al...