Kayıtlar

Mevlana Hazretlerinin Çok İçli Bir Yakarışı

Mevlana Hazretlerinin Çok İçli Bir Yakarışı “Rabbim, senin firkatinden(senden ayrı düşmekten) daha acı hiçbir şey olamaz. Senin dergâhından gayrıya yönelmek kördüğüm olmaktır, hiçliktir. Ey ihsanının en azı, dünya mülkü olan Allah’ım. Sen kalplerde gizli olanı dahi bilirsin. Ben ne söyleyeyim? Ey yardım isteyenlerin yardımcısı! Bizi hidayete çıkar. Bilgilerimiz ve mallarımız bizim için iftihar edilecek şeyler değildir. Ya Rabbi! Lütfunla hidayete erdirdiğin kalbi, dalalete, sapıklığa meylettirme. Takdir kaleminin yazdığı şer ve belaları bizden çevir ve değiştir. İlahi! Dünyada yüz binlerce tuzak ve dane var. Biz ise, aç kalmış hâris kuşlar gibiyiz. O daneler için tuzaklara atılıyoruz. Her birimiz, doğan ve zümrüt-ü anka kuşları gibi yüksekten uçsak da, yine her an, yeni bir tuzağa tutuluyoruz. Ey daima bizim ihtiyaçlarımızın melcei! Biz yine yolumuzu şaşırdık. Ya Rabbi, Senden başka sığınacak kimsemiz, barınacak yerimiz yoktur. Ya Rabbi! Bize bakma ve ...

Tazarru

Tazarru Rabbim bize acı ve şefkat et, ta ki tembellik ve gaflet bizim elimizi kolumuzu bağlayan, adeta büyü gibi bize tesir eden iki habis olamasınlar. Sana fiili ve kavli duada bulunmaktan, bunu tekrar be tekrar yapmaktan, yorulunca yine yapmaktan bizleri uzak tutma. Yoksa sadece kavli duada bulunan, teşebbüssüz tevekkül eden ya da sadece fiili olarak kanunlarına riayet ederek ef'aline güvenenlerden eyleme bizi. Sana karşı hak dava etme ahmaklığından bizleri koru. Bizi naz yolundan niyaz yoluna geçir. لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ Ey Rabbimiz, her türlü israftan ve aşırılıktan sana sığınırız! Sen Bâsit'sin hikmetle genişletensin vaktimizi, imkânlarımızı, hasletlerimizi, Senin yolundaki amellerimizi geniş eyle. Bizleri zamanı tüketenlerden değil, zaman sürekli devinip değişirken, zamanla birlikte müspet manada değişen ve iki günü birbirine eşit olmayanlardan eyle. İnsanlara faydalı olacak ameller işlemeyi nasip ...

Dedim: Buyurdun ki...

Dedim: Buyurdun ki...   أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجِيمِ (بِسْمِ ﷲِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم ( اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ العَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَآلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينْ Allah’ü Teâlâ’nın rahmetinden kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’ü Teâlâ’ya sığınıyorum. Rahman ve Rahim Allah’ü Teâlâ’nın adıyla başlıyorum. Allah’ü Teâlâ’ya hamd, Rasûlune salât ve selâm Aline ve ashabının tümüne olsun.   (Tirmizî, Deavât, 64/3476) ( (Bkz. Tirmizî, Vitir, 21/486) ( (Bkz. İsrâ Sûresi - 17:44)   01- Dedim:  “Çok yalnızım, sıkılıyorum!” Buyurdun ki: وَاِذَا سَاَلَكَ عِبَاد۪ي عَنّ۪ي فَاِنّ۪ي قَر۪يبٌۜ اُج۪يبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ اِذَا دَعَانِۙ فَلْيَسْتَج۪يبُوا ل۪ي وَلْيُؤْمِنُوا ب۪ي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ “Rasûlüm! Kullarım sana beni sorarlarsa, şüphesiz ben onlara çok yakınım. Bana dua edenin duasına icâbet ederim. Öyleyse onlar da benim dâvetime uysunlar ve bana iman etsinler. Böyle yaparlarsa, en doğru yolu bul...