Şifayı Veren Allah Teâlâ
Şifayı Veren Allah Teâlâ Perhizle yasamaktan bıkmıştı, azıcık ihmal etse ülseri kendini hatırlatıyordu. Doktorlar: "Ameliyat!" diyorlardı ama hani para? Bu devirde cılız emekli maaşından artırmak mümkün müydü? Varı yoğu dededen kalma arsada ki hissesiydi. Başkasına satamazdı. Kendi alamazdı. Hem yeğenleri bu arsada araba ney yıkıyor fıkırdıyorlardı. Ama bir gün hayırsızlar kapıyı çalıp el öptüler. Bu arsayı bize sat dediler. “- Tamam alın.” “- Ne istiyorsun?” “- Ameliyat parası verin tamam. Ve öyle oldu. Yeğenleri bir şeyler imzalatıp parayı önüne koydular. Sıra ameliyat için gün almaya gelmişti. Sahi ağrıları biter miydi? Bundan böyle istediğini yiyebilir miydi?” Boş arsada çocuklar neşe içinde oyun oynuyorlardı. Bir tanesi hariç... Bir çocuk, kenarda oturmuş mahzun mahzun diğer çocukları seyrediyordu. İhtiyar, yanına oturup sordu: "- Ne o, seni aralarına almıyorlar mı yoksa?" “- Hayır, alıyorlar amca... Alıyorlar da... Ben oynayamıyorum...”...