Posts

Showing posts with the label bu

“Akıl Tutulması” Değil, Bu Bir “İnsan Tutulması”dır!

“Akıl Tutulması” Değil, Bu Bir “İnsan Tutulması”dır!   Akdeniz’in alev alev yandığını göreceğiz. 21. yüzyılda helak olacak toplum İsrailliler olacak…   Bir yıl önce, soykırımla öldürülen çocukların günlük istatistiğini tutuyorduk. Bu yıl açlıkla öldürülen çocukların günlük istatistiğini tutuyoruz. İnsan tarihinin en korkunç örneklerini sessizce, çaresizce, öfkesizce izlemeye mahkûm edildik. Bu bir akıl tutulması değil. Bu bir “insan tutulması”dır! Bu; yarının dünyasında yaşanacakların, korkunç örneklerin normalleştirilmesidir.   HZ. ADEM’DEN BU YANA, BÜYÜK SAPKINLIKLARDAN BİRİ DAHA YAŞANIYOR. GAZZE İLE BİTMEZ, İNANIN! İşte bu yüzden feryat ediyoruz. Gazze’deki barbarlık dünyaya yayılıp arşa yükseldi. Ama meselemizin sadece Gazze olduğunu sananlar, büyük yanlışa düştüklerini çok geçmeden anlayacak ve derin bir hayal kırıklığı yaşayacak. Yarın elindeki nükleer silahı bile kullanacağı apaçık olun bir “devlet”e, bir topluma bu kadar tahammül, İran’dan Kı...

İman Bu Olsa Gerek…

İman Bu Olsa Gerek…   Kendi başımdan geçen unutulmayacak ibretlik bir olayı aktarıyorum. Kuyumcuda sıra bekliyoruz. Sağ tarafımda tesettürlü bir hanımefendi, Yanında da 5 yaşlarında tesettürlü bir kız çocuğu var. 5 yaşında ki kız çocuğunu tesettürlü görünce dikkatimi çekti. “- Maşallah kızıma, tesettür pek de güzel yakışmış!” dedim. Annesi kibar ve nazik bir üslupla: “- Ağabey, ‘Kızım tesettür için henüz erken! Daha sonra örtünürsün!’ diyoruz ama bizi dinlemiyor…” dedi. Ben tekrar: “- Rabbim kızımızı Allah Teâlâ’nın emirlerinden ve Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in sünnetinden ayrılmayan şuurlu bir Müslüman hanımefendi eylesin!”. Diyerek devam ettim: “- Müdahale etmenize gerek yok, su akar yolunu bulur; kızımız son derece bilinçli hareket ediyor!” Dedim. Kuyumcular merakla bizi dinliyormuş. İçlerinden birisi: “- Maşallah kızım 50 TL’yi hak etti!” diyerek 50 TL uzattı. Diğer bir kuyumcu: “- Hayır 50 TL olmaz!”, diyerek 100 TL uzattı. Küçük kız paraya değil yere bakıyordu. San...

Bu Vatan Kimin?

Bu Vatan Kimin?   Bu vatan tankların tam karşısında Sıra dağlar gibi duranlarındır Şeytanın yoldaşı olmuş hainleri Alnının çatından vuranlarındır   Şahlanmış yiğitler kır at misali Köpürmüş caddeler Fırat misali Kıyama kalkmış nice erkek kadın misali Namussuza hesap soranlarındır   İsmini yazarak mezar taşına Cemreler taşıdın yurdun kışına Bakmadın yaşına başına ardına Bedenini sevdaya sürenlerindir   Tepeden tırnağa tek vücut olup Sokağa, caddeye meydana dolup Bayrağı uğruna gül gibi solup Asım şuuruna erenlerindir   Vatana sevgiyi ibadet bilip Bayrağı kendine emanet bilip En büyük rütbeyi şehadet bilip Bu aşkla toprağa girenlerindir.

Bu Kavga, Hilâl ile Haç’ın Kavgasıdır…

Image
Bu Kavga, Hilâl ile Haç’ın Kavgasıdır…   Rabbimiz Buyuruyor ki: “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. ” (Âl-i İmrân Sûresi 103) Dünya’nın her yerinde Gazze’de, Arakan’da, Çin’de… Müslüman kanı dökülüyor… Sen halâ; vay şu cemaat, vay bu parti… Ayrılık peşindesin… Yüce Yaratan Mahşer Günü’nde her damla kanın hesabını bizden soracak… “Ey kulum Müslüman kanı dökülürken; sen neden bir olmadın? Neden düşman oyununa geldin? Neden kardeşinin yardımına koşmadın?” “ NE CEVAP VERECEĞİZ?...”

Bu Mevtayı Nasıl Tanırdınız?

Bu Mevtayı Nasıl Tanırdınız?   Giderken alkolden girdi komaya; Meyhaneyi yurt sayardı bu deyyus. Yemin eder 'pazar’derdi, 'cuma'ya; Ağustos'u Mart sayardı bu deyyus.   'Ben dahiyim, eşim-dengim az’derdi; İnat için 'zemheri'ye 'yaz’derdi; Kuşa 'kirpi', kurbağaya 'kaz’derdi; Kel sıpayı kurt sayardı bu deyyus.   Nasipsizdi iman, edep, ahlâktan; Kin sağardı enayiden, ahmaktan; Biraz daha alçak idi alçaktan; Namertleri mert sayardı bu deyyus.   Tam sapıktı, şer yollara sapardı; Heykel diker, ilâh diye tapardı; Abdestsiz her yöne secde yapardı; Kıblegâhı dört sayardı bu deyyus.   Türklüğe düşmandı, hep kin güderdi; Yahudi'ye yaltakçılık ederdi; Hıristiyan ile yola giderdi; Ermeni'yi Kürt sayardı bu deyyus.   Görgü şahidiyiz, yalan yok hocam; Tek güzel huyunu bilen yok hocam; Geberip giden var, ölen yok hocam; Doğruluğu dert sayardı bu deyyus.   ( Abdurrahim Karakoç Rahmetullahi...

Bu Kul Sen’in Allah’ım!

Bu Kul Sen’in Allah’ım!   ❝Darlık verme gönlümüze… Mekân Senin Allah'ım! Fırsat verme art niyetlilere… Hüküm Senin Allah'ım! Çâresizlik verme ömrümüze… Emir Senin Allah'ım! İ mkân verme zâlimlere; Kulun Sen’in Allah'ım!❞

Bu Bayrak

Image
Bu Bayrak Malazgirt'te Alpaslan'ın dilinde, Surlarda Ulubatlı'nın elinde, Çanakkale cihadının yılında; Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak!   Rasül'ün övgüsünü kazanmıştı, Düşmanlarımız kahrıyla yanmıştı, Viyana önlerine dayanmıştı; Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak!   Gelibolu'dan Ankara'ya baktı, Kocatepelerden İzmir'e aktı. Aşkıyla milleti ısıtıp yaktı; Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak!   Kafkaslar'da bizi kaldırdı şaha, Yemen çöllerinde sığınak vaha, Gönderlerinden hiç inmedi daha; Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak!   Destanlar yazıldı zalime karşı, Mazlumun duası kapladı arşı, Uğruna yazıldı istiklal marşı; Zemin kan kırmızı, ayyıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak!   Peygamber kabrinde sadık muhafız Bayraktan alırdı mücahitler hız, Unutana yine hatırla...

Ey Birâder Bu Denî Dünyâ İçün Çekme Keder

Ey Birâder Bu Denî Dünyâ İçün Çekme Keder   Ey birâder bu denî dünyâ içün çekme keder Çün beher hâl dem eker gam cümlesi kalmaz gider   'Ârif olan yer mi kaydın hîç bu zâil dirliğin Şol kişi kim ehl-i Hakk'dır mâsivâsını nider   Bir sebâtı yok hayâle gönlünü verme sakın Sihri azgındır ba'îd ol kim seni meşhûr ider   Önü ma'mûr görünür ammâ olur âhir harâb Yıkılup bir gün bu köşkler mahv olur taş u meder   Geldi her bir ferd ana kim buldular âhir fenâ Bir büyük arkdır hemîn ol günde bin insân yutar   Savdı atan hem anan kavm ü kabîlen nevbetin Nevbetine sen de hâzır ol ki böyledir kader   Olma gâfil bir nefes çünki emâmında ölüm Başına takmış licâmı ol seni dâim yeder   'Âkil isen ol basîret üzre dinle sözümü Nefs ü şeytân sû-yi akrân şerlerinden kıl hazer   Bir gün ola kim ferişteh almağa gele cânın Durduğu dem cümle a'zâdan akar sel gibi ter   Şol kıyâmet hevline eyle keder Kuddû...

Mânâ Eri Bu Yolda

Mânâ Eri Bu Yolda   Mânâ eri bu yolda melül olası değil, Mana duyan gönüller hergiz ölesi değil.   Ten fânidir, can ölmez, gidenler geri gelmez, Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil.   Gevhersiz gönüllere yüz bin yol eder isen, Hak’tan nasip olmasa nasip alası değil.   Sakıngıl yârin gönül sırçadır sımayasın, Sırça sındıktan sonra bütün olası değil.   Çeşmelerden bardağın doldurmadan kor isen, Bin yıl orda durursa kendi dolası değil.   Şu Hızır ile İlyas âb-ı hayat içtiler, Bu birkaç gün içinde bunlar ölesi değil.   Yarattı Hak dünyayı Peygamber dostluğuna, Dünyaya gelen gider, bâki kalası değil.   Yunus gözün görürken yarağın eyle bugün, Gelmedi anda varan, geri gelesi değil.   (Yunus Emre Kuddise Sirrûh)

N'oldu Bu Gönlüm N'oldu Bu Gönlüm

  N'oldu Bu Gönlüm N'oldu Bu Gönlüm   N'oldu bu gönlüm n'oldu bu gönlüm;? Derd ü gamınla doldu bu gönlüm… Yandı bu gönlüm yandı bu gönlüm; Yanmada dermân buldu bu gönlüm…   Yan ey gönül yan yan ey gönül yan; Yanmada oldu derdine dermân; Pervâne gibi pervâne gibi; Şem'ine aşkın yandı bu gönlüm…   Gerçeğe yandı (1) gerçeğe yandı; Rengine aşkın cümle boyandı; Kendide buldu kendide buldu; Matlabını hoş buldu bu gönlüm…   El fakru fahrî el fakru fahrî; Demedi mi âlemlerin fahri; Fahrini fakrın fahrini fakrın; Mahv u fenâda buldu bu gönlüm…   Sevdâ-yı a’zam sevdâ-yı a’zam;(2) Bana k'olupdur arş-ı muazzam; Mesken-i cânân mesken-i cânân; Olsa aceb mi şimdi bu gönlüm…   Bayrâm'ım imdi Bayrâm'ım imdi; Bayrâm idersin yâr ile şimdi;(3) Hamd ü senâlar hamd ü senâlar; Dost ile bayrâm kıldı bu gönlüm… (4)   Hacı Bayrâm Velî Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî

Bu Dünya İmtihan Meydanı…

Bu Dünya İmtihan Meydanı…   Yarım asır Firavun’un sarayında yaşayan Asiye Radiyallahü Anha'nın Cennete gittiği...  950 yıl aynı yastığa baş koyan Nuh Aleyhisselâm’ın eşinin Cehenneme gittiği… Köle diye aşağılanan Bilâli Habeşi Radiyallahü Anh'ın, Efendimiz Aleyhisselâm’ın övgüsüne mazhar olduğu… Amcası Ebu Leheb'in daha yaşarken Cehenneme gideceği haber verildiği...  Bir dünyada yaşıyoruz... “Kimsenin ahiret garantisi yok!” Ya Rabbi bizleri her türlü şirk, küfür ve dalâletten uzak eyle! Kıyamete kadar gelecek nesillerimizi imandan ve İslâm’dan ayırma! Senin Her Şeye Gücün Yeter!

Sen Ağa Ben Ağa, Bu İneği Kim Sağa?

Sen Ağa Ben Ağa, Bu İneği Kim Sağa?   “- Çobanlık yapar mısın?” “- Yok almayayım” “- Kim yapacak?” “- Afganlar...”   “- Tarlada çalışır mısın?” “- Yuh, daha neler!” “- Kim yapacak?” “- Türkmenler...”   “- Bebek bakıcılığı yapar mısın?” “- Ben kendi bebeğime bakmıyorum, başkasının bebeğine niye bakayım?” “- Kim yapacak?” “- Özbekler...”   “- Çay, fındık toplar mısın?” “- Başka işim mi yok?” “- Kim yapacak?” “- Gürcüler (Şu sıralar Afrikalılar)...   “- Sanayide, fırında, inşaatta, kazma kürek işinde çalışır mısın? “- Enayi beni mi buldun?” “- Kim yapacak?” “- Suriyeliler…”   SONUÇ: “-   Defolup gitsinler...” “- Öyle mi... Yahu senin benim tenezzül etmediğimiz bu işleri kim yapacak?”   “- Bana ne hacı? Kim yaparsa yapsın. Sen bana devlette bir iş veya Sabah 9”- Akşam 5, vardiyasız, masa başı güzel bir iş var mı, onu söyle… Amele miyiz biz?”   “Üzücü, ama gerçek durum bu…”  ...