Sâdıklarla Berâber Olmak
 Sâdıklarla Berâber Olmak     Cenâb-ı Hak buyuruyor:     “Ey îmân edenler! Allah’tan korkun ve sâdıklarla berâber olun!..” (Tevbe, 119)     Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular:     “Herhangi bir topluluğa benzemeye çalışan, onlardandır.” (Ebû Dâvûd, Libâs, 4/4031)     Şeyh Sâdî, sâlih ve sâdıklarla ünsiyet netîcesinde meydana gelen “aynîleşme”yi “Gülistan” adlı eserinde temsîlî bir şekilde şöyle hikâye eder:     “Bir kişi hamama gider. Hamamda dostlarından biri kendisine temizlenmesi için güzel kokulu bir kil verir. Kilden, rûhu okşayan enfes bir râyiha yayılır. Adam kile sorar:     “-A mübârek! Senin güzel kokunla mest oldum. Haydi söyle, sen misk misin, anber misin?”     Kil ona cevâben şöyle der:     “-Ben misk de anber de değilim. Alelâde bir toprağım. Lâkin, bir gül fidanının altında bulunuyor ve gül goncalarından süzülen şebnemlerle her gün ıslanıyordum. İşte hissettiğiniz, gönüllere ferahlık veren bu râyiha, o güllere âittir.”     İşte bu misâldeki mânânın da işâret...