Posts

Showing posts with the label Bardak

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su   Allah Teâlâ dostlarından Ebû Zekeriyya Rahmetullahi Aleyh hasta döşeğinde ölümle pençeleşiyordu. Yakın dostlarından biri kendisine: “Lâ ilahe illallah, Muhammedü’r-Rasûlullah” kelime-i tevhidini telkin etmek istedi. Bir etti, iki etti, üç etti. Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh her defasında söylemeyi reddediyordu. Bu durum karşısında yakın dostu Ebû Zekerriya'nın son nefesinde imansız gideceğinden korktu ve endişeye kapıldı. Bütün bir ömrünü Allah Teâlâ'ya ibadet ve taat etmekle geçiren böylesine bir kimsenin şimdi hasta döşeğinde ölüm ile pençeleşirken “Kelime-İ Tevhid” getirmemesine bir mana veremiyordu. Şeytanın bir kandırışına mı yenilmişti yoksa? Bir müddet kafası bu düşünceler içinde çalkalanan dost baktı ki Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh sanki kafasında resmigeçit yapan düşünceleri okuyormuş gibi bir aralık gözlerini açarak: “- Bana bir şey mi dediniz?” diye sordu. Orada bulunanlar:        ...

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su   Allah Teâlâ dostlarından Ebû Zekeriyya Rahmetullahi Aleyh hasta döşeğinde ölümle pençeleşiyordu. Yakın dostlarından biri kendisine: “Lâ ilahe illallah, Muhammedü’r-Rasûlullah” kelime-i tevhidini telkin etmek istedi. Bir etti, iki etti, üç etti. Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh her defasında söylemeyi reddediyordu. Bu durum karşısında yakın dostu Ebû Zekerriya'nın son nefesinde imansız gideceğinden korktu ve endişeye kapıldı. Bütün bir ömrünü Allah Teâlâ'ya ibadet ve taat etmekle geçiren böylesine bir kimsenin şimdi hasta döşeğinde ölüm ile pençeleşirken “Kelime-İ Tevhid” getirmemesine bir mana veremiyordu. Şeytanın bir kandırışına mı yenilmişti yoksa? Bir müddet kafası bu düşünceler içinde çalkalanan dost baktı ki Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh sanki kafasında resmigeçit yapan düşünceleri okuyormuş gibi bir aralık gözlerini açarak: “- Bana bir şey mi dediniz?” diye sordu. Orada bulunanlar:        ...

Bardak Olmayı Bırak Göl Olmaya Bak!

Bardak Olmayı Bırak Göl Olmaya Bak! Bir zamanlar, hayatın sadece zâhirinde takılı kalmayan, hadiselerin görünen kısmından ziyâde, derûnundaki hakikatleri temâşâ etme gayretiyle hareket eden, hikmet ehli, yaşlı bir tahta oyma ustası yaşarmış. Bu ustanın da, hayata dâimâ karamsarlıkla bakmayı huy edinmiş, her şeyden şikâyet eden ve hiçbir zaman memnun olmayan ham bir çırağı varmış. Öyle ki, ustası ne kadar güleryüzlü ise, çırak o kadar abus çehreli; ustası ne kadar cömert ise, çırak o kadar cimri; ustası ne kadar yardımsever ise, çırak da o kadar bencilmiş. Günlerini, dünyaya gelişin imtihan hikmetine binâen olduğunun idrâkinden uzak olarak geçiren bu çırak, başına gelen en küçük sıkıntıda bile yüzünü buruşturup şikâyet edermiş. Hayat onun için sanki sırf kötülüklerden, sıkıntılardan, acılardan, dertlerden ve mutsuzluklardan ibâretmiş… Hikmet ehli olan ustası, bir gün bu çırağına güzel bir ders vermek istemiş. Onu, bakkala tuz almaya göndermiş. Âdeti olduğu üzere çırak da söylene...

Bir Bardak Süt

Bir Bardak Süt Howard Kelly yoksul bir ailenin çocuğuydu. Kapı kapı dolaşarak bir şeyler satıyordu. O gün hiç satış yapamamıştı. Karnı açtı. Çalacağı ilk kapıdan yiyecek istemeye karar verdi. Kapıyı genç bir kadın açtı. Howard utandı ve sadece bir bardak su isteyebildi. Kadın kocaman bir bardak süt getirdi. Çocuk sütü içti, teşekkür ettikten sonra "Borcum ne kadar? " diye sordu. Genç kadın gülümseyerek, "Borcunuz yok. Annem bize yaptığımız iyiliğe karşı bir bedel almamamızı öğretti" dedi. Howard bir kez daha teşekkür ederek gitti. Yıllar sonra o genç kadın hastalandı. Onu büyük bir kentin hastanesine götürdüler. Kendisine Howard Kelly adlı genç bir doktor baktı. Howard kadını hemen tanıdı. Yıllar önce kendisine süt veren kadındı bu. Ama belli etmedi. Onu tedavi etti ve iyileştirdi. Kadının ödeyeceği fatura Dr. Kelly’nin önüne geldi. Dr. Kelly bir not yazarak faturaya ekledi. Kadın faturayı nasıl ödeyeceğini kara kara düşünüyordu. ...