Posts

Showing posts with the label Nurullah Genç

Olsan da Bir, Olmasan da…

Olsan da Bir, Olmasan da…   Artık görünmüyor mevsimde hüzün Bulutlar bir garip rüyaya dalmış Ufukta güneşi ağlatan yüzün Bir mültecî gibi tenhâda kalmış Toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir Şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir   Kaç kere çağırdım seni öteden Turnalar uçurdum gittiğin yere Bin parça eyledin kalbimi neden Ruhum bir başına düştü göklere Bana tebessümle bakıyor kabir Şimdi gülsen de bir, gülmesen de bir   Derdimin yangını sardı gölgeni Bir mahkûm kanıyla aktı izlerin Deniz ölesiye severken seni Neden gemileri yaktı gözlerin Yıkıldı yolunu bekleyen şehir Şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir   Yağmurun inceden yağdığı yerde Açan gül acıyı damıtır solar Ağustos böceği düşünce derde İçine kuşların sevdası dolar Ölü bir mahzene gömüldü kibir Artık sevsen de bir, sevmesen de bir   Çatladı en kavî yerinden tohum Kıvılcım düşürdü sulara gonca Her akşam ölümü koklayan ruhum Seni de kuşanır hakan...

Uyan Artık Yiğidim

  Uyan Artık Yiğidim   Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır   Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı.   Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor Bin yüzlü Ebrehe’ler, kara filler geliyor Şimdi devran değişti; ebâbiller geliyor İbrahim bahçesinden taze güller geliyor   Âlemde, duyulacak kutlu bir âvaz kaldı Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.   Çöküyor sırtımızda yükselen vahşi duvar Heykeller kırılıyor; dökülüyor mumyalar Toprağın sinesinde umut var, heyecan var Okşadığın her kökten fışkırıyor bir bahar.   Buzlar çözüldü; kıştan kuru bir ayaz kaldı Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.   Gözlerin âyet âyet büyüyen bir bebektir Ellerin sokaklarda uçuşan kelebektir Sana rehberlik eden ne cindir, ne melektir O bir İnsan-...

Uyan Artık Yiğidim

  Uyan Artık Yiğidim   Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır, Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır, Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır, Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır…   Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı, Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı…   Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor, Bin yüzlü Ebrehe’ler, kara filler geliyor, Şimdi devran değişti; ebâbiller geliyor, İbrahim bahçesinden taze güller geliyor…   Âlemde, duyulacak kutlu bir âvaz kaldı, Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı…   Çöküyor sırtımızda yükselen vahşi duvar, Heykeller kırılıyor; dökülüyor mumyalar, Toprağın sinesinde umut var, heyecan var, Okşadığın her kökten fışkırıyor bir bahar…   Buzlar çözüldü; kıştan kuru bir ayaz kaldı, Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı…   Gözlerin âyet âyet büyüyen bir bebektir, Ellerin sokaklarda uçuşan kelebektir, Sana rehberlik eden ne cindir, ne melekti...