Posts

Showing posts with the label bir

Olsan da Bir, Olmasan da…

Olsan da Bir, Olmasan da…   Artık görünmüyor mevsimde hüzün Bulutlar bir garip rüyaya dalmış Ufukta güneşi ağlatan yüzün Bir mültecî gibi tenhâda kalmış Toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir Şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir   Kaç kere çağırdım seni öteden Turnalar uçurdum gittiğin yere Bin parça eyledin kalbimi neden Ruhum bir başına düştü göklere Bana tebessümle bakıyor kabir Şimdi gülsen de bir, gülmesen de bir   Derdimin yangını sardı gölgeni Bir mahkûm kanıyla aktı izlerin Deniz ölesiye severken seni Neden gemileri yaktı gözlerin Yıkıldı yolunu bekleyen şehir Şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir   Yağmurun inceden yağdığı yerde Açan gül acıyı damıtır solar Ağustos böceği düşünce derde İçine kuşların sevdası dolar Ölü bir mahzene gömüldü kibir Artık sevsen de bir, sevmesen de bir   Çatladı en kavî yerinden tohum Kıvılcım düşürdü sulara gonca Her akşam ölümü koklayan ruhum Seni de kuşanır hakan...

“Akıl Tutulması” Değil, Bu Bir “İnsan Tutulması”dır!

“Akıl Tutulması” Değil, Bu Bir “İnsan Tutulması”dır!   Akdeniz’in alev alev yandığını göreceğiz. 21. yüzyılda helak olacak toplum İsrailliler olacak…   Bir yıl önce, soykırımla öldürülen çocukların günlük istatistiğini tutuyorduk. Bu yıl açlıkla öldürülen çocukların günlük istatistiğini tutuyoruz. İnsan tarihinin en korkunç örneklerini sessizce, çaresizce, öfkesizce izlemeye mahkûm edildik. Bu bir akıl tutulması değil. Bu bir “insan tutulması”dır! Bu; yarının dünyasında yaşanacakların, korkunç örneklerin normalleştirilmesidir.   HZ. ADEM’DEN BU YANA, BÜYÜK SAPKINLIKLARDAN BİRİ DAHA YAŞANIYOR. GAZZE İLE BİTMEZ, İNANIN! İşte bu yüzden feryat ediyoruz. Gazze’deki barbarlık dünyaya yayılıp arşa yükseldi. Ama meselemizin sadece Gazze olduğunu sananlar, büyük yanlışa düştüklerini çok geçmeden anlayacak ve derin bir hayal kırıklığı yaşayacak. Yarın elindeki nükleer silahı bile kullanacağı apaçık olun bir “devlet”e, bir topluma bu kadar tahammül, İran’dan Kı...

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su   Allah Teâlâ dostlarından Ebû Zekeriyya Rahmetullahi Aleyh hasta döşeğinde ölümle pençeleşiyordu. Yakın dostlarından biri kendisine: “Lâ ilahe illallah, Muhammedü’r-Rasûlullah” kelime-i tevhidini telkin etmek istedi. Bir etti, iki etti, üç etti. Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh her defasında söylemeyi reddediyordu. Bu durum karşısında yakın dostu Ebû Zekerriya'nın son nefesinde imansız gideceğinden korktu ve endişeye kapıldı. Bütün bir ömrünü Allah Teâlâ'ya ibadet ve taat etmekle geçiren böylesine bir kimsenin şimdi hasta döşeğinde ölüm ile pençeleşirken “Kelime-İ Tevhid” getirmemesine bir mana veremiyordu. Şeytanın bir kandırışına mı yenilmişti yoksa? Bir müddet kafası bu düşünceler içinde çalkalanan dost baktı ki Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh sanki kafasında resmigeçit yapan düşünceleri okuyormuş gibi bir aralık gözlerini açarak: “- Bana bir şey mi dediniz?” diye sordu. Orada bulunanlar:        ...

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su

Şeytan ve Elinde Bir Bardak Su   Allah Teâlâ dostlarından Ebû Zekeriyya Rahmetullahi Aleyh hasta döşeğinde ölümle pençeleşiyordu. Yakın dostlarından biri kendisine: “Lâ ilahe illallah, Muhammedü’r-Rasûlullah” kelime-i tevhidini telkin etmek istedi. Bir etti, iki etti, üç etti. Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh her defasında söylemeyi reddediyordu. Bu durum karşısında yakın dostu Ebû Zekerriya'nın son nefesinde imansız gideceğinden korktu ve endişeye kapıldı. Bütün bir ömrünü Allah Teâlâ'ya ibadet ve taat etmekle geçiren böylesine bir kimsenin şimdi hasta döşeğinde ölüm ile pençeleşirken “Kelime-İ Tevhid” getirmemesine bir mana veremiyordu. Şeytanın bir kandırışına mı yenilmişti yoksa? Bir müddet kafası bu düşünceler içinde çalkalanan dost baktı ki Ebû Zekerriya Rahmetullahi Aleyh sanki kafasında resmigeçit yapan düşünceleri okuyormuş gibi bir aralık gözlerini açarak: “- Bana bir şey mi dediniz?” diye sordu. Orada bulunanlar:        ...

Küçük Bir İyilik

Küçük Bir İyilik   Bir Arap televizyonunda elim bir hastanın ameliyat olması için 150 bin dolar paraya ihtiyaç olan yardım kampanyası yapılıyor. Canlı yayında arayan arayana… 1000 dolar veren var, 2000 dolar veren var. Birisi arayıp: “- 2 dolar veriyorum!” dedi. Sunucu sordu: "- Neden 2 dolar?" Dedi ki: "- Çünkü tüm param 4 dolar, yarısını veriyorum, işsizim." Ondan sonra arayan, 8000 dolar bağışladı. Dedi ki: "- 4000 dolar hasta için, 4000 dolar da 2 dolar veren kardeşimiz için!" Onun arkasından arayan, 10 000 dolar verdi. “- 5000 dolar hasta, 5000 dolar da o kardeşimiz için!” dedi. Bir saat içinde hastaya ihtiyaç olan para toplandı. O işsiz olana da hatırı sayılır bir meblağ toplandı. Sunucu bir gün sonra o işsiz için de program yaptı. Hem de toplananı ona takdim ettiler. Program sırasında büyük şirketler aradı. iş teklif ettiler onlarca işten istediğini seç dediler. Böylece hem para hem de güzel bir iş sahibi oldu. “N...

Bir Millet Yok Ediliyor…

Bir Millet Yok Ediliyor…   Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Eyüp Sultan Camii’nde kılınan cuma namazının ardından tüm dünyaya seslendi: “Tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de bir millet yok ediliyor. Tüm tarih, kültür, medeniyet, vicdan, ahlak, hukuk yok ediliyor. Tüm insanlığın harim-i ismeti, ortak değerleri, onuru ve haysiyeti yok ediliyor. Bir terör şebekesi, bir haydut sürüsü, azgın ve sapkın bir çete vahşet üzerine vahşet uyguluyor. Bir enkaza, bir hapishaneye çevirdiği Gazze’yi şimdi tamamen işgal etmek üzere harekete geçiyor. Bu vahşeti durdurmak zorundayız…” dedi.  

İyilik Yapmaya Devam!

İyilik Yapmaya Devam!   Bir gün dervişin biri suya düşen akrebi kurtarmak ister. Elini uzatınca akrep sokar. Derviş tekrar dener, akrep yine sokar… Bunu görenler dayanamaz ve dervişe: “- İyilik yapmak istediğin halde sana zarar verene ne diye yardım edersin?” diye çıkışırlar. Derviş çok güzel bir cevap verir: “- Akrebin fıtratında öldürmek var. Benim fıtratımda ise yaratılanı sevmek, mermamet etmek var. O fıtratının gereğini yapıyor diye ben niye fıtratımı değiştireyim?" İyilik yapmaya devam! Karşındaki o iyiliğe lâyık değilse, sen lâyıksın… Rabbimiz, kalplerimizi merhametle doldursun, bizi iyilikte yarışan kullarından eylesin ve rahmetiyle bizi kuşatsın. Âmîn!

Çalabım Bir Şâr Yaratmış İki Cihân Âresinde

Çalabım Bir Şâr Yaratmış İki Cihân Âresinde   Çalabım bir şâr yaratmış   iki cihân âresinde Bakıcak dîdâr görünür ol şârın kenâresinde   Nâgehân ol şâra vardım ol şârı yapılır gördüm Ben dahî bile yapıldım taş ü toprak âresinde   Ol şârdan oklar atılır gelir ciğere batılır Ârifler sözü satılır ol şârın bazâresinde   Şâkirdleri taş yonarlar yonup üstâda sunarlar Çalabın ismin anarlar ol taşın her pâresinde   Ol şâr dediğim gönüldür ne âlimdir ne câhildir Âşıklar kanı sebîldir ol şârın kanâresinde   Bu sözü ârifler anlar câhiller bilmeyip tânlar Hacı Bayrâm kendi bânlar ol şârın minâresinde   (Hacı Bayrâm Velî Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî)

Son Nefeste İmanlı Ölebilmenin Bir Formülü Var mı?

Son Nefeste İmanlı Ölebilmenin Bir Formülü Var mı?   Sınavda olan bir öğrenci düşünün. Sınav kâğıdına yazdığı cevabı tam kâğıdını vermeden önce silerek değiştiriyor, başka cevabı yazıyor / işaretliyor. Hangisi dikkate alınır? Sınav boyunca kâğıdında olan mı yoksa son anında kâğıdında işaretli olan mı? Elbette son olarak işaretlediği dikkate alınır. Aynen bunun gibi, bir kimsenin âhiretteki durumu konusunda da son anı dikkate alınır. İşte onun için Allah Rasûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem “Ameller sonlarına göre değerlendirilir!” (Buharî, “Kader”, 4; Tirmizî, “Kader”, 4) buyuruyor.   Tekrar baştaki soruya dönelim. Acaba son nefeste imanlı ölebilmenin bir formülü var mı?   Rabbimiz bir ayette “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten hakkıyla sakının ve ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmran Sûresi, 102) buyuruyor. Allah Teâlâ böyle emir buyurduğuna göre Müslüman olarak can vermenin formülünü de göstermiş olmalı.   Bir başka âyet yolumuzu ayd...

Her Gecikme Bir Hikmete Dairdir

Her Gecikme Bir Hikmete Dairdir   ·      Evliliğin gecikmişse bunda bir hikmet vardır. ·      Rızkın gecikmişse bunda bir hikmet vardır. ·      Bir arkadaşını senden uzak tutmuşsa bunda bir hikmet vardır. ·      Nice istediğimiz şeyler vardır ki gerçekleşmediği için sonradan şükretmişizdir. ·      "O vakit olsaydı, aleyhime olurmuş." deriz. ·      Eğer Allah Teâlâ bir isteğini erteliyorsa, bu ertelemenin mutlaka bir hikmeti vardır. ·      Allah Teâlâ bir duana üç şekilde icabet eder: 1.      İstediğini hemen verir. (Rahmettir.) 2.      Daha münasip bir vakte erteler. (Hikmettir.) 3.      Daha hayırlısını nasip eder. (Lütuftur.) O hâlde, duada ısrarcı ol ama kabulüne dair hüsnüzan besle. Çünkü Allah Teâlâ'dan gelen her şey rahmet ve hikmet üzeredir.