“Akıl Tutulması” Değil, Bu Bir “İnsan Tutulması”dır!
“Akıl Tutulması” Değil, Bu
Bir “İnsan Tutulması”dır!
Akdeniz’in alev alev yandığını
göreceğiz. 21. yüzyılda helak olacak toplum İsrailliler olacak…
Bir yıl önce, soykırımla
öldürülen çocukların günlük istatistiğini tutuyorduk.
Bu yıl açlıkla öldürülen
çocukların günlük istatistiğini tutuyoruz.
İnsan tarihinin en korkunç
örneklerini sessizce, çaresizce, öfkesizce izlemeye mahkûm edildik.
Bu bir akıl tutulması değil. Bu
bir “insan tutulması”dır! Bu; yarının dünyasında yaşanacakların, korkunç örneklerin
normalleştirilmesidir.
HZ. ADEM’DEN BU YANA, BÜYÜK
SAPKINLIKLARDAN BİRİ DAHA YAŞANIYOR. GAZZE İLE BİTMEZ, İNANIN!
İşte bu yüzden feryat ediyoruz.
Gazze’deki barbarlık dünyaya yayılıp arşa yükseldi. Ama meselemizin sadece
Gazze olduğunu sananlar, büyük yanlışa düştüklerini çok geçmeden anlayacak ve
derin bir hayal kırıklığı yaşayacak.
Yarın elindeki nükleer silahı
bile kullanacağı apaçık olun bir “devlet”e, bir topluma bu kadar tahammül,
İran’dan Kızıldeniz’e, Anadolu’dan Basra Körfezi’ne bütün coğrafyayı ateşe
atmak, bütün coğrafyanın yarınını yok etmek anlamına gelecek.
Gazze ile bitmeyecek, inanın.
Coğrafyanın tamamında, dünyanın büyük bölümünde benzer vahşilikler
sahnelenecek, inanın.
Eğer durdurmazsak, Hz. Adem’den
bu yana, insan ırkının tamamen kontrolden çıkması ile sonuçlanacak o “kapılar”
ardına kadar açılacak, inanın.
“TÜRKİYE İSRAİL’İ VURMALI…”
YÜREKLERDEKİ ATEŞİ AKDENİZ KIYILARINA TAŞIYACAĞIZ…
“Türkiye İsrail’i vurmalı”
başlığı ile geçtiğimiz hafta yazdığım yazı, bugünü değil yarını anlatıyordu.
Yarının coğrafyasını, yarının Anadolu’sunu, yarının dünyasını anlatıyordu.
Bazılarında büyük tedirginlik
uyandırsa da, bazılarında yüreklerin sesi oldu. Yüreklerin sesini güçlendirip,
tedirgin olanların korkusunu artırmak için elimizden geleni yapacağız.
Kelimeleri kurşuna, öfkeyi fırtınaya dönüştürüp, yüreklerdeki ateşi Akdeniz
kıyılarına salacağız.
Bir gün, mutlaka, Akdeniz’in
alev alev yandığını da görecek bu dünya. Gelecek beklentilerini yok edip, insan
tarihinin bu korkunç vahşetine dur diyeceğiz.
Bir toplumun bütün insanlığı
tehdit etmesine, ilahi olana böylesine savaş açmasına, yeryüzünün en saf
insanlarını yok etmesine artık tahammül etmeyeceğiz.
21. YÜZYILDA HELAK OLACAK TOPLUM
İSRAİLLİLER OLACAK. AKDENİZ YOK OLUŞLARIN TARİHİDİR!
Bunun kendi yok oluşlarını
hazırladığını mutlak göreceklerdir. İnsanlık tarihi helak olmuş toplumların
tarihidir. Azgınlaşmış devletlerin tarihidir. Tanrı ile rekabete giren güç
sahiplerinin çöküşlerinin tarihidir.
Akdeniz çevresi ilahi dinlerle
yoldan çıkmış toplulukların hesaplaşma tarihidir. İyi ile kötünün büyük
savaşlarının tarihidir. Eğer 21. yüzyılda helak olacak bir toplum varsa, o
İsrailliler olacaktır. Ve bu ilahi emir, coğrafyada yaşayan milletlerin eliyle
gerçekleşecektir.
Türkiye İsrail’i vurmalı! Ve
vuracak! Buna mecbur kalacak. Bunu göreceğiz. Öyleyse yarının cümlelerini
şimdiden kurmamızı kimse yadırgamasın!
Bin yıldır coğrafya formatlayan
bu millet bunu yapacak, göreceğiz. Türkiye bugün her alanda kötülükle
mücadelesine devam eder. Zamanı geldiğinde son noktayı koymayı bilecektir.
BİZİM İSRAİL İLE GÖRÜLECEK ÇOK
BÜYÜK HESABIMIZ VAR? VE BU BEDEL ÖDETİLECEK…
Bizim onlarla başka bir
hesabımız daha var: Koca imparatorluğu (Osmanlı) onlar çökertti. Coğrafyayı
onlar paramparça etti. Türkiye Cumhuriyeti’ni on yıllarca onlar rehin aldı.
Anadolu insanı ile devleti on
yıllarca onlar çatıştırdı. İslam ve değerlerle savaşı onlar formatladı.
“Silahlı ve siyasi terör örgütleri” ile Anadolu’yu onlar kan gölü haline
getirdi.
Bizim İsrail ile Gazze’nin
ötesinde de hesaplaşmamız var ve bu hesaplaşma mutlaka yaşanacak. Bu bedel
mutlaka ödetilecek. Bu işin Araplıkla, Semitiklikle, ulus devlet hesaplarıyla
alakası yok. Bu bir tarih hesaplaşmasıdır ve bu hesap görülecektir.
Bu halde bile, Türkiye’nin
yarınını bombalayan, Kıbrıs Rum Kesimi ile Yunanistan ve Adalar’da Türkiye’ye
karşı cepheler kuran, ABD ve Avrupa gücünü her yerde Türkiye’nin karşısına
diken bu ülkenin neden ve nasıl cezalandırılacağını tarihe bakarak
görebilirsiniz.
NASIL BİR “GAZAP’LA YÜZLEŞECEĞİNİN
ÖRNEĞİNİ BİN YILLIK TARİH ANLATIYOR!
Aynı anda beş ülkeye saldıran,
Türkiye’nin bütün ortaklarını vuran İsrail’in nasıl bir “gazap”la yüzleşeceğini
coğrafyanın bin yıllık tarihi herkese anlatmalı.
Doğu Roma’yı haritan silen,
Haçlı Seferleri’ni Anadolu’ya gömen bir milletin, son Haçlı saldırısı olan
Birinci Dünya Savaşı’nın rövanşını almaz mı sanıyorsunuz! Yüz yıllık yıkımı ve
trajediyi unuttu mu sanıyorsunuz.
“ANADOLU’YA SALDIRI”YI BEKLER Mİ
SANIYORSUNUZ!
Yeni Haçlı seferleri organize
etmek için harekete geçen “İsrail Garnizonu”nu haritan silmez mi sanıyorsunuz.
Bunu yapmak için İsrail’in Anadolu’ya saldırısını bekler mi sanıyorsunuz?
Bugünün “yılışık cümleleri” sizi
kandırmasın, uyutmasın, bu siyasi genetiği size unutturmasın. Yılışık cümlelerle
tarih yapılmaz, coğrafya inşa edilmez, ülke ayakta tutulmaz.
Büyük imparatorluklar kuran bu
siyasi genetiğin en önemli özelliği, “yeri ve zamanı kendine göre ayarlayarak”
zamanında müdahale etmeyi bilmesidir.
Ve “zorunlu” olan müdahaleyi
geciktirmemesi, ihmal etmemesidir. Bugünün değil, yarının müdahalelerini
yapmayı bilmesidir. Bu koca tarih böyle böyle inşa edilmiştir.
ELLİ YILRDIR İÇERİDEN
SALDIRIYORLAR! TÜRKİYE SİLAH GÜCÜ KAÇ YIL ENGELLENDİ?
Elli yıldır Türkiye’ye karşı
içeriden savaş yürütüyorlar. 1980’lerde PKK bu amaçla kuruldu. Kırk yıl önce
FETÖ bu amaçla kuruldu. O tarihlerde PKK ve FETÖ kurulmayıp bu geçtiğimiz hafta
İDEF’te gördüğümüz atılımlar başlasaydı, böyle bir coğrafya, böyle bir eziklik
yaşanmayacaktı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin
iktidar alanı, “imtiyazlılar”ın elinden çıkıp “millet”in eline geçmeye
başlamasıyla bu saldırılar daha da kanlı hale geldi.
Bugün Gazze’de soykırım yapıp
Türkiye’yi ve ortaklarını tehdit edenler işte bu içeriden saldırıları organize
eden yapılardı.
Hâlâ saldırıyorlar. Bizim bu
savaşı anlamadığımızı mı sanıyorlar! Bu saldırıların adreslerini, patronlarını
tanımadığımızı mı sanıyorlar? Bir adım sonrasında neler planladıklarını
bilmediğimizi mi sanıyorlar!
AKDENİZ’İN ALEV ALDIĞINI
GÖRECEĞİZ!
Artık “ricacı” olma, “sulh” adı
altında ezikliğe mahkûm olma dönemi bitti. “Anlayışlı devlet” diye pazarlanan
tepkisizlik dönemi bitti. Savunma dönemi bitti. Bütün bunlar 20. yüzyıl
alışkanlıklarıydı. O tarih çoktan bitti.
Türkiye’nin içeride ve bölgede
yaşadığı krizlerin, ödediği bedellerin, karşı karşıya bulunduğu tehditlerin
tamamının arkasında İsrailliler var. Bu, istisnasız böyledir. Her birini masaya
yatırın, ipin ucu onlara çıkacaktır.
Öyleyse artık “sabır” dönemi de
bitti.
Belki erken konuşanlardanım. Ama
Türkiye İsrail’i vurmak zorunda kalacak. Gazze için, coğrafya için, Anadolu
için buna mecbur kalacak. Coğrafyayı ve tarihi kendi havzasına çekecek.
Akdeniz’in alev alev yandığını
mutlaka göreceğiz!
Yazar: İbrahim Karagül
Comments
Post a Comment