Olsan da Bir, Olmasan da…
Olsan da Bir, Olmasan da…       Artık görünmüyor mevsimde hüzün   Bulutlar bir garip rüyaya dalmış   Ufukta güneşi ağlatan yüzün   Bir mültecî gibi tenhâda kalmış   Toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir   Şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir       Kaç kere çağırdım seni öteden   Turnalar uçurdum gittiğin yere   Bin parça eyledin kalbimi neden   Ruhum bir başına düştü göklere   Bana tebessümle bakıyor kabir   Şimdi gülsen de bir, gülmesen de bir       Derdimin yangını sardı gölgeni   Bir mahkûm kanıyla aktı izlerin   Deniz ölesiye severken seni   Neden gemileri yaktı gözlerin   Yıkıldı yolunu bekleyen şehir   Şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir       Yağmurun inceden yağdığı yerde   Açan gül acıyı damıtır solar   Ağustos böceği düşünce derde   İçine kuşların sevdası dolar   Ölü bir mahzene gömüldü kibir   Artık sevsen de bir, sevmesen de bir       Çatladı en kavî yerinden tohum   Kıvılcım düşürdü sulara gonca   Her akşam ölümü koklayan ruhum   Seni de kuşanır hakan...
