Posts

Showing posts with the label Selim

Biliyor Musun Sen Kimsin?

Biliyor Musun Sen Kimsin?   SEN, “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz, iyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışırsınız. Çünkü Allah’a inanıyorsunuz.” (Âl-i İmrân Suresi, 110) Fermanının sahibisin!   SEN, “Alemlere rahmet olarak gönderilen” ve dehşetli mahşer günü herkesin “Nefsi! Nefsi!” diye çırpınacağı bir zamanda, secdelere kapanıp; “Ümmetimi isterim Ya Rab! Ümmetimi bağışlamadıkça kalkmam!” diye feryat edecek olan Habib-i Kibriya Sallallahü Aleyhi Vessellem’in ümmetisin!   SEN, Rasulûllah’ın ashabına; “Orduya yardım ediniz!” dediği zaman, bütün servetini alıp getiren ve Peygamberin: “Çocuklarına ne bıraktın?” sorusuna; “Allah’ı ve Rasûlünü bıraktım, Ya Rasûllullah!” cevabını veren Hz. Ebubekir Radiyallahü Anh’ın yolundasın!   SEN, Devlet reisi olduğu halde, içi su dolu bir tulumu sırtına yüklenerek halk içinde dolaşan ve oğlunun; “Babacığım, niçin böyle yapıyorsun?” sorusuna; “Oğlum! Nefsimi biraz beğenir gibi o...

Kalb-i Selim’in Özellikleri ve Vasıfları

Kalb-i Selim’in Özellikleri ve Vasıfları   İslam literatüründe kalb-i selîm (temiz kalp), manevi olgunluk ve Allah Teâlâ’ya samimi bir kulluk anlayışının en yüksek derecelerinden biri olarak kabul edilir.   Kalb-i Selim: Özellikleri Vasıfları ve Nasıl Olunur? Bu kalp, hem ruhsal hem de ahlaki saflığı simgeler ve insanın Allah Teâlâ’ya yönelmesindeki en önemli araçtır. Prof. Dr. Ömer Çelik’in yazısında da bu kavramın üzerinde durulmuş, kalb-i selîmin özellikleri, İslam âlimlerinin görüşleri ve ilgili hadislerle açıklamalar yapılmıştır. İşte kalb-i selîm hakkında bilmeniz gerekenler:   Kalb-i Selîm Nedir ve Nasıl Olunur? Kalb-i selîm, içinde hiçbir kötü düşünce, kötü huyluluk ve ameli kir taşımayan bir kalptir. Bu kalp, Allah Teâlâ’ya tam teslimiyet içinde, her türlü şüphe, nifak ve kötü düşünceden uzak, saf ve temiz bir kalptir. Kalb-i selîm, sadece dışsal ibadetlerle değil, aynı zamanda içsel bir temizlik ve tasfiyeden geçerek ortaya çıkar. Bir insanın ...

Kalb-i Selim Ne Demektir?

Kalb-i Selim Ne Demektir?   “O, Rabbine kalb-i selim ile geldi.” (Saffat Sûresi, ayet 84) “Ancak Allah'a selîm (sağlam) bir kalble gelen müstesnâ.” (Şuarâ Sûresi, 89)   İbrahim Aleyhisselam, Rabb’ine kalb-i selim ile gelmişti. Kalbi selim, sağlam ve sıhhatli kalptir ki nifaktan, şirkten, şaibeli şeylerden salim olarak, Allah sevgisi ile dolu halis kalptir. Orada kin, düşmanlık, hased ve buğz gibi hallerden eser yoktur. Nefsi için sevdiğini başkaları için de sever. Kimseyi kırmaz ve kimseye de kırılmaz.   Kulun kalbi düzelmedikçe imanı düzelmez. Lisanı doğruyu konuşmadıkça kalbi müstakim olmaz. Komşusu zulmünden emin olmadıkça da Cennet’e giremez. (Ramuzul Ehadis, s.488, h. 6074)   Ebu Seyyid Kuşeyri Rahmetullahi Aleyh demiştir ki:   Adamın biri Sehl ibni Abdullah Rahmetullahi Aleyh’e gelip demiş ki: “Evime bir soyguncu girmiş, bütün eşyalarımı alıp gitmiş!”   Sehl b Abdullah Rahmetullahi Aleyh adama:   “Sen Allah’u Teâlâ...

Ayrı Düştüm

  Ayrı Düştüm   Bülbül gibi gülistan bostandan ayrı düştüm. İstemem altın kafes vatandan ayrı düştüm.   Ey gam öldürme beni bu hicran gecesinde, Zira bir güneş yüzlü handandan ayrı düştüm.   Gönül feryad ediyor karanlık gecelerde, Gamlıyam bir mah cemal sultandan ayrı düştüm.   Hicran ile ne hale geldiğimi soranlar, Sormayın ahvalimi ben candan ayrı düştüm.   Selim’i kınayanlar bilmez ıstırabımı, Şu canıma can katan canandan ayrı düştüm.   Yavuz Sultan Selim Rahmetullahi Aleyh

El-Meded

  El-Meded   Ey cemâl-i nûr-i çeşm-i evliyâ, El-meded ey ma’den-i nûr-i Hudâ Hâk-i pây-i tûtiyâ-yı asfiyâ, El-meded ey ma’den-i nûr-i Hudâ.   Kimse sensiz bulamaz Hakk’a vusul, Feyz-i lûtfunla olur merd-i kabul, “Rahmeten li’l-âlemîn”sin yâ Resûl, El-meded ey ma’den-i nûr-i Hudâ.   Eyledim bî-had cürüm ile cerîm, Oldum eşhâs-ı hevâ ile nedîm, Eyle isyânım şefâat yâ Kerîm, El-meded ey ma’den-i nûr-i Hudâ.   Ey kerem-kân-ı Resûl-i Kibriyâ, Kemterindir bu Selîmî pür-hatâ, Dergehinden ilticâ eyler atâ, El-meded ey ma’den-i nûr-i Hudâ.   (Yavuz Sultan Selim Rahmetullahi Aleyh)

Rasûlullah'ın Sultan Selim'e Emridir!

Image
Rasûlullah'ın Sultan Selim'e Emridir!   Yavuz’un en büyük gururu Osmanlı topraklarını iki katına çıkartması ya da Avrupa’da nüfuzunu artırması değildir. Onu asıl sevindiren Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem ’in beldesinin hizmetkârı seçilmesidir. Yavuz Sultan Selim Osmanlı’nın en kısa süreli padişahları arasında sayılıyor. Ancak tarihçiler onun bu 8 yıl süren saltanatında 80 yıla sığacak hizmetler yaptığında birleşiyor. Gerçekten de Osmanlı, onun döneminde hazinesini doldurmakla kalmıyor, topraklarını genişletip, siyasi nüfuzunu; Avrupa, Asya, Ortadoğu ve Balkanlarda artırıyor. Babasından devraldığı tatminkâr hazineyi ağzına kadar doldurdu. Hazinenin kapısını mühürledikten sonra, söyle vasiyet etmişti: "Benim altınla doldurduğum hazineyi, torunlarımdan her kim doldurabilirse kendi mührü ile mühürlesin, aksi halde Hazine-i Hümayun benim mührümle mühürlensin." Bu vasiyet tutuldu. O tarihten sonra gelen padişahların hiçbiri hazineyi dolduramadığından, hazinen...

Yavuz Sultan Selim Han Rahmetullahi Aleyh’in Vasiyeti

                               Yavuz Sultan Selim Han Rahmetullahi Aleyh’in Vasiyeti   Yavuz Sultan Selim Han Rahmetullahi Aleyh, vefat etmeden önceki gece (m. 1520), paşalarını çağırdı ve onlara şöyle hitap etti: “Bu dünya yurdunda daha fazla kalamayacağımı anlıyorum, can emanetini sahibine teslim etme vakti çok yaklaştı. Sizler şimdi hangi vazifede iseniz, Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına uygun hareket ederek ve doğru yoldan ayrılmaksızın, vazifenizde devam ediniz.” “Âhiret seferine çıkmış olan benden, oğlum Süleyman Han’a şöyle bildirin!”: “Cihâd ve gazâ vazifesini gayretle yerine getirmek, hem dinimizin emri hem de dedelerimizden beri son derecede riâyet edilen bir husûstur. O da ihmal ve tembellik edip aslâ bunu terk etmesin. Bu zayıf kul, hayatı boyunca müşriklerle ve mezhepsizlerle cihâda gayret eyledi. Ümidim odur ki evlâdımız da cihada gayret gösterir. Benim neslimden gelenlerden he...

Allah’ü Teâlâ Kalplere Bakar!

            Allah’ü Teâlâ Kalplere Bakar!   Kalp nazargâh-ı ilahidir. Rabbimiz kalplere tecelli eder.             Kalb, imanın, hakikatin, bilginin, hikmetin ve ahlâkın merkezindedir. Beden ülkemizin sultanı olan kalb, gönül dünyamıza da yön veren ilahi bir cevherdir.             Şuur, vicdan, idrak, duygu, akıl ve irade gücümüzün odak noktasıdır. İman ve küfrün, sevgi ve nefretin, cesaret ve korkaklığın, iyilik ve kötülüğün merkezidir.                  Kibir, kıskançlık öfke, nefret, şehvet… Vb. kötü duygular kalpte bulunduğu gibi; iman, Allah’ü Teâlâ korkusu, ihlâs, hilm ve takva gibi iyi ve güzel duygular da kalpte bulunur.   O gün, ne mal fayda verir ne de evlât…   Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ buyuruyor ki: “O gün ne mal fayda ...