Posts

Showing posts with the label Mescid-i Aksa

Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa Nasıl Kurtulur?

Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa Nasıl Kurtulur?   Kur’an’a göre, Aksa ve Kudüs mübarek belde İlk kıblemizdir o, şimdi tutsak küfrün elinde On yıllar geçti, katil Siyonist’in işgalinde Sürekli kan, gözyaşı, zulüm var, serüveninde   Siyonistler çaldı; Aksa’yı… Zehra’nın gözlerini Tuğyan, zulüm, fesad ve vahşet, karartmış yüzlerini Hayvandan aşağı tercihleri, çürütmüş özlerini Az pahaya sattılar, Allah’la ahid ve sözlerini   Alçakça kan dökerek, yaydılar hep fitne, fesadı Amaçları sapkın siyonizm, bir de çıkar hesabı Hitlerden çok zulüm yaptılar, mazlum Filistinliye Dünya zulmü destekliyor, ezilen Müslüman diye   Sürekli yeni işgal ve katliam var, zulüm durmuyor BM zulme seyirci, dünya hep HAMAS’ı suçluyor Mazlum Filistinli darda, hak ve adalet bekliyor Laik dünya zalimi koruyor, alçakça destekliyor   Ölüm, işkence kol geziyor, esir binlerce mazlum Çocuklar füzeyle vurulur, dünyanın hali malum Filistinli masum, yoksu...

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde

Mescid-i-Aksa   Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde; Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu… Varıp eşiğine alnımı koydum Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu…   Gözlerim yollarda bekler dururum; Nerde kardeşlerim diyordu bir ses. İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin; Unuttu mu bunu acaba herkes…   Burak dolanırdı yörelerimde; Mi’raca yol veren hız üssü idim. Bellidir kutsallığım şehir ismimden; Her yana nur saçan bir kürsü idim…   Hani o günler ki binlerce mü’min; Tek yürek halinde bana koşardı. Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine; Cevaba erişen dualar vardı…   Şimdi kimsecikler varmaz yanıma; Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım. Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı; Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım…   Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde; Götür müslümana selam diyordu. Dayanamıyorum bu ayrılığa; Kucaklasın beni İslâm diyordu…   (Mehmet Akif İnan Rahmetullahi Aleyh)

“Sübhanallahi ve bihamdihi sübhanallahi’l Azîm” Söylemenin Faziletleri

  “Sübhanallahi ve bihamdihi sübhanallahi’l Azîm” Söylemenin Faziletleri سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ سُبْحَانَ اللَّهِ العَظِيمِ ‘Sübhanallahi ve Bihamdihi Sübhanallahi’l Azim’   Hadis-i Şerifler’e göre günde en az 100 kere okunur.   Kabîsa b. Muharik Radiyallahü Anh anlatıyor: Bir gün Hz. Peygamber Sallallâhu Aleyhi Vesellem’e gittim. “Ey Kabîsa! Seni buraya getiren sebep nedir?” diye sordu. Ben de: “Yaşım ilerledi, kemiklerim inceldi, bu sebeple Allah’ın beni faydalandıracağı bir şeyi bana öğretmen için sana geldim!” dedim. Peygamber Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem ona şöyle buyurdu: “Ey Kabîsa! ‘Şu dediklerimi yaparsan’, yanından geçtiğin her bir taş, ağaç ve toprak parçası mutlaka senin için Allah’tan bağışlamanı dilerler. Ey Kabîsa! Sabah namazını kıldıktan sonra, üç defa ‘Subhanellahi’l-azîm ve bi hamdihi’ duasını okuduğun zaman, körlükten, cüzamdan ve felçten muaf olacaksın. Ey Kabîsa! De ki: ‘Allah’ım! Ben senin nezdinde bulunan (l...

En Faziletli Üç Mescid

Image
En Faziletli Üç Mescid Yeryüzünün en faziletli mekânları camiler, camilerin de en faziletlileri Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa'dır. Bu üç camide kılınan namazların diğer camilerde kılınan namazlardan çok daha fazla sevaplı olduğu hadisi şeriflerde bildirilmiştir. Ebû Hureyre (r.a.), Hz. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "(İbadet için) sadece (şu) üç mescide yolculuk yapılır: Mescid-i Haram, Mescid-i Nebî ve Mescid-i Aksa..." (1) Hac mevsiminin bütün heyecan ve canlılığıyla yaşandığı şu günlerde, gerek hac ibadetinin yerine getirilmesinin şartı olarak, gerekse teberrüken belli merkezlerin ziyareti ağırlıklı şekilde gündeme gelmektedir. Yani müslüman gönül ve kafalar bu günlerde hep belli merkezler etrafında dönüp durmaktadırlar. Bu vesile ile biz de yazımızı, Efendimizin "üç mescid" veya kitaplardaki adıyla "şeddü rihal" hadisine ayırdık. Gerçekler Muhtelif rivayetlerin...

Kudüs ve Mescid-i Aksa’da Yağmur

Kudüs ve Mescid-i Aksa’da Yağmur Kıymetli dostlar! Bugün sizlere son devrin büyük âlimlerinden, hafız-ı kurra Gönenli Mehmed Efendi Hocaefendi’den dinlediğim bir hatırayı nakletmek istiyorum. Hocaefendi’nin hac yolunda tesadüf ettikleri yağmur hadisesini tefekküre vesilesi olması niyazıyla kendisinden dinleyelim: “Bakın, size bir yağmur hikâyesi anlatayım, şimdi hatırıma getirildi. Bendeniz karayoluyla ilk hacca giden kafilelerde bulundum. Biliyorsunuz, uzun bir süre hacca gitmek yasaktı, sonra -Allah razı olsun- Menderes zamanında kanunlar müsaade etti. İşte karayoluyla gidiyorduk. (Birden ağlamaya başladı ve sağ elini kaldırarak ‘Hey hey...’ der gibi havada salladı ve devam etti.) Biliyor musunuz, bu millet Kâbe’ye, hacca hatta hacıya bile âşıktır. Urfa’dan geçiyorduk, otobüsün önüne insanlar yattı. Evet evet, yanlış duymadınız, (Eliyle önünde yol varmış da işaret ediyormuş gibi yaparak) böyle yere yattılar. Yola yattılar yola... ‘Yahu bunlar ne yapıyor?’ dedik, mecbur ...